One Health Trust’ın yeni araştırması, antimikrobiyal direncin hızını yavaşlatmak için aşı kapsamını artırmanın önemini vurguluyor.
Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu’nun (IFPMA) desteğiyle One Health Trust (OHT) tarafından yayımlanan rapor, 13 ülkede aşı kapsamının genişletilmesinin antimikrobiyal direncin sağlık ve ekonomi alanlarında oluşturduğu yük üzerindeki etkisine odaklanıyor.
THE VALUE OF VACCINES TO MITIGATE ANTIMICROBIAL RESISTANCE
Antimikrobiyal direnç (AMD), mikroplar evrimleştiğinde ve mevcut tedavilere dirençli hale geldiğinde ortaya çıkar, bu da infeksiyonların tedavisini zorlaştırır ve hastalığın yayılmasını ve şiddetini artırır. Rapor, yüksek düzeyde bulaşıcı hastalık yüküyle karşı karşıya olan ülkelerde AMD’ye yönelik aşılama stratejileri geliştirmeye yardımcı olacak ülkelere özgü verileri vurguluyor.
Raporda AMD ile mücadelede aşıların aşağıdaki faydaları vurgulanıyor:
- İlaca dirençli infeksiyonlarda ve buna bağlı tedavi başarısızlıklarında önemli azalma. Örneğin, eksik aşıları telafi kampanyası kapsamındaki bebekler için konjuge tifo aşısı programı, 73 düşük ve orta gelirli ülkede 10 yıl içinde yaklaşık 53.5 milyon ilaca dirençli tifo vakasını önleyebilir.
- İlaca dirençli infeksiyonların engellenmesiyle sağlık bakım masraflarının azaltılması. Örneğin, Etiyopya’da konjuge pnömokok aşısının kapsamının sürekli olmasının AMD’ye bağlı ölümlerden ve tedavi başarısızlıklarından kaynaklanan kümülatif maliyetleri 5 yıl içinde yıllık 7.67 milyon ABD doları azaltabileceği; kapsamın %85’e yükseltilmesinin ise maliyetleri yıllık 11.43 milyon ABD doları azaltabileceği öngörülüyor.
- Antimikrobiyal kullanımında azalma. Örneğin, rotavirus aşılarının %77’si, 18 düşük ve orta gelirli ülkede her yıl 2 yaşın altındaki çocuklarda görülen 13.6 milyon (%31) antibiyotikle tedavi edilen ishali önleyebilir.
Rapor, rutin aşılama programlarında aşıların kapsamını genişletmek, rotavirus ve tifo infeksiyonlarını hedef alan aşılar gibi AMD ve antibiyotik kullanımını azaltmaya katkısı kanıtlanmış aşıları tanıtmak için kanıta dayalı bu verilerin politika yapıcılar tarafından kullanılması gerektiğini vurguluyor.
