Ana Sayfa Hukuk&Etik ASM’lerde Beş Günlük İş Bırakma Eyleminin İkinci Günü

ASM’lerde Beş Günlük İş Bırakma Eyleminin İkinci Günü

Hekimler ve sağlık çalışanları ülkenin dört bir yanındaki binlerce ASM’de iş bırakarak kent meydanlarında, il-ilçe sağlık müdürlüklerinin ve ASM’lerin önlerinde basın açıklamaları düzenledi. TTB Merkez Konseyi üyeleri de bulundukları illerdeki basın açıklamalarına katıldı.

İstanbul’da il sağlık müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip şöyle konuştu:
“Eziyet Yönetmeliği’ne karşıyız. Çünkü bu yönetmelik halk sağlığına zararlıdır. Hekim ile hastayı karşı karşıya getirmekte, reçetelere ve sevklere karışmakta, iyi hekimlik uygulamalarını yapamamamıza yol açmakta, hekimlik onurumuza yakışmamaktadır. Biz; birinci basamak sağlık hizmetlerinin ticarethaneye dönüşmesini, halkın cebinden para ödemesini istemiyoruz. Yüzyıllar öncesinden kalma, bilimsel olmayan uygulamaları istemiyoruz. Ücret karşılığı ve uygunsuz raporlar verilmesini, sağlıkta şiddetin artmasını istemiyoruz. Emeğimizin karşılığını ve emekliliğe yansıtan yek kalem ücret istiyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamu binalarında verilmesini, aile hekimliği çalışanlarının ücretlerinin kamu tarafından ödenmesini istiyoruz. Tüm bu nedenlerle Eziyet Yönetmeliği geri çekilene kadar mücadelemize devam edeceğiz.”

 

Gaziantep’te il sağlık müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında da TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ayşegül Ateş Tarla söz aldı. Eziyet Yönetmeliği’ne karşı tepkiler ve eylemler sürerken, hiçbir bilimselliği olmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının aile hekimleri tarafından yapılmasının önünü açan bir kanun teklifinin TBMM’ye sunulduğuna dikkat çeken Ateş Tarla, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler, sağlık alanında hizmet veren hekim, hemşire, ebe, sağlık emekçileri olarak; halkın nitelikli sağlık hizmeti almasını engelleyen, hastaları müşteri gibi gören, meslek onurumuzu yok sayan, halk sağlığına hiçbir katkısı olmayan düzenlemeleri kabul etmiyoruz. Eziyet Yönetmeliği de, yasa teklifi de geri çekilene kadar mücadelemiz sürecek.”

Basın açıklamalarında Eziyet Yönetmeliği’nin yanı sıra Aile Hekimliği Kanunu’nda değişiklik içeren torba yasa teklifinin yaratacağı olası sonuçlar anlatılırken, hem hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hem de halkın yaşadığı sorunların derinleşeceğine dikkat çekildi. Sağlık Bakanlığı’na “Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak ve yok sayarak, ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz” çağrısının yapıldığı açıklamalarda beş talep şöyle sıralandı:

  1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri (ASM) kamu tarafından sağlanmalıdır.
  2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar ASM sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
  3. Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. ASM’lerde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken, ASM’lerde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
  4. ASM’lerde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
  5. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.