Bu yıl 1-5 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen ve Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) tarafından düzenlenen Ulusal Kanser Kongresi’nde İmmüno-Onkolojik tedaviler ön plana çıktı. ASCO Kongresi’ne katılarak açıklanan çalışmaları yakından takip eden Ege Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Kanser İmmunoterapisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker; immüno-onkolojik tedavilerin gerek yaşam süresini artırması gerekse hastalara daha kaliteli bir hayat sunması ile ön plana çıktığını belirtti.
Bu yıl 1-5 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen ve Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) tarafından düzenlenen Ulusal Kanser Kongresi’nde İmmüno-Onkolojik tedaviler ön plana çıktı. ASCO Kongresi’ne katılarak açıklanan çalışmaları yakından takip eden Ege Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Kanser İmmunoterapisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker; immüno-onkolojik tedavilerin gerek yaşam süresini artırması gerekse hastalara daha kaliteli bir hayat sunması ile ön plana çıktığını belirtti.
Tüm dünyadan saygın onkoloji uzmanları ve kanser tedavisi sürecine dahil olan diğer branşlardan doktorların katıldığı ve klinik kanser çalışmalarının ilk kez açıklandığı ASCO Kongresi Chicago’da gerçekleştirildi. 1-5 Haziran tarihleri arasında düzenlenen ve 30 binden fazla kişinin takip ettiği kongrede, pek çok kanser türünde uygulanan yenilikçi yaklaşımlar ve tedavi olanakları sağlık profesyonellerine sunuldu.
ASCO Kongresi’ne katılarak açıklanan çalışmaları yakından takip eden Ege Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Göker, immüno-onkolojik tedavilerin gerek yaşam süresini artırması gerekse hastalara daha kaliteli bir yaşam sunması ile ön plana çıktığını belirtti.
İmmüno-Onkoloji kanserle mücadelede umut oluyor
Cerrahi müdahale, radyasyon, kemoterapi ve hedefe yönelik tedavilerin bugüne kadar kanser tedavisinin temelini oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Göker; lokal olarak ilerlemiş veya ileri evre kanserlerde, uzun dönemli sağkalım sağlanması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi için yeni tedavilere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Göker, bu ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıkan ve kanserle mücadelede vücudun temel savunma mekanizması olan immün sistemle doğrudan çalışmayı hedefleyen immüno-onkolojinin, günümüzde kanser tedavisinde ciddi bir umut olmaya başladığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Akciğer kanserinin birinci basamak tedavisinde İmmüno-Onkolojik kombinasyon tedavisi ile kemoterapiye göre daha üstün sonuçlar elde ediliyor. ASCO Kongresi’nde, bir Faz 3 çalışması olan CheckMate-227 ile akciğer kanserinin birinci basamak tedavisinde Nivolumab artı düşük doz İpilimumab ve Nivolumab artı kemoterapi kemoterapi ile karşılaştırıldı. Çalışma kapsamına alınan hastaların tanıları hem squamöz hem squamöz olmayan histoloji tiplerini kapsamaktaydı. Çalışma verileri Nivolumab artı kemoterapi kullanan hastalarda kemoterapi kullananlara kıyasla daha uzun progresyonsuz sağkalım elde edildiğini gösterdi. Yine çalışma sonuçlarına göre Tümör Mutasyon Yükü ≥10 ve PD-L1 düzeyi %1’in altında olan hastalarda, 1 yıllık progresyonsuz sağkalımın Nivolumab artı düşük doz İpilimumab kullanan hastalarda %45, Nivolumab artı kemoterapi kullanan hastalarda %27 ve yalnızca kemoterapi kullanan hastalarda %8 olarak gerçekleştiği tesbit edildi. Daha da önemlisi alınan sonuçlar sürdürülebilir ve korunan sonuçlardı. Bununla birlikte çalışma çarpıcı olarak hastaların %15’ini temsil eden Tümör Mutasyon Yükü (TMB) ve PDL1 ekspresyon seviyesi düşük hastaların, IO mono ya da kombinasyon tedavisinden fayda görmeyeceğine de işaret ediyor. Tedavi naif hastalarda, IO tedavilerinden fayda görecek doğru hastanın belirlenmesi için biyobelirteçler üzerinde daha fazla çalışma ve araştırma yapmak gerekecek”.
Metastatik Malign Melanom’da Adjuvan tedavi ile hastalığın ilerlemesi önleniyor
ASCO Kongresi’nde ayrıca “Metastatik Melanomda Adjuvan Tedavi Sonuçları”na ilişkin çalışma da açıklandı.
Ege Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Erdem Göker; adjuvan tedavinin melanomda cerrahi işlem sonrasında tümörün ileri evrelere geçmesini önlemek için yapılan ve bir anlamda koruyucu etkisi olan bir tedavi olduğunu belirtti. Prof. Dr.
Erdem Göker sözlerine şöyle devam etti:
“Melanom, tümörün hücresel özelliği, kalınlık ve ülserasyonuna, kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmamasına ve kanserin lenf nodlarının ne kadar ötesine yayıldığına dayanarak evreleme kategorilerine ayrılır. İmmüno-onkoloji ajanlarının geniş çaplı kullanımı, kanser tedavisinin çehresini değiştirmektedir. Bugün artık metastatik melanomda, hastalığın metastatik yayılmasını önlemeye yardımcı olmak için immüno-onkolojik ajanların adjuvan tedavide kullanımı söz konusudur. 2 immüno-onkolojik ajanın karşılaştırıldığı Faz 3 CheckMate-238 çalışmasının 2.yıl verilerine göre; tam cerrahi rezeksiyonun sonrası yayılma riski taşıyan melanomlu hastalarda, Nivolumab’ın istatiksel olarak yüzde 62,6 oranında daha uzun rekürrenssiz sağ kalım sağladığı tesbit edilmiştir.”
İmmüno-Onkolojik kombinasyon tedavisi Renal Hücreli Karsinom (RHK) (Böbrek Tümörü)’nde hastaların yaşam süresi ve kalitesini artırıyor.
Kongrede, 2 yıllık takip döneminde mevcut standart tedavi seçeneğine kıyasla immüno-onkoloji kombinasyonu olan Nivolumab artı düşük doz İpilimumab’la tedavi edilen ve ileri evre RHK bulunan hastaların değerlendirildiği Faz 3 CheckMate-214 çalışmasında, hastalar tarafından bildirilen sonuçlar açıklandı. Çalışmada iki immüno-onkoloji kombinasyonu ile tedavi edilen hastalar, hastalıkla ilişkili semptomlarda azalma, yaşam kalitesi ve iyilik halinde iyileşme bildirdi. CheckMate 214 çalışmasında; immüno-onkoloji kombinasyonuyla ileri evre RHK’lu hastalarda genel sağkalım, objektif yanıt oranı ve progresyonsuz sağkalım oranlarının arttığı ve önemli miktarda etkililik yararı sağlandığı görüldü. Bu analize ek olarak; immüno-onkoloji kombinasyonu ile tedavi edilen hastalarda fiziksel, duygusal ve fonksiyonel olarak da iyi olma halinde olumlu değişikliklerin görüldüğü ve hastalıkla ilgili semptomlarda anlamlı iyileşme olduğunu gözlemlendi.
İmmüno-onkolojik tedavi nedir?
Kanser, halen en ciddi halk sağlığı sorunlarından birisi olup, tüm dünyada görülen en yaygın ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 2015 yılı DSÖ verilerine göre, her yıl kanser nedeniyle yaklaşık 8,8 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. İmmüno-onkoloji, üzerinde çok büyük Ar-Ge araştırmaları yapılan kansere karşı geliştirilen yeni bir tedavi yöntemidir. Kelime anlamı olarak, “immüno” bağışıklık sistemini, “onkoloji” ise kanseri temsil etmektedir. Geleneksel tedavi yöntemlerinde süreç, doğrudan kanserli bölge üzerine odaklanmaktadır. İmmüno-onkolojide ise tedavi, vücudun doğal savunma sistemi olan bağışıklık sistemininin kanserle mücadele etmesi prensibi üzerine kuruludur. Farkındalığı artmış bağışıklık sistemi, kanser hücrelerinin yok edilmesinde daha etkili bir rol oynayarak iyileşme sürecini destekler. Gerçekleştirilen klinik araştırmaların sonuçlarına göre, kanser tedavisinde immüno-onkolojik ilaçlar kullanıldığında uzun dönem sağkalım oranları artmaktadır. Bununla birlikte bu ilaçların yan etkileri de diğer kanser ilaçlarına göre daha yönetilebilir olduğundan hastaların tedavi sürecindeki yaşam kalitesi de artmaktadır.