Bakan Fahrettin Koca, Sağlık Muhabirleri İle Bir Araya Geldi
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca; Bakanlık’ta düzenlenen basın toplantısında gazete, televizyon, ajans ve dergilerin temsilcileriyle bir araya geldi. Önümüzdeki süreçte sağlık alanında yapılacak düzenlemeler ve bakanlığın hedefleriyle ilgili bilgi veren Koca, daha sonra sağlık muhabirlerinin sorularını cevapladı.
Yazılı ve görüntülü basın kuruluşlarından toplam 40 muhabirin katıldığı toplantıda yeni yasa, şehir hastaneleri, ilaç ve tıbbi cihazda yerelleşme, sağlık hizmetlerinde dijitalleşme, tütün kullanımıyla mücadele, sağlıklı yaşam kültürü gibi birçok başlık ele alındı.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca konuşmasına, bakanlığın vizyonunun; “tüm toplum olarak sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli sağlık hizmetine kolayca erişebildiği bir Türkiye” olduğunu ifade ederek başladı. Bakan Fahrettin Koca bunun; kamu, üniversite ve özel sektör ayırımı yapılmaksızın, tüm ülke kaynaklarının seferber edildiği, riskli grupları önceleyerek toplumun en ücra köşesine ulaşabilen, tüm toplumu sağlıklı olmaya teşvik eden, verimli, hakkaniyetli, sürdürülebilir; vatandaşımızın alışkanlıkları, inançları ve beklentilerine saygı göstererek onların ihtiyaçlarını karşılayan bir sağlık sistemine sahip olarak başarılabileceğine inandığını söyledi. Sağlık Bakanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün ihtiyaç duyduğumuz sağlık personelini değil, geleceğin sağlık teknolojilerini ustalıkla kullanabilecek sağlık profesyonellerini yetiştirmeliyiz. İnsan gücü, süreç ve teknoloji verimliliğini ölçülebilir ve kıyaslanabilir hale getirerek, performans yönetimi ile ilişkilendirilmiş bir hizmet modelini ortaya koyacağız.
Sağlık sadece belli bir alanın sorumluluğu değildir. Topyekün bir sağlık hareketi olmadan toplumun sağlık seviyesinin yükselmesinden söz edilemez. En iyi sağlık hizmeti verilse de, sağlığı tehdit eden faktörler bulunduğu sürece sadece tedavi ile uğraşan bir sağlık sektörü ile sonuç elde edilir. Önemli olan sağlığı korumaktır. Sağlığı sadece bu alanda görevli profesyonellerin sorumluluğu olmaktan çıkarıp, toplum hayatına etkili olan tüm yapı ve sektörlerin gündemine sokarak, ‘çok sektörlü sağlık sorumluluğu’ bilincini geliştireceğiz. Toplumun yapı taşları olan bireylerin ve sivil grupların sadece sağlık hizmeti tüketicileri olmaları değil, ‘sağlık avukatlığı’ yapma bilincine ulaşmalarını sağlamak, sağlıklı bir toplum yaratmanın ön şartıdır. Bu sayede toplumun tamamınca sevk edilen bir sağlık yönetim modeli temin edilebilir.
Uzman aile hekimleri, genişletilmiş ekip çalışması ve iki yönlü aile hekimliği – hastane iletişimi ile, birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlü ve daha örgütlü hale getirerek sistemimizi güçlendireceğiz. Bu sayede birinci basamakta çözülebilecek sorunlar için hastanelere başvuruları azaltmayı hedefliyoruz.
Yeni açmaya başladığımız Şehir Hastanelerini bir fırsata dönüştürüp, üniversitelerimizle birlikte sinerji oluşturacak bir modelle, en modern teknoloji ve en uygun mekanların en yüksek nitelikteki insan kaynağıyla birlikte vatandaşımızın hizmetine sunulduğu bir döneme geçmek istiyoruz. Bu sayede hastanede tetkik ve tedavisine gerek duyulan hastalarımızın sorunlarının tek bir merkezde çözülmesini hedefliyoruz. Vatandaşlarımızın sağlık amaçlı seyahatlerini asgari seviyede tutmak istiyoruz.
Oldukça düşük maliyetlerle vatandaş memnuniyetini yüksek tutmayı başaran sağlık sistemimize, yeni katacağımız hizmet modeliyle ülkemizi sağlık turizmi üssü haline getirmek zor değildir. Sağlık turizmi vasıtası ile ülkemize katma değer katılacak, yapılan yatırımların geri dönüşü hızlanacaktır.
Sağlık sistemimizdeki hızlı gelişim Türkiye’ye dünyada hızla sağlık turizmi odağı haline gelme potansiyeli sunmaktadır. Bu potansiyelin uygun şekilde değerlendirilmesi üniversitelerimize hızla ‘sağlık meslekleri eğitim turizmi’ şansı verecektir. Bu sayede çeşitli ülkelerden gelecek sağlık profesyonellerine sağlık bilimlerinde eğitim verilerek hem sağlık diplomasisi adına çok önemli bir kazanç hem de yine ülkemiz adına bir kazanç imkanı sağlanmış olacaktır.
Aşı, ilaç ve tıbbi cihaz teknolojisini olabildiğince yerelleştirip, ülkemizin jeopolitik durumu ve son dönemde bölgesinde kazandığı nüfuzu da göz önüne alarak önemli bir ekonomik fırsat oluşturmamız mümkündür. Türkiye jeopolitik konumu sebebiyle dünya nüfusunun neredeyse üçte birinin merkezi konumunda bulunmaktadır. Ülkemizin yeni teknolojiye sahip ilaçların ve biyolojik ürünlerin üretilebildiği, yüksek teknolojili tıbbi cihazların imal edilebildiği bir ülke olmayı hedefliyoruz.”
Soru-cevap bölümünün ardından fotoğraf çekimi ile toplantı sona erdi.