Rahmetle anıyoruz, 13 Şubat 2014 tarihinde yaptığımız röportajı tekrar paylaşıyoruz;
Abdulrezzak Sancak ile paylaşım:
Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı
W-Saya Grup Yönetim Kurulu Başkanı değerli Abdulrezzak Bey. İlaç ve sağlık sektörü sizi ve Sancak ailesini yakından tanımakta, bu girişimci aileyi daha yakından tanımak isteriz. Öncelikle sizi ve Sancak ailesini kısaca tanıyabilir miyiz?
A.S- 1953 yılında Abdulkerim SANCAK önderliğinde, Sancak Ailesi olarak ticaret hayatına başladık. Bu anlamda ailenin öncülüğünü beşi kız, sekizi erkek 13 kardeş içinden rahmetle andığımız babam Abdulkerim ve amcam Abdulhakim Sancak yapmışlar ve dedelerinden kalan manevi mirasın sahibi olarak ailenin liderleri olmuşlar. Siirt ve ardından Van’da manifaturacılık, hayvancılık, oto alım satımı, inşaat gibi hemen hemen her türlü ticari faaliyette bulunmuşlar. Babamın “taştan yumuşak ve helal olan her şeyi alır satarız” diye bir ticari sloganı vardı ve bizler için her zaman ticarette ana düstur olmuştur. Anadolu’da çeşitli sektörlerde yakaladığımız başarıyı ülke genelinde de sürdürmek üzere İstanbul’a 1987’de yerleşme kararı aldık.
Yedi erkek, yedi kız kardeşiz ve ağabeyleri benim. Kız kardeşlerimiz de şirketlerimizde çeşitli ve önemli görevler üstleniyor.
Sancak Ailesi olarak; 1987 Yılında Hedef Alliance’ı kurarak kısa zamanda Türkiye’nin en büyük ilaç ve kozmetik dağıtım şirketi haline geldik. 2001 yılında Alliance Boots ile stratejik ortaklık yaparak Mısır ve Cezayir’ de de en büyük ilaç dağıtım şirketi haline gelirken, Rusya pazarında da faaliyet göstermeye başladık. İlaç dağıtım kanallarındaki tecrübe ve başarılarımızı başka sektörlerde de gerçekleştirmek istedik ve kardeşlerimle Hedef Alliance’ın yönetiminden ayrılarak 2006 yılında SAYA GRUP’ u kurduk. 2011 yılında Hedef Alliance’ta bulunan hisselerimizi devrederek, ailenin yanı sıra kurduğumuz tecrübeli genç ve enerji dolu kadrolarla yeni yatırımları ve projelerimiz olan İnşaat, Maden, Enerji, Elektrik Motorları, Sanayi Kalıpları ve özellikle İlaç Üretimine odaklandık.
W- ‘Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler’ felsefeniz var ve ‘Para yuvarlaktır. Eğer, ’emek, bilgi ve itibar’a önem verir ve başarılı olursanız, tahterevallinin bir ucundan para size doğru yuvarlanır’ anlayışınızı biraz açar mısınız?
A.S.- “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” felsefemizi ve büyüklerimizden aldığımız adabı anlatması bakımından da sıkça anlattığım bir örnektir. Her şeyden önce para amaç değil araç olmalıdır.
‘Para yuvarlaktır. Eğer, ’emek, bilgi ve itibar’a önem verir ve başarılı olursanız, tahterevallinin ortasından para ve ekmek size doğru yuvarlanır’
Tahterevallinin bir ucunda biz olmalıyız ve ağırlığımız bilgi, emek ve itibarımızdan oluşmalı. Tahterevallinin ortasındaki ekmek ve para var. Biliyorsunuz para ve ekmeğin orijinali yuvarlaktır. Tahterevallinin öbür ucunda ise; müşterilerimiz, çalışanlarımız, çevremiz, devlet, sivil toplum ez cümle tüm paydaşlarımız dahil her şey bulunuyor. Eğer bizim itibar algımız gerçekten hedeflediğimiz düzeyde ise parada, ekmekte yuvarlanarak bize gelecektir. Bu anlamda bize gelen projeler, ortaklık teklifleri çok şükür iyi yolda olduğumuzu gösteriyor diye düşünüyorum.
