ALS (Amiyotropik Lateral Skleroz); motor nöronların dejenerasyonu ve ölümü sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ciddi biçimde düşüren, progresif ilerleyen ve tedavisi olmayan bir hastalık. ALS’ de motor nöronların ölümüne, bu hücrelerde çözünürlüklerini yitirip çökelen proteinler yol açıyor. Bu proteinlerin neden çözünürlüklerini kaybettikleri ve çökeldikleri ise henüz tam olarak bilinmiyor.
İçinde bulunduğumuz günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde, nadir hastalıklar kapsamında değerlendirilen ALS hastalığını hastalığın semptomları ortaya çıkar çıkmaz engellemeyi hedefleyen bir ilaç geliştirilmeye çalışılıyor. Söz konusu proje Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Şahin başkanlığında yürütülüyor.
TÜBİTAK ve Fransa Dışişleri Bakanlığı ortaklığı ile yürütülen ve Bosphorus Ortak Proje Çağrısı sonucunda desteklenen altı proje arasında yer alan bu araştırma ile ALS gibi nörodejeneratif hastalıklarda görülen protein çökelmesini tamamen engelleyecek bir tedavi geliştirilmek isteniyor. Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu (EMBO) tarafından da desteklenen bu proje ile literatürde bir ilkin gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Doç. Dr. Umut Şahin onkoproteinlerinin fonksiyonlarını ilaçla bloke etmek yerine onları total yıkıma uğratmanın kanser kök hücrelerinin yok edilmesini ve böylelikle hastalarda kanserin geri gelmemek üzere elimine edilmesini sağlayabileceğini düşünüyor. Dr. Şahin, prensip olarak kanser dışındaki enfeksiyon hastalıkları veya ALS, Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar ile de viral veya toksik proteinleri total yıkıma uğratarak savaşılabileceğini söylüyor. “Laboratuvarımızda hücre içi moleküler mekanizmaları yeniden programlayarak veya farmakolojik olarak endükte ederek istenmeyen proteinleri suni yıkıma uğratmanın ve böylelikle yukarıda bahsedilen hastalıklarla savaşmanın yeni yollarını arıyoruz. Bu bağlamda temel ilgi alanımız istenmeyen proteinleri yakın bir zaman önce keşfettiğimiz ‘PML/SUMO/Ubiquitin yıkım mekanizması’ ile hedefleyip yok edebilmek.” diyor.
Doç. Dr. Şahin ve ekibi geçmişte bu mekanizmayı kullanarak iki kanser türünü kesin olarak tedavi etmeyi başarmış bulunuyorlar. Bunlardan biri Akut Promiyelositlik Lösemi (APL) denilen agresif bir kan kanseri. Bir mutasyon sonucu ortaya çıkan PML/RARA onkoproteini, kan hücrelerinin genetik programlamasını bozarak APL kanserine yol açıyor. Dr. Şahin’in söylediğine göre, iki güçlü ilaç kombine edilerek, PML/RARA onkoproteini “PML/SUMO/Ubiquitin yıkım mekanizması” ile total yıkıma uğratılabiliyor. Bunun sonucu olarak da kanserli kök hücreleri tamamen yok edilebiliyor ve normalde kemoterapiye bile cevap vermeyen APL kanseri artık kesin olarak tedavi edilebiliyor. Aynı strateji ile tedavi edilen başka bir ölümcül kanser türü de Yetişkin T-hücreli Lenfoma.
Doç. Dr. Umut Şahin, keşfettikleri bu yeni ve ümit vaat eden stratejiyi (PLM/SUMO/ Ubiquitin yıkım mekanizması) daha da geliştirerek farklı hastalıklarda kullanabilmeyi; genetik veya farmakolojik manipülasyonlar ile istenmeyen zararlı onkoproteinleri, viral proteinleri veya toksik proteinleri hedefli total yıkıma uğratabilmeyi amaçladıklarını ifade ediyor.
Bir yandan kendisi gibi başarılı gençler yetişmesi için katkı veren, diğer yandan çok önemli araştırmalara imza atan bu değerli bilim insanını tanımak beni hem onurlandırdı hem de umutlandırdı. Eminim ki Umut Hoca’nın adını yakın gelecekte daha pek çok başarılı projede duyacak ve gururlanacağız.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…