W- Amgen Türkiye Genel Müdürü Güldem Berkman’ın özel görüşlerini aldık, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Türkiye’nin biyobenzer alanındaki ilk web sitesi, www.amgenbiyobenzer.com ile biyebenzerler hakkında önemli bir bilgi kaynağı oluşturdunuz, hem bu projenizden hem de biyoebenzerlerin önemine dair değerlendirmenizi alabilir miyiz?
G.B.- Sitemiz Türkiye’de biyobenzer alanında bir ilk. Web sitemizde; milyonlarca hasta için hayatı daha iyi hale getirmek üzere geliştirdiğimiz yeni fikirler ve keşifleri dönüştürme yolundaki çalışmalarımızı, biyolojik ürünler konusundaki birikimimizi, uzmanlığımızı, bağlılığımızı ve tecrübemizi iş ortaklarımızla paylaşırken, hastalarımızı bilgilendirerek onların hayatına değer katmayı hedefliyoruz. Günümüzde kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme yaşanıyor. Doğru şekilde üretilen yüksek kaliteli biyobenzer ürünler, sağlık sisteminde hastalara farklı tedavi seçeneği sunma potansiyeli taşıyor. Etkin maddelerin birebir aynı olduğu jenerik ürünlerden farklı olarak biyobenzer ürünler tanımları gereği, referans ürün olarak adlandırılan orijinal biyolojik ürün ile birebir aynı değil. Ayrıca biyobenzer ürünler, geliştiren firmalara göre de farklılık gösteriyor. Bunun nedeni biyolojik ilaçların özel biyolojik sistemler kullanılarak geliştirilmesi ve üretim süreçlerinin karmaşık bir yapıya sahip olması. Son derece karmaşık yapıda olan biyolojik ilaçlar “Kritik Kalite Nitelikleri” olarak adlandırılan ilacın güvenliğinde ve etkililiğinde belirleyici rol oynayan özelliklere sahip. Bilim insanları genel olarak, biyobenzerlerin 100’den fazla özelliğini referans ürün ile kıyaslayarak değerlendiriyor. Bu değerlendirmede, yüksek kaliteye sahip bir biyobenzer üretmek için en önemli özelliklerin hangileri olduğu belirleniyor. Referans ürünün yalnızca gen dizilimi biliniyor, bu yüzden üretim işleminin tam olarak aynısını yapmak mümkün değil. Amgen, binlerce hücre arasından umut vaat eden bir klonu oluşturmak ve seçmek için gerekli olan kapsamlı bilimsel yetkinliklere sahip. İdeal klon, referans ürün ile biyobenzeri arasında klinik olarak anlamlı farklılıkların bulunmamasını sağlamak amacıyla, referans ürünün biyolojik fonksiyonuna olabildiğince yakın olan antikoru üretiyoruz.
W- Başarılı bir Lider ve Rol Model olmanız sayesinde yurtdışına birçok başarılı yöneticinizi ihraç ettiniz, bu yöndeki misyonunuzu paylaşır mısınız?
G.B.- Amgen olarak çalışanlarımıza kariyerleri boyunca hem yurtdışında hem de Türkiye’de yerleşik olarak bölgesel sorumluluklar alabilecekleri fırsatlar sunuyoruz. Bu konuda çok hızlı ve başarılı adımlar atma özelliğimizle öne çıkıyoruz. Yetenek ihracatı konusunda Türkiye’de önde gelen şirketlerden biriyiz. Bugüne kadar 27 yöneticimiz yurtdışı operasyonlarına atanmış durumda.
W- Şirket kültürünüzü özetleyebilir misiniz?
G.B.- 100’den fazla ülkede 20 binin üzerinde çalışanımızla 1980’den beri yeni tedaviler keşfediyor, geliştiriyor ve bunları tıbbın hizmetine sunuyoruz. Ülkemizde biyoteknoloji ve biyobenzer ilaç alanında binlerce hayata dokunuyoruz. “Her görev ve her çalışanımız değerlidir” bakış açısı ile katılımcı, saygılı, bireysel sorumluluk ve değerler çeşitliliği sunan bir iş ortamı sunuyoruz. İş stratejimizde, şirketlerin insan hakları ve çeşitlilik zeminine dayanan politikalarla ileriye gideceğine olan inancımızla faaliyet gösteriyoruz. Farklı alanlarda potansiyel sahibi yetenekleri organizasyona katmaya önem veriyoruz. İşveren markamızın değer vaadini “Hayal Gücüyle Geleceğe, Bilimle Gerçeğe!” sözü üzerine kuruyoruz. Tüm ekip üyelerimizin birbirlerinin yeteneklerini kucakladığı; yeteneklerinden ve geçmişlerinden yararlandığı kapsayıcı bir kültür deneyimi sunuyoruz.
W-Dünyada ve ülkemizde ilaç sektörünü yakın gelecekte nasıl yenilikler bekliyor, değişim kaçınılmaz mıdır?