W- Sancak Ailesi olarak 2006 yılında yeni yatırımlar için bölündünüz ve siz kardeşleriniz ile Saya Grup’u kurdunuz. Buradaki amacınız ne idi?
A.S.- Hedef Alliance’ın kuruluşundan itibaren şirketin yönetiminde kardeşlerim ile önemli görevler üstlendik. Ailenin büyümesinden kaynaklı bazı gereksinimler sonucunda ilaç dağıtım kanallarındaki başarılarımızı sektörün farklı alanlarında ve başka sektörlerde de gerçekleştirmek üzere, Hedef Alliance’ın yönetiminden ayrılarak 2006 yılında SAYA GRUP’ u kurduk.
Saya Grup “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganı ile toplumsal faydayı temel alan, kendisini sürekli bu anlam¬da sorgulayan, ülkemizin gelişmesinde ihracat, istihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç unsur olduğu düşünen, İlaç Üretim, İnşaat, Elektrik Motorları ve Kalıp Sanayinde faaliyet gösteren Şirketler Grubu’dur.
Saya Grup; ülke topraklarının her karışından değerler üretmeyi ve paylaşmayı, ülkemizin ihtiyaçlarını ele alarak, değerleri doğrultusunda yararlar sağlayabilmeyi amaçlamaktadır.
2013 yılında vizyonumuzu “Grubun büyüklüğünü her 3 yılda 2 katına çıkarmak” olarak revize ettik. Biz şirketlerimizin büyümesini sadece cirosal büyüklük ile sınırlamıyoruz. Şöyle ki; Toplam Kalite anlayışımız ve EFQM Modeli’nin bütünsel bakışı içerisinde finansal göstergelerimiz, çalışanlarımız, paydaşlarımız, sosyal sorumluluk anlayışımız ve Toplum algımız ile bir bütün olarak büyümeyi anlıyoruz. Saya Grup operasyonel bütünleştirici anlamında; stratejik mimar, eğitimci ve denetimcidir.
• Hız, verimlilik ve pozitiflik grubumuzun 3 ana düsturudur.
• Saya Grup, proaktif, hızlı aksiyon alan, disiplinli, verimli, adaletli ve emeğe saygılı yönetim anlayışı, konusunda uzman, tevazu sahibi ve azimli ekibiyle; müşteriyi merkeze alan bir yaklaşımla iş dünyasında farklı olmaya devam edecektir.
W- Saya Grup olarak; İnşaat ve taahhüt sektörü & Sanayi sektörü & Maden sektörü ve İlaç sektöründe faaliyet göstermektesiniz. Mevcut yatırımlarınızın büyüklüğü ve de kısa vadedeki hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
A.S.- Pharmactive, “Sağlığınız için Aktif” sloganı ve “Ne mutlu bir derde derman olana” anlayışı ile Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 108. 000 metre karelik alan üzerine kurulan ilaç üretim tesisimiz olup, Tamamlanan 41.500 m2lik ilk etabında kapalı alanda non-steril katı, sıvı ve yarı katı formların tümü üretebilecek kapasitededir. 2’nci Etabı tamamlandığında ise 80. 000 m²’lik kapalı alanda, ürün skalasına ek olarak inhaler, onkoloji, hormon, biyoteknoloji, OTC ve kozmetik ürünleri de üretilebilecektir. Tesis de ürün geliştirme çalışmalarının yürütüleceği ve Türkiye’nin en büyük Ar&Ge merkezlerinden biri statüsüne getirilecek olan 3.200 m²’lik alana sahip PharmAr-Ge Laboratuarı da yer almaktadır. Pharmactive; Tübitak ve Üniversiteler ile iş birliği yaparak karşılıklı gelişim projeleri de gerçekleştirmektedir. Beş yıllık stratejik hedefleri arasında;
• Toplamda 80.000m2 kapalı alan,
• 5000 m²’lik Ar-Ge,
• Toplamda 500 milyon kutu kapasitesi,
• 5 yılda en büyük 5 jenerik ilaç firmalarından biri olmak,
• İstihdamı arttırmak,
• Üretiminin % 25’ini ihracat etmek, vardır.
