Ana Sayfa Tıp&Sağlık Bağırsak Kanserlerindeki Artışın Beslenme Alışkanlıklarındaki Değişikliklerden Kaynaklanabileceğini Öne Sürüldü  

Bağırsak Kanserlerindeki Artışın Beslenme Alışkanlıklarındaki Değişikliklerden Kaynaklanabileceğini Öne Sürüldü  

Son yıllarda bağırsak kanseri teşhisi konulan 50 yaş altı kişilerin sayısı endişe verici bir oranda arttı. Flinders Üniversitesi’nden iki yeni çalışma, bu hızlı artışın yeme alışkanlıklarındaki değişikliklerden kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar “Kötü beslenme seçimleri ile sindirim kanserleri arasında birçok doğrudan bağlantı tespit ettik. Kırmızı ve işlenmiş etlerin, fast food’ların, rafine tahılların, alkolün ve şekerli içeceklerin yüksek tüketimiyle belirginleşen sağlıksız beslenme düzenleri, gastrointestinal kanser riskinin artmasıyla endişe verici bir ilişki sergiliyor.

 

Dünya çapında her 3 kanser ölümünden 1’inden sorumlu olan gastrointestinal (GI) kanserler, boğazdan mideye, pankreasa, bağırsaklara, rektuma ve anüse kadar sindirim sisteminin hemen hemen her yerinde ortaya çıkabilir.

Association of dietary patterns derived by reduced-rank regression with colorectal cancer risk and mortality

Araştırmacılar, beslenme düzenleri ve GI kanserleri üzerine araştırmaları inceleyerek daha fazla analiz için 28 uygun çalışma belirledi. Bireysel araştırmalar arasında bazı çelişkiler olsa da, çalışmalar toplu olarak sağlıklı beslenme düzenlerinin genel olarak kanser riskini azalttığını öne sürdü.

Ekip, 97 bin 561 kişiden alınan verileri analiz etti ve yüksek lif ve doymamış yağ içeren bir diyete sahip olanların kolorektal kanser geliştirme olasılığının daha düşük olduğunu buldu. Bu da kanserin 2040 yılında 1.6 milyon insanı öldüreceği tahmin ediliyor.

Çalışma, beslenme eğitiminin ve sağlıklı beslenme düzenlerinin teşvik edilmesinin, GI kanser risklerini azaltmada ve hasta sonuçlarını iyileştirmede çok önemli olabileceğini gösteriyor.

Difference in Gastrointestinal Cancer Risk and Mortality by Dietary Pattern Analysis: A Systematic Review and Meta-Analysis

Gözlemsel çalışmaların sistematik bir incelemesi olarak, analiz neden ile etkiyi birbirinden ayıramıyor, ancak geçmiş araştırmalara dayanarak, ekip diyet ve kanser bağlantılarının ardındaki mekanizmaların iltihaplanma süreçlerinin yanı sıra mikrobiyomumuzdaki etkileşimleri de içerdiğinden şüpheleniyor.

Meyveler, yapraklı yeşillikler, meyveler, sebzeler, bademler, cevizler, keten tohumları, zerdeçal, zencefil, sarımsak, turunçgiller, yağlı balıklar ve renkli sebzeler gibi antioksidan açısından zengin yiyeceklerin hepsi iltihap önleyicidir. Oysa kırmızı et, şekerli içecekler ve beyaz ekmekteki gibi rafine karbonhidratlar iltihap yapıcıdır. Ayrıca insülin direncini artırabilirler.

Ekip, insülin direnci, insülin benzeri büyüme faktörü 1’in aktivasyonu yoluyla kanser riskini artırdığını ileri sürdü.

Bulguları, abur cubur ve kırmızı etle dolu diyetlerin sağlığımız için kötü olduğunu gösteren diğer araştırmaları yankılayarak sağlıklı beslenmeye yönelik küresel yönergeleri destekliyor. Taze meyve ve sebzelere odaklanan diyetler, tekrar tekrar daha iyi sağlık sonuçlarıyla ilişkilendiriliyor.