Hastalıklara karşı en büyük silahımız olan bağışıklık sistemimiz, çevresel etkenlerden, psikolojik sorunlara kadar birçok farklı durumdan etkilenebiliyor. İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, ilaçlar ve beslenmenin de bağışıklık sisteminde ciddi etkisi olduğuna işaret etti.
Güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olması olarak ilk sırada beslenme geliyor. Bunu sağlamak için besin çeşitliliği, taze sebze ve meyve tüketimi gerekiyor. Ancak bazı ürünlerin aşırı tüketimin bağışıklığı zayıflatabileceğine işaret eden Yeditepe Üniversitesi Bağdat Caddesi Polikliniği İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, şu bilgileri verdi:
“Bağışıklık sistemi, bir canlıyı hastalıklara karşı koruyan, zararlı organizmaları ve tümör hücrelerini tanıyıp, onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye tarama yaparak onlar, sağlıklı vücut hücre ve dokularından ayırt eder. Güçlü bir bağışıklık sistemi vücudun dış etmenlere karşı gelmesini ve hastalık gelişmesini engeller. Buna karşın çevresel, psikolojik ve endojen (vücut içinden gelen) birçok farklı durum bağışıklık sisteminin etkilenmesine neden olabilir. Bazen tükettiğimiz besinler, bazen kullandığımız ilaçlar bağışıklık sistemini zayıflatabilir.”
PAKETLENMİŞ ÜRÜNLERE DİKKAT
Aşırı seviyede karbonhidrat, şeker ve kırmızı et tüketiminin, düşük lifli rafine ürünlerin, doymuş yağdan zengin gıdaların, paketlenmiş ürünlerin bağışıklık sistemini zayıflatabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Aydın ortaya çıkabilecek sorunlarla ilgili şunları paylaştı:
“Bu tür ürünlerin sık ve aşırı tüketimi vücutta inflamasyon (iltihap) artışına yol açarak hastalıkların gelişimine neden olabilir. Özellikle aşırı şeker tüketiminin, bağışıklık sistemi hücrelerinin bakterilere karşı savunmasını bozduğu iyi bilinen bir konudur. Ekmeğin da fazla tüketilmesi bağışıklığın zayıflamasına ve dolayısıyla tehlikelere açık hale gelinmesine neden olabiliyor. Bu nedenle, şekerli içecekler, işlenmiş gıdalar, rafine karbonhidratlar (şeker, beyaz un vb.), alkollü içecekler ve tütün ürünlerinden uzak durmak gerekiyor.”
BU ÜRÜNLERİ HER GÜN TÜKETİN!
Bağırsaklarımızın bizi dış etmenlere karşı koruyan önemli bir bariyer olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, “Bağırsaklar, her gün yiyeceklerle vücuda giren birçok yabancı maddeye maruz kaldığı için bağışıklık sistemimizin önemli bir kapısını teşkil eder. Bağırsaklarda yer alan bağışıklık hücreleri, vücutta en fazla antijene (yabancı madde işaretlerine) maruz kalan hücrelerdir. Dolayısıyla sağlıklı bir bünyenin, bir anlamda bağırsak sağlığından geçtiği söylenebilir. Vitamin ve mikrobesinlerden zengin taze sebze ve meyveler, tohumlar, tam tahıllar, süt ürünlerinin bağışıklık sisteminin güçlü kalması için her gün tüketilmesi gerekir” diye konuştu.
İLAÇLAR DA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATABİLİYOR
Hastalıkların tedavisinde zorunlu olarak kullanılan bazı ilaçların bağışıklık sistemini zayıflatabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Hasan Aydın, otoimmün hastalıklar, organ nakli gibi durumlarda kullanılan bu ilaçların tedavi edici etki sağlasa da, vücudun enfeksiyonlara açık hale gelmesine neden olduğunu, dolayısıyla bu hastaların daha dikkatli davranmaları gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Hasan Aydın, ilaçlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Bilinen en eski ilaçlardan olan kortizon birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Özellikle tablet halinde veya iğne şeklinde uygulanan formları uzun süre (2 haftadan uzun) kullanıldığında bağışıklık sistemini baskılıyor ve vücudu enfeksiyona açık hale getiriyor. Kanser tedavisi için kullanılan kemoterapi ilaçlarında da temel amaç, kanserli hücreleri yok etmek olsa da bağışıklığı zayıflatıyor. Bunların dışında, bazı otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, güçlü bir şekilde bağışıklık sistemini baskılıyor, aşırı dozda ve uzun süre kullanılan opioid ağrı kesiciler, hatta gereksiz kullanılan antibiyotikler bile vücut florasını bozarak bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor. Dolayısıyla bu grup ilaçları kullanan hastaların mutlaka yakın takip halinde olmaları ve hekimlerinin belirttiği kurallara uyma konusunda özel bir hassasiyet göstermeleri son derece önemlidir.”