‘’Hayat Buna Değer’’ sloganıyla, insanların yaşam kalitesini arttırmak ve yatırımcılarına değeri sürekli artan özgün eserler kazandırmak üzere Folkart ile 2006 yılında inşaat sektöründe faaliyete başlayan ve Folkart Narlıdere ile İzmir’in ilk A plus projesini gerçekleştiren, proje mimarının Avrupa’nın gelecek vaat eden 40 genç mimarına verilen “Europe 40 Under 40” ödülünü kazandığı Folkart İnşaat Şirketimiz; şu anda Avrupa’nın en yüksek 5’inci ikiz kulelerinin inşaatına devam ediyor.
Folkart Narlıdere Evleri, Folkart Mavişehir, Folkart Towers, Folkart Paşa Limanı projeleriyle İzmir’e bugüne kadar 330 milyon dolarlık yatırım yaptık. 2013 yılında yenilediğimiz “2020 yılına kadar sektörde ilk 10 firma arasına girmek” vizyonu ile başarı çıtamızı daha da yükselttik ve bunun için hepimiz canla başla çalışıyoruz.
Volt Elektrik Motorları, ihracat ve istihdama katkı sağlamak amacıyla Endüstriyel sektörün en büyük ihtiyacı olan Elektrik Motorları üreten, sektörün en saygın ve önde gelen iki firmasından biridir.
Yeni arsa ve teknoloji yatırımı yaparak üretim tesisimizin kapasitesini % 80 oranında arttırdık. Bu paralelde Gelecek planlarımız ve stratejik hedeflerimiz içerisinde;
• Türkiye’yi motor üretim üssü haline getirmek,
• Ülkemizde üretilmeyen ve sanayinin ihtiyacı olan motor çeşitlerini sanayiye kazandırmak,
• 2017 yılında ürünlerin yarısını ihraç etmek,
• Verimli elektrik motorları ile enerji tüketimini azaltma ve çevreye duyarlı üretimler gerçekleştirmek,
• 2015 Yılında Ulusal Kalite Ödülü’ne aday olmak vardır.
Voltsan Elektrik Makine Kalıp Sanayi’nin öncelikli hedefi Türk Kalıp Sektöründe yakaladığı başarıyı artan bir grafik ile devam ettirerek hakkı ile kazandığı itibarı uzun yıllar korumaktır. Nitelikli personeli ve son teknolojiyi takip etmeye fırsat veren sermayesi ile dünyadaki emsallerine güçlü bir rakip olduğunu kanıtlayarak, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da adından söz ettirmektir.
Yaptığı AR&GE çalışmaları ile kalıp üretimde olduğu gibi yedek parça ve aparat ihtiyacı olan firmalar içinde yenilikler sunarak firmaların vazgeçilmez çözüm ortağı olmak bu esnada yaşadığı çevreyi koruyarak gelecekten aldığı Dünya emanetini sonraki nesillere kusursuz aktarabilmektir.
Saya Grup Ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak, istihdam, AR&GE ve İhracat sağlayacak yeni yatırımlar için de çalışmaktadır.
W- Abdulrezzak Sancak olarak sizi düşündüğümüzde; İnsanlık ve Ülke sevgisi ile güçlü Sancak ailesi bağları gelmekte. Ve sizden bahis geçince ortak kanaat olarak da 3 kavram ön plana çıkmakta: Hedef, Başarı ve Tevazu. Size göre bu toprağın girişimcisinin felsefi anlayışı nasıl olmalı?
A.S.- Allah bizleri yaratırken öncelikle kendisine kulluk etmemizi, ikinci olarak da kullarına faydalı olmamızı emretmiştir. “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganı ile toplumsal faydayı temel alıyor, kendimizi sürekli bu anlamda sorguluyor, ülkemizin gelişmesinde ihracat, istihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç unsur olduğu düşünüyoruz.
Bu toprağın girişimcileri; Ülke topraklarının her karışından değerler üretmeyi ve paylaşmayı, ülkemizin ihtiyaçlarını ele alarak, değerleri doğrultusunda kendilerini sürekli sorgulamayı en temel prensibi olarak benimsemelidirler.
Dünya huzurlu olmaz ve değerler üretemez ise Ülkemiz olumsuz etkilenir, Ülkemiz Huzurlu olmaz ve değerler üretemezse Şirketlerimiz olumsuz etkilenir. Bu zincir; paydaşlarımız, çalışanlarımız ve aileleri ve sonuçta bireylere kadar uzanan bir paylaşımdır.
