Frankfurt Goethe Üniversitesi Kliniği Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Korkusuz, “Hayalim ve gayretim her zaman Türkiye’de çalışmaktı. İnşallah Sandıklı ilçesinde artık kendi hastamı tedavi etmeyi istiyorum.” dedi.
Almanya’da Frankfurt Yabancılar Meclisi tarafından “başarı ödülü” verilen Frankfurt Goethe Üniversitesi Kliniği Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Hüdayi Korkusuz, hayali ve gayretinin her zaman Türkiye’de çalışmak olduğunu belirterek, “İnşallah Sandıklı ilçesinde artık kendi hastamı tedavi etmeyi istiyorum.” dedi.
Frankfurt’ta 13 Aralık’ta düzenlenen ödül töreninin ardından memleketi Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine gelen Hüdayi Korkusuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1976 yılında Almanya’da gurbetçi ailenin dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldiğini söyledi.
Uzmanlık alanının radyoloji ve nükleer tıp olduğunu belirten Korkusuz, üç gün önce Almanya’nın en iyi doktorlarından biri seçildiğini anlattı.
“Türkiye ve memleketimde halkımıza hizmet vermek istiyorum”
Korkusuz, guatr tedavisinde dünya çapında mikrodalga ve radyo frekans uygulamasını sadece kendisinin yaptığını ifade etti.
“Hayalim ve gayretim her zaman Türkiye’de çalışmaktı.” diyen Korkusuz, şunları kaydetti:
“İnşallah Sandıklı ilçesinde artık kendi hastamı tedavi etmeyi istiyorum. Yaşadığımız ve geldiğimiz bu toprakları unutmadık ve unutmamak da gerekir. Ayrıca, Avrupa ve Almanya’da İslamofobi diye bir dalga var. O yüzden Türkiye ve memleketimde halkımıza hizmet vermek istiyorum. 2012 yılında ilk kez ameliyatsız ve acı vermeden guatrı tedavi etmeye başladık. Almanya ve Türkiye’de 40 milyon guatr hastası var. Bu hastaların yaklaşık 120 bini guatr ameliyatı oluyor. Bu ameliyatlarının 50-60 bini de hem Almanya’da hem de Türkiye’de gereksiz yere yapılıyor.
Ameliyat olan hastalar ise ömür boyu guatr hormonu kullanıyor. Bu hormon da kemik erimesi yaptığı gibi kalp ve tansiyona da zarar veriyor. Bunun sonucunda kişinin ölüm riski yüzde 25’e çıkıyor. O yüzden 2012’de ilk kez Avrupa’da mikrodalga tedavisini uygulayarak mikrodalga cihazla guatr nodülünü yaktık.”
Muhabir: Hüseyin Ünlüsoy