Ana Sayfa Manşet Avrupa Birliği Perspektifinden Sağlık Sektörünün Geleceği: Dijital Sağlık

Avrupa Birliği Perspektifinden Sağlık Sektörünün Geleceği: Dijital Sağlık

Tevfik Bulut

Dijital sağlık terimi, e-sağlık, mobil sağlık, tele-sağlık, elektronik sağlık kayıtları, uzaktan izleme, nesnelerin interneti ile birbirine bağlı cihazlar, dijital terapötikler ve daha fazlasını kapsar. Dijital sağlık, sağlık hizmetlerini iyileştirmek için verileri, yapay zekâyı (AI) ve alt bileşeni olan makine öğrenimini kullanmak anlamına gelir.

Dijital sağlığın birçok biçimi, örneğin sağlık hizmetlerinin sürdürülmesine olanak tanıyan telesağlık, hastalık izlemi ve ilaç tedarik zincirlerini destekleyen mekanizmalar olarak COVID-19 krizi sırasında değerini kanıtlamıştır.

Ancak bunlar dijital sağlık potansiyelinin yalnızca bir kısmını temsil etmektedir. Sistem genelinde dijitalleşme, ihtiyacımız olan entegre, insan merkezli, sonuç odaklı sağlık sistemlerini güçlendirerek gelecekteki tüm sağlık hizmetlerinde devrim yaratacaktır.

Dijital sağlık;

  • Hastaların, sağlık hizmeti sunucularının ve halkın sağlık hizmetlerine katılımını ve araştırmacılarla daha iyi ilişki kurmasına, hastaların kendi sağlıklarını daha iyi yönetmesine,
  • İş gücünü daha iyi yönetmesine, hasta bakımı hakkında daha iyi ve daha hızlı kararlar almasına,
  • Kaynakları daha verimli bir şekilde tahsis etmesine yardımcı olmasına,
  • İnsanların ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi tedaviler sunmasına ve sağlık sistemleri genelinde değer üretmesine,
  • Sağlık sistemlerinin izlenmesine, öğrenmesine ve uyum sağlamasına yardımcı olacak ve onları daha dayanıklı hale getirecektir.

İlaç sektöründe ve bir bütün olarak sağlık sektöründe dijitalleşme güçlü bir şekilde desteklenmelidir.  2020 dönemi Avrupa Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri Stella Kyriakides’e göre “Dijital araçların, sağlık sistemlerinin kapasitesini ve verimliliğini, ayrıca bireylerin sağlığını ve refahını önemli ölçüde artırabileceği açıktır. Dijital araçlar hastaları da güçlendirebilir. Dijital dönüşüm, Avrupa ülkelerinin pandemiden kurtulmasına yardımcı olmak, daha güçlü ve daha dayanıklı sağlık sistemleri oluşturmak, AB tıp endüstrisinde uzun vadeli rekabet edebilirliği ve inovasyonu desteklemek için çok önemlidir.”.

Sağlık sektöründeki dijitalleşme, veri eksikliğinden değil, birlikte çalışamama eksikliğinden sekteye uğramaktadır. Aslında, sağlık sistemleri elektronik sağlık kayıtları (bunların bulunduğu yerlerde), hastalık kayıtları, ruhsatlandırma sonrası ilaç gözetim sistemleri, geri ödeme sistemleri, mobil sağlık uygulamaları ve diğer giyilebilir teknolojiler gibi çeşitli kaynaklardan çok büyük miktarda veri üretir. Bununla birlikte, çoğu sağlık verisi işe yaramaz – yaklaşık %80’i kullanılmadan kalır. Kullanılabileceği yerlerde, kullanımı genellikle tek bir amaç ile sınırlıdır, dolayısıyla potansiyeli yeterince gerçekleşmez. Bu durum kısmen, üstesinden gelinebilecek iyi bilinen aşağıdaki teknik sorunlardan kaynaklanmaktadır:

  • Veri toplama sistemleri genellikle birlikte çalışamaz, yani birbirleriyle “konuşamazlar”. COVID-19 salgını bunu açıkça vurguladı, çünkü çoğu durumda veri toplama ve sınıflandırmadaki farklılıklar nedeniyle AB ülkeleri arasındaki ölüm sayılarını karşılaştırmak bile mümkün değildir.
  • Veri, kalitesi bakımından farklılık göstermektedir.
  • Özellikle sınır ötesi ve AB düzeyinde veri paylaşımı için uygun altyapı ve yasal çerçeve eksikliği mevcuttur.