W- Saya Grup olarak Kasım 2010 tarihinde,”Sağlığınız için Aktif” sloganı ve “Ne mutlu bir derde derman olana” anlayışı ile Pharmactive firmasını kurarak İlaç sektörüne dönüş yaptınız. Ülkemizde önce Ecza depoculuğu sonra ilaç firmasına geçiş yapan girişimci başarı örnekleri mevcut, bunlardan sizi ayıran farklılıklar var mıdır? Önemlisi niye tekrar ilaç sektörü zira sektör genel anlamda özellikle 2009 sonrası gidişattan memnun değil ve geleceğe de negatif bakmakta?
A.S.- Sektördeki mevcut bazı sıkıntıların zaman içerisinde çözüleceği, İlaç sektörünün nüfusa paralel büyüyeceği bilgisinin yanı sıra, ‘’Ne mutlu bir derde derman olana’’ anlayışına sahip olmamız ve gerçekten bir derde derman olabileceksek te bu sektöre girmeye, bu riskleri üstlenmeye değecektir düşüncesindeyiz.
Ailenin sektördeki 20 yıllık tecrübesi, çevresi ve itibarı, hızla bir araya getirilebilecek deneyimli, çalışkan ve dürüst bir kadro ile sektörde çabuk yer edinebileceğine güvenimiz sonsuzdur.
Fason işinde çevremiz ve geçmişimizden dolayı tercih edileceğimize olan güvenimiz, Hastayı bir müşteri olarak değil, kendimizden bir parça olarak görüyoruz olmamızla, Biz; Hastanın, Doktorun, Eczacının ve diğer paydaşlarımızın ne kadar önemli olduğunun farkındayız.
Yasal ve etik kurallara saygılı ve bağlı olacağız. İşimizi, müşterimizi ve mesai arkadaşlarımızı çok seviyoruz, Yeni dönemi iyi algılayıp ve ona göre organize olabilme yeteneğine ve imkanlarına sahip olmamız gerektiğini, güven, çeşit ve hizmet anlayışımızı, paylaşımcılığımızı, Bütün paydaşlarımızla “Kazan / Kazan İlkesi” ile adil bir paylaşım prensibini esas alıyoruz.
Biz sektör paydaşlarımızın ihtiyaçlarını; sürekli izleyecek ve ona göre imkânları zorlayacak ve koşulları ona göre belirleyeceğiz. Kopyacı olmayacağız.
Piyasanın şartlarını takip edeceğiz ama kimsenin yolundan gitmeyeceğiz ve kimsenin de galeyanına gelmemeliyiz ve gelmeyeceğiz.
Teknolojiyi çok önemsiyoruz. Başlarken en iyi programlar ile başladık. Mevcut bütün ekibimizi eğittik, eğiteceğiz.
Biz çevreciliğe çok önem veriyoruz. En erken 6 ay içerisinde alınan ÇET raporunu 1,5 ayda aldık. Çünkü fabrikamızın bütün yasal ve vicdani gereklilikleri fazlasıyla yerine getirmiştik.
Teknolojisi ve kapasitesi ile Ülkemizin ve Grubumuzun gururu olan fabrikamız, bütün etaplar bittiğinde Avrupa‘nın sayılı bir tesisi haline gelecektir.
Fabrikamızın bir takım üstünlükleri ve bütün ticari yeteneklerimizi de kullanarak uygun fiyata kaliteli ürünler üreteceğiz.
Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Rusya ve çevresi ile çok yakında iş bağlantılarını kurup ihracat yapmayı hedefliyoruz. Organizasyonumuz her geçen gün kontrollü bir şekilde büyüyor, bütün çalışmalarımız optimal İnsan Kaynağı ile çalışmaya yöneliktir
Bugün itibari ile 500’e yakın olan çalışan sayımız, 2014 yılı içerisinde yaklaşık 700 kişiye çıkacaktır.
İlaç sektöründeki yeni trendleri dikkate alarak önümüzdeki 5 yıl içerisinde en büyük 5 Jenerik ilaç firmasından biri olmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz hayal değil, planlanmış ve programlanmış bir rotadır.