G.B.- Değişim her alanda olduğu gibi ilaç sektöründe de kaçınılmaz. İlaç konusunda biyoteknolojinin, genetik bilginin, kişiselleştirilmiş ilaçların ve tabii ki teknoloji ile bigdata’nın çok önemli olduğu bir dönemdeyiz. Biz sağlık sektörü olarak daha çok hastalıkları nasıl idare edebiliriz konusunda odaklanıp, sağlıktan ziyade hastalıklarla ilgileniyorduk, yeni dönemde sağlığı ve yaşam kalitesini kalıcı hale getirip, çok daha proaktif bir şekilde hastalıklar ortaya çıkmadan yönetmeye çalışmak önemli olacak.
W- Kadın profesyonellere yol göstermek özel bir misyonunuz muydu? Kadın olmanın yöneticilikte avantajları var mıdır?
G.B.- Kadınların her alanda desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum, zira toplumda bildiğiniz azınlık, 2. öncelikli vatandaş konumundayız… İş hayatında da binlerce yılın ön yargısı en çok da kendi ön yargılarımız ile başa çıkabilmek o kadar kolay değil. Ben hasbelkader tüm ön yargılarla başa çıkabilmiş bir kadın lider olarak, kendimi yeni kadın liderlere bayrağı devretmek konusunda misyon sahibi görüyorum.
W- Genç yönetici adaylarına hap şeklinde alabilecekleri tavsiyeleriniz nelerdir?
G.B.- Yaptıkları işi en iyi şekilde yapmaya özen göstersinler. İyi bir üniversiteyi bitirmek ya da güçlü teknik bilgilere sahip olmak yararlı, ancak tek başına yeterli değil. Öğrenmeye açık olsunlar. Pozitif olmak ve dayanıklılık da önemli. İşleri kendi tarzını da ortaya koyarak yapmak, kendinizden bir şeyler katarak özgün ve kaliteli işler çıkarmak iş hayatında başarı getirir.
W- “Liderlik” konusu her zaman popüler olmuştur. Size göre “Lider” kimdir ve olmazsa olmaz temel nitelikleri nelerdir?
G.B.- İyi bir lider, kendini iyi tanımalı ve kendini iyi yönetebilmeli; neden mutlu olduğunu, neden sinirlendiğini ve bunları nasıl kontrol altına alabileceğini bilmeli. Empatisi çok yüksek ve alçak gönüllü olmalı. Çünkü artık yeni dünyada sürekli öğrenmeye hazır olmak gerekiyor. Öğrenme merakı ve dayanıklılık çok önemli. Güven çok önemli. Çünkü bilgi var, herkes birtakım analitik yeteneklere sahip ama güvendikleri insanlarla güvendikleri şirketlerde çalışmak istiyor kişiler. Dolayısıyla güven yaratmak için de iki tane madde var. Bir tanesi senin iyi ve dürüst bir insan olduğuna güvenmesi lazım. İkincisi de benim güvenebileceğim insan ve şirket beni de kendisi kadar düşünür, denebilmeli. Dolayısıyla güveni yaratmanın belki yüzde 80’i, insanların o hissi alması… Bunu da ancak şefkatli liderlikle verebilirsiniz. Dolayısıyla liderliğin, biraz daha kişilik özelliklerine ve değerlerine bağlı değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
W- www.guldemberkman.com web sayfanız ile 35 yıllık iş hayatınızın birikimi ile “dijimentorluk” yapmaktasınız, fikir nasıl oluştu ve geri bildirimleri paylaşır mısınız?
G.B.- Bir önceki şirketimden ayrıldıktan sonra pek çok arkadaşımın bana akıl, fikir, tecrübe sormaya devam ettiğini gördüm. Fark ettim ki, yaşadığım tecrübeleri paylaşmam insanlara bazen ilham verebiliyor. Tamamen bu motivasyon ile ilk yazıları yazmaya başladım ve baktım işe yarıyor gibi… Severek yazıyorum, ilgi devam ettiği müddetçe, aklıma paylaşılmaya değer konular geldiği müddetçe yazarım diye düşünüyorum, inanın uzun boylu hiçbir planım yok.
W- Vizyonel hedeflerinizi çok merak ediyoruz?
G.B.- Vizyonel hedefler derseniz… İş ile ilgili; şu an çalıştığım şirketimin, bir bilim şirketi olduğunu görüyor ve bununla çok gurur duyuyorum. Çözülememiş hastalıkların tedavisini bulan bir şirketin parçası olmak, bu tedavileri Türk hastalarına da ulaştırmakta önemli rol oynuyor olmak gerçekten güzel, tatminkar bir iş.
Yıllardır tanıştığımız için, sizin de bildiğiniz üzere, bir insan olarak da hep gelişmeye devam etmek benim için çok önemli. İşimi tutku ile yaparken başka konularda da deneyimler kazanıp (yazarlık, çiftçilik, seramik sanatçılığı vs.) kendimce full bir hayat yaşadım diyebilmek istiyorum… Uzun vadede bir de ünlü bir müzisyenin annesi olurum belki :=) sanırım en güzel sıfatım bu olur, ünlü müzisyen Ege Berkman’ın annesi.
Hepimizin sağlık ve huzurla buluştuğu; mutlu, umutlu yıllar dilerim!
W- Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür eder, başarılarınızın daim olmasını temenni ederiz.