Daha da temel olarak, verilere sahip olan veya verileri kontrol eden kuruluşlar şu anda bunları paylaşmaya teşvik edilmemektedir ve ilgili veri paylaşımı düzenlemeleri belirsiz veya engelleyici durumdadır. Örneğin, AB Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR)’nün değişken yorumları, bazıları dijital sağlık hizmetlerini destekleyen (Örneğin, Estonya) ve diğerleri daha büyük engeller oluşturan (Örneğin, Almanya) farklı düzenleyici etkilere neden olmaktadır.

Ayrıca, birçok sistem sağlık bakımı tüketimi ve faaliyetleri hakkında veri kaydederken, sağlık sistemleri arasında karşılaştırılabilecek kapsamlı sağlık sonuçları ölçümü eksikliği vardır.

Dijital dönüşüm, AB bölgesinde siyasi liderliğe ve hastalar, halk, sağlık işgücü ve teknik uzmanlar arasında işbirliğine ihtiyaç duymaktadır.

Avrupa İlaç Endüstrileri ve Dernekleri Federasyonu, kısa adıyla EFPIA, Avrupa Komisyonu’nun tüm sektörlerde dijital ekonomi ve veri ekonomisinin değerini ortaya çıkaran bir AB politika ortamı yaratma çabalarını takdir etmektedir. Avrupa İlaç Endüstrileri ve Dernekleri Federasyonu, 1978’de kurulmuş ve Avrupa’da faaliyet gösteren araştırmaya dayalı ilaç endüstrisini temsil eden Brüksel merkezli bir ticaret birliği ve lobi kuruluşudur. EFPIA, Avrupa’da faaliyet gösteren biyofarmasötik endüstrisini temsil eder. 36 ulusal derneğe, 39 lider ilaç şirketine ve sayıları giderek artan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler)’in doğrudan üyeliğiyle her geçen gün genişlemektedir.

İki öncelik nettir: sağlık verilerinin hasta bakımını, sağlık sistemlerini ve araştırmayı iyileştirmek için büyük bir potansiyeli vardır ve kaçırmayı göze alamayacağımız bir fırsat sunar, ancak farklı amaçlar için kullanılabilirliğini sağlamak, mahremiyet ve güvenliğin yanı sıra kaliteyi sağlamak için uygun altyapılara ve hesap verebilirlik içeren net bir yönetime ihtiyaç vardır.

Sağlık hizmeti kararları kritik olabilir ve Avrupa vatandaşları verilerinin güvende olduğunu ve olumlu bir sağlık hizmeti niyetiyle kullanıldığını hissetmelidir. Gerçekten de AB vatandaşları genel olarak dijital sağlığı desteklemektedir ve %80’i gizlilik ve güvenlik sağlandığı takdirde sağlık verilerini paylaşmayı kabul etmektedir.

Bu nedenle, Avrupa’nın dijital sağlık için amaca uygun ve tüm taraflarca güvenilen yasal ve etik bir yönetişim çerçevesine ihtiyacı vardır. Birey ve sağlık sistemi için faydalar ile güvenlik ve veri koruma arasında bir denge kurulmalıdır. EFPIA, bunu geliştirmek için tüm paydaşlarla birlikte çalışmaya kararlıdır ve bu amaçla özel tavsiyeler yayınlamıştır:

  • Kapsayıcı ilkeler insan odaklılık ve toplumsal fayda olmalıdır: eğer vatandaşlar kendi verilerine sahip olurlar ve bunları kontrol ederlerse ve sağlık aktörleri sağlık sonuçlarını iyileştirmeye teşvik edilirse veri paylaşımı normalleşecektir. GDPR mevzuatı zaten yönetişim çerçevesini sağlamaktadır, ancak uygulama mekanizmaları eksiktir.
  • Vatandaşların verilerine erişimi olmalı ve kontrolü elinde tutmalıdır. Verilerinin hangi amaçlarla kullanılacağını seçmekte özgür olmalıdırlar; sağlık ve araştırma alanındaki potansiyel alıcılar, devam eden incelemeye tabi olarak yetkilendirilmelidir. Veri paylaşımı onayının, bilimsel araştırma amacıyla yeniden kullanım için kapsamlı bir onaya dayalı olarak, devre dışı bırakma seçeneğiyle birlikte AB genelinde uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.
  • Yönetişim çerçevesi, verilerin araştırma ve politika oluşturma amaçları (ikincil kullanımlar) ve sağlık hizmetleri (birincil kullanım) için kullanımını desteklemelidir. Bu konudaki kuralların netleştirilmesi ve uyumlaştırılması gereklidir. Ayrıca, veri yönetişim gereksinimlerinin, verilerin amaçlanan kullanımıyla ilişkili riskle orantılı olması gerektiğine inanılmaktadır. Google’a göre veri yönetişimi, verilerin güvenli, gizli, doğru, kullanılabilir ve kullanılabilir olmasını sağlamak için yapılan her şeydir. İnsanların yapması gereken eylemleri, izlemeleri gereken süreçleri ve bunları veri yaşam döngüsü boyunca destekleyen teknolojiyi içerir. Veri yönetişimi, verilerin nasıl toplandığı, depolandığı, işlendiği ve imha edildiğine ilişkin geçerli olan iç standartların (veri ilkelerinin) belirlenmesi anlamına gelir. Hangi tür verilere kimin erişebileceğini ve ne tür verilerin yönetişim altında olduğunu gösterir. Veri yönetişimi, sektör birlikleri, devlet kurumları ve diğer paydaşlar tarafından belirlenen dış standartlara uymayı da içerir.
  • Genel olarak, Avrupa Açık Bilim Bulutu (the European Open Science Cloud)’nun temelini oluşturan yol gösterici ilkeleri, yani verilerin “mümkün olduğunca açık ve gerektiği kadar kapalı” ve bulunabilir, erişilebilir, birlikte çalışabilir ve yeniden kullanılabilir olması gerekmektedir.

Yapay zekâ, insanları sağlıklı tutmak, bakımı iyileştirmek, hayat kurtarmak ve sağlık sistemlerinde mali tasarruf yapmak için önemli fırsatlar getirebilir.

EFPIA, yapay zekâ destekli çözümlerin hastalara, sağlık uzmanlarına ve sağlık sistemlerine getirebileceği faydaları tamamen benimsemektedir. EFPIA vizyonu, hasta güvenliğini ve mahremiyetini korurken, hastaları daha verimli bir şekilde tanımlamak, tedavi etmek ve bakımını yapmak için yeni tedaviler ve yaklaşımlar geliştirme potansiyelini en üst düzeye çıkarmaktır. Ancak mevcut düzenlemeler, çerçeveler ve en iyi uygulamalardaki potansiyel veya öngörülemeyen boşlukları belirlemek ve ele almak için daha fazla işbirliğine ihtiyaç vardır.

EFPIA, “EFPIA Pozisyon Belgesi”nde yapay zekâ yasal çerçevesinin tasarlanmasına rehberlik edecek ilkeler ve öneriler yayınlamıştır. Yapay zekâ (AI) destekli çözümler, sağlık hizmeti ekosistemini geliştirme potansiyeline sahiptir. EFPIA’nın vizyonu, hasta güvenliğini ve mahremiyetini korurken hastaları daha verimli bir şekilde tanımlamak, tedavi etmek ve bakımını yapmak için yeni terapiler ve yaklaşımlar geliştirmek için AI kullanma potansiyelini en üst düzeye çıkarmaktır. EFPIA, yüksek sağlık standartlarını ve hasta güvenliğini garanti ederken yeniliği teşvik etmelerini sağlamak için yapay zekâ hakkında önerilerde bulunan devam eden politika tartışmalarına girmiştir. EFPIA Pozisyon Belgesi, yapay zekâ üzerine bir yasal çerçeve geliştirirken yasa koyucular ve düzenleyiciler tarafından dikkate alınacak kilit alanları içermektedir. Pozisyon belgesinde yer verilen hususlar şöyledir:

  • Yapay zekâ ile ilgili kurallar yeterli, uygun, açık ve tutarlı olmalı ve AB genelinde uyumlu yaklaşımı teşvik etmelidir.
  • Yapay zekâ okuryazarlığı ve yetkinlik geliştirme etkin bir hale getirilmelidir. Yapay zekâ okuryazarlığı, yapay zekânın ne olduğu, yapay zekânın nasıl çalıştığı ve tüm mesleklerde gelecekteki uygulama potansiyeline ek olarak şu anda günlük hayatımızda nasıl bir rol oynadığı hakkında temel bir anlayış sunar. Yapay zeka okuryazarlığının amacı, yapay zeka hakkındaki yanlış anlamaları ortadan kaldırmak ve topluluğun tüm üyelerinin, yapay zekânın yaygın olacağı değişen bir dünyaya daha iyi uyum sağlayarak daha fazla öğrenmeyi sürdürmek için gereken temel becerilerle donanmış olduğu her şey dahil bir ekosistem oluşturmaktır.
  • Yüksek kaliteli verilere erişim yapay zekâ için kritik öneme sahiptir.
  • Veri yönetimi elzemdir. GDPR, bireylerin verilerinin nasıl kullanıldığı konusunda daha iyi bilgilendirilme hakları da dahil olmak üzere kişisel verilerin korunmasını standartlaştırmayı ve güçlendirmeyi amaçlar. Ayrıca, sağlık profesyonelleri ve bu tür verileri kullanan şirketler için ihlaller için katı cezalarla açık sorumluluklar ve yükümlülükler ortaya koymaktadır. GDPR gereklilikleri ve kavramları, yerel ve kurumsal düzenlemeler ile etik denetim, yapay zekâda yeniliği destekleyeceklerse daha fazla açıklama gerektirebilir. Ayrıca, AB genelinde bilimsel araştırmalarla ilgili GDPR ve diğer mevzuatın aşama aşama uygulanmasını ele almak önemli olacaktır. Verilerin güvenli ve etik bir yönetişim çerçevesinde yönetilmesi ve analiz edilmesi sağlanmalıdır. Yapay zekâ destekli karar verme sürecine insan katılımı, uygun denetimin iş süreçlerine entegre edilmesini sağlar.
  • Şeffaflık. İlaç endüstrisi, endüstrinin çeşitli yönlerine şeffaflığı çoktan yerleştirmiştir. Yapay zeka tanı araçları ve diğer hastayla yüz yüze olan araçlar, fonksiyonları/eğitimleri konusunda bir dereceye kadar şeffaf olmalıdır (veya sağlamlık açısından bağımsız olarak test edilmelidir), tescilli dahili Ar-Ge araçları olması durumunda, bunlardan elde edilen içgörüler doğrulanacağından farklı yaklaşımlar uygulanmalıdır. Yapay Sinir Ağları (ANNs) gibi şeffaflığın daha zor olduğu yerlerde, şeffaflığın bu bağlamda daha iyi tanımlanması gerekecektir. EFPIA, bir güven ortamı oluşturmanın anahtarı olan denetim mekanizmaları da dahil olmak üzere, yapay zekanın ve temel alınan veri kümelerinin yeterli yorumlanabilirliğine veya açıklanabilirliğine izin veren şeffaflık düzeylerinin tanımlanmasını önerir. Hem modeli eğitmek için kullanılan veri setlerinin hem de modeli oluşturmak için kullanılan kodun kontrolü ve saklanması şeffaflığa yardımcı olacaktır. Ayrıca, gerekli veri setlerinin ve yapay zekâ çözümlerinin oluşturulmasını teşvik etmeye yönelik gereken yatırımların yeterince teşvik edilmesini sağlamak için şeffaflık gereksinimlerinin dikkatli bir şekilde dengelenmesi de önemlidir.
  • Yapay zekâ üzerindeki Fikri Mülkiyet (IP) koruması, etkili ve öngörülebilir olmalıdır. Patentler de dahil olmak üzere etkili ve öngörülebilir IP koruması, yapay zeka dahil olmak üzere biyofarmasötik inovasyonu geliştirmek için esastır. Patentler de dahil olmak üzere fikri mülkiyet korumaları, önemli koruyucu ve tedavi edici araçlara yapılan bu önemli yatırımları yönlendiren ve sürdüren teşvikler sağlar, böylece bunlara ihtiyacı olan hastalara sunulabilirler. Daha da önemlisi, patentler, patent sisteminin şeffaflık gereklilikleri nedeniyle bilgi paylaşımını da teşvik eder.
  • Liderlik ve koordinasyon. Özel sektör, yapay zekâ tabanlı sistemlerin yenilikçi kullanımlarını keşfedebilir ve sağlık sistemi için değer yaratmayı göstererek, sürdürülebilirliğini ve Avrupa ekonomisine değer yaratmayı destekleyerek kamu veri tartışmasını bilgilendirebilir. Kamu sektörünün, katılım için doğru çerçevenin, bunu kaldıracak beceriler ve altyapının mevcut olduğundan emin olması gerekecek ve altyapıya yaptığı yatırımla eğitim sistemleri, beceriye dayalı işgücü ve yetenekler sayesinde önemli bir insan sermayesi gerektirecektir. Avrupa Komisyonu, bu ekosistemin iyi bir şekilde koordine edilmesini ve Koordinasyon Planı’nın üye devletlerle yapay zeka üzerindeki etkisinin, parçalarının toplamından daha büyük olmasını, diğer bir ifadeyle sinerji oluşturmasını, sağlamalıdır. EFPIA, yapay zekâ konusunda Yüksek Düzeyli Uzman Grubu gibi uzman gruplarının kurulmasını memnuniyetle karşılamaktadır ve ulusal ve AB düzeyi arasında tamamlayıcılığı ve sinerjiyi teşvik eden kılavuz ilkelerin daha da geliştirilmesi için çağrıda bulunmaktadır. Koordinasyon Planı’nın, özellikle uluslararası bir perspektiften özel yatırımları çekmek için hızlandırıcı, netlik kazandıran, AB Yapay Zekâ ekosistemi geliştirmeyi çekici hale getiren özellikleri bulunmaktadır. AB Yapay Zekâ ekosisteminin doğru altyapı ve becerilere sahip olması için kamu sektörü tarafından yapay zekânın benimsenmesinin sağlaması, erişimin güvence altına alınması ve özel yatırım için veri kullanımının sağlanması, doğru kolaylaştırıcılar ve teşviklerin sunulması gerekmektedir.

EFPIA, bahsedilenlerin yanında, sağlık sektörü ve genel nüfus içindeki veri ve dijital okuryazarlık politikaları, devlet destekli yatırım programları, kamu sağlık hizmetleri arasında çekici “eşit” ortaklıklar dahil olmak üzere sağlık hizmetlerinde yapay zeka için gerçek bir mükemmelliyet merkezinin geliştirilmesine yönelik AB planlarının daha fazla detaylandırılmasını teşvik etmektedir.

Özetle, dijitalleşmenin bir sonucu olarak dijital sağlığın sağlık sektörü ve ilişkili alt sektörü olan ilaç sektöründeki önemi verilmiş, ardından Avrupa Birliği ile Avrupa İlaç Endüstrileri ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA) perspektifinden dijital sağlık ve içerisinde önemli bir yere sahip yapay zekâ ele alınmıştır.

Faydalı olması ve farkındalık oluşturması dileğiyle…

Bilimle ve teknolojiyle kalınız.
 Tevfik Bulut

https://tevfikbulut.net/

 Yararlanılan Kaynaklar