W- Üretim tesisinizin temelini 14 Şubat 2011 Sevgililer Günü’nde atmıştınız ve Ağustos 2013’ de Delta Vital ilacı bünyenize kattınız. Pharmactive’in mevcut yatırım büyüklüğü nedir ve 2. Etap Sonunda Toplamda 500 milyon kutu kapasiteye ulaşacak üretim tesisinizin teknik özellikleri ve de gideceği noktayı paylaşır mısınız?
A.S.-Fabrikayı inşa ederken yeni dönem ve süreçleri dikkate aldık. Yeni dönem maliyet odaklı ve verimli olma dönemidir. Yatırımda hiçbir şeyden kaçınmadığımız gibi birçok detayı düşünerek büyük bir yatırım yaptık. Grup Şirketlerimizden Folkart’ın tecrübe ve birikimlerinin yanı sıra kalitesi de aktardık. Normalde 4-5 yıl gibi bir sürede tamamlanması gereken tesisimizi 2 yıl gibi kısa bir sürede tamamladık. Tüm etaplar tamamlandığında 220 milyon dolarlık yatırım yapmış olacağız.
Teknolojiyi çok önemsiyoruz. Başlarken en iyi programlar ile başladık. Mevcut bütün ekibimizi eğittik, eğiteceğiz. Ancak işletme sürecinde her türlü teknolojiyi düşünerek, verimliliği esas alarak, PharmAr-Ge’mizin her yönüyle çok iyi olmasını sağlayarak yurtdışı ve yurtiçi firmalara da hizmet verebileceğiz.
W- Pharmactive olarak deklare ettiğiniz hedefleriniz var; 5 Yılda İlk ve %25 İhracat gerçekleştirmek gibi. Başbakanımızın ortaya koyduğu 2023 Vizyonunu paylaşan Hedefleriniz var mı?
A.S.- 2023 Yılı vizyonu Hükümetin koyduğu hedeflerin ötesinde artık Ülkemizin bir vizyonu ve hedefleri oldu. Deyim yerindeyse cari açığa bile ilaç olmak gibi bir misyonumuz var.
Türkiye ilaç sanayinin bir üssü olmalı. Ulusal rekabet gücümüz her bakımdan arttırılmalı. Ar&Ge yatırımları büyük önem kazanıyor. Çalışanlarımızın eğitimine bu paralelde büyük önem vermeliyiz. İhracat hedefleri diğer önemli bir husus. Biz zaten Ülkemizin her alanda kalkınmasında üç temel ögenin İhracat, Ar&Ge ve İstihdam olduğuna inanıyor ve her platformda bunu dile getiriyoruz.
W- İlaç sanayinin uzun yıllardır içinde bulunan bir müteşebbis olarak yerli ilaç sanayinin ilaç kalitesini nasıl buluyorsunuz, bu konuda bir kritiğiniz var mı?
A.S.- Türk İlaç Sanayii gerek tesisleri gerek profesyonel kadroları ile tüm dünyadaki orijinal ve jenerik ilaç firmalarının kalitesinde ürünler geliştirmekte ve üretmektedir.
W- Ülkemizin yatırıma kesin ihtiyacı olduğu ve nispeten know how u yüksek alanlardan onkoloji yatırımınız var, kan ürünleri, hormon, aşı ve biyoteknolojik ürünlere giriş planlarınız var mıdır?
A.S.- Ülkemizin ihtiyacı olan tüm alanlarda olmak, imkânlarımız ölçüsünde katkılar sunmak istiyoruz. Üretim tesisimizin 2. Etabını da aslında tam olarak bu ürünler için planladık. 2. Etabımızla birlikte , inhaller, Biyoteknoloji, Hormon, Penem, OTC, Kozmetik ve Serum ürünlerini de son teknoloji ile olarak üretebilir hale geleceğiz inşallah..
Tesisimizin Türk tıbbına büyük hizmetler vereceğine inancımız tamdır. Ar&Ge’de uzman kadroları ile katma değeri yüksek ilaçlar geliştireceğiz. ‘Firma olarak Ar-Ge’ye oldukça fazla önem verdiğimizi ifade etmiştim. PHARMAR-GE üssümüz için ilk etap yatırımımız 20 milyon Dolar değerindedir. Tüm etaplar tamamlandığında AR-GE yatırımımız 35 milyon Dolar’a ulaşacaktır. Orta vadedeki hedeflerimizden biri de kanser, biyoteknoloji, hormon, inhaller ürünlerini kendi ARGE’mizde geliştirip, kendi tesislerimizde üretimlerini gerçekleştirmek ve tüm ürünlerin başta ABD, Avrupa olmak üzere Orta Doğu ve BDT ülkelerine de ihracatını yapmaktır. Bu sayede, hem ülke ekonomisine, hem de insan sağlığına katkıda bulunmak bizim en önemli misyonumuzdur. Bu tesisle Türkiye’nin ilaç üretim kapasitesini de bir hayli artırmış olduk. Özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’yi üretim üssü seçmeleri için bir neden daha yarattık.
W- Ülke menfaatlerini gözetiyorsunuz; kaliteli fakat uygun fiyat politikası deklare ettiniz.
Hatta basına “Türkiye’de ilaç fiyatlarının uygulanan sağlık politikaları nedeniyle çok düştüğünü belirten Sancak, “Bu durum vatandaş için çok faydalı. Biz de ‘ilaç fiyatları düşük kalmalı’ prensibiyle hareket edip maliyetlerimizi düşük tutmaya çalışıyoruz. Maliyetleri düşük tutmayan firmalar, piyasada tutunmakta zorlanacak.”
Görüşünüz yansıdı.
Stratejiniz bu görüş üzerine mi kuruludur? Sağlık ve Maliye Bakanlığı ile SGK ilaç politikaları strateji oluşumunuzu etkiledi mi ayrıca Ecza Depoculuğundaki büyük deneyiminizin de bu düşüncenize tesiri var mıdır?
A.S.- Dünyanın her yerinde olduğu gibi sağlık en stratejik, önemli ve Devletler için maliyeti yüksek bir sektör. İlaç sektöründe de Her Ülke vatandaşına en kaliteli ürünü, en uygun maliyetle ve mümkün olduğunca destekleyerek vermek ister. Zira sosyal bir konu. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı ve SGK İlaç strateji ve politikaları halkımızı azami düzeyde desteklemek ve SGK üzerinden mümkünse bedelsiz olarak sunmak üzerine kuruludur. Tabi bunun Toplam maliyeti de sürekli kontrol altına alınmak isteniyor.
Türkiye’de İlaç Pazarı büyüklüğü 9 milyar Dolar seviyelerindedir. Tabi ki tüm ülkeler ve Ülkemiz için de sağlık Politikalarının sürdürülebilir olması çok önemli. Sizin de ifade ettiğiniz gibi İlaç fiyatları uygulanan sağlık politikaları nedeniyle çok düştü. İlaç Fiyatlarındaki bu düşüş Firmaları son derece zorluyor.
Belki eski fiyatlar yanlıştı ve pahalıydı. Fiyatının düşmesi gerekiyordu ama şimdi de fazla ucuzladığını söyleyebilirim. Ama bana göre olması gereken noktaya ulaşacaktır. Artık eski tip ilaç üretim ve satış modeli bitti. Geleneksel ilaç firmalarından farklı olarak yeni boyutlar lazım
Bir önceki sorunuzda da belirtmeye çalıştığım üzere yatırımda hiçbir maliyetten kaçınmadan, teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak çok ciddi Ar-Ge alt yapısı oluşturarak yatırımımızı gerçekleştirdik. Ancak İşletme sürecini çok yakından, maliyet odaklı ve verimlilik üzerine ve yeni satış modeli üzerine kurduğumuz stratejilerimiz ile çok yakından takip ediyoruz.
W- Tekrar Ecza Depoculuğuna geri dönüşünüz olacak mı?
A.S- Biz Ecza Depoculuğu yaparken hiçbir zaman üretici olmayı düşünmedik. Üreticiyken de Ecza depoculuğunda olmayı düşünmeyiz.
W- Gelirlerinizin sektörel dağılımı nasıldır ve gelecek yıllarda bu dağılım nasıl olacak? Ayrıca tekrar perakende sektörü veya farklı hizmet sektörlerine girmeyi düşünüyor musunuz?
A.S.- 2014 yılı itibarıyla Gelirlerimizin % 36’sı İnşaat sektöründen Folkart ile % 36’sı Sanayi sektöründen Volt Motor ile % 24’ü İlaç Sektöründen Pharmactive ile % 4 ‘ü de kalıp sektöründen Voltsan Kalıp ile oluşacaktır.
İlerleyen yıllarda İlaç Sektörünün cirodaki payı hızla artacaktır. Diğer bir ifadeyle Pharmactive Grubumuzun Amiral Gemisi olacaktır.
2014 Yılında İlaç sektörüne 22 milyon TL, Elektrik Motorlarına 35 milyon TL, İnşaat sektörüne de 38 milyon TL olmak üzere en az 100 milyon TL’lik ilave yatırım yapmayı öngörmekteyiz.
Geçmiş deneyimlerimizde perakende sektöründe, 2007 yılında 10 marketlik bir Grubu satın alarak ALPARK markası ile 3 sene içinde 27 markete ulaşmıştık. Carrefour’un yaptığı araştırmalarda İstanbul’da yerel marketler içinde müşteri ve çalışan memnuniyetinde birinci sırada yer aldığımız görülmüştü. Kendilerinin yoğun talepleri üzerine marketler Carrefour’a devretmiştik. Pharmactive’in hayırlısı ile rayına oturması ile özellikle perakende Sektörde vizyonumuza daha uygun bir konsept ile yeni yatırımlar yapmayı planlıyoruz.
W- Yine biraz başa dönmek istiyorum zira Sancak ailesi olarak imrenilecek güçlü bir yapıya sahipsiniz. Yedi kız, yedi erkek kardeşlerin en büyük erkek ferdisiniz ve “İnsanlar en değerli varlıklarını en yakınlarına emanet eder”, “ Hem hiç ayrılmayacak gibi birlikte çalışıyoruz hem de yarın ayrılacak gibi’, görüşleriniz bir Aile Şirketinin nasıl olması üzerine yol gösterici, bu görüşlerinizi açar mısınız?
A.S.- Kalabalık bir Aileyiz ve özellikle Ağabey olarak Aile dengelerini sürekli gözetmek zorunda olduğumu düşünüyorum. Yakın bir aileyiz ve toplu olarak Sancak Sitesi’nde oturuyoruz. Aile üyelerinin önemli bir bölümü Şirketlerimizde görev alıyor ve görev dağılımı konusunda da oldukça dikkatliyiz. Aslında Profesyonel çalışanlarımızla birlikte çok büyük bir Aile olduğumuza inanıyor ve kendimizi “Saya Grup Ailesi” olarak tanımlıyoruz.
Ancak bazen Aile bireylerinin kalabalıklaşması da hantallığı beraberinde getirebilir. Aradaki hassas çizgiyi sürekli gözden geçirmek ve canlı tutmak gerekir.
İnsanlar en değerli varlıklarını en yakınlarına emanet ederler. Biz İnsan Kaynağının paradan ve emtiadan daha kıymetli olduğunu dikkate alarak insanımızı, gerçekten çok güvendiğimiz, insanı çok seven, insanların da çok seveceği Ailemizden birine teslim ettik. Kız kardeşim Kezban Sancak Elay’ı Grubumuzun İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne atadık. Açıkçası Saya Grup ve Grup Şirketleri’nin önemli bir kısmı zaten Aile üyelerinden oluşuyor.
Ancak ister Aileden olsun, ister Profesyonel Ekibimiz olsun işinin gereklerini, takibini ve sonuçlandırmasını yapması, İş planları doğrultusunda iş Hedeflerini gerçekleştirmesi, grubumuza sinerji katması çok önemli. Bu anlamda kardeşlerim de olsa İş Performansı her şeyin üzerindedir.
W- Sosyal Sorumluluk projelerinizden, Sancaklar Vakfı hakkında da bilgi almak isteriz, bu konudaki düsturunuz nedir?
A.S.- SAYA GRUP, Sosyal Sorumluluk anlayışı ve değerleri paralelinde ülkemizin gelişmesinde rol almak için gerek Şahsi gerek Grup şirketleri ve gerekse sponsorlarından olduğumuz Sancaklar Vakfı vasıtasıyla dayanışma ve paylaşma bilinciyle çok sayıda yardıma muhtaç 500 ailelerin ihtiyaçlarını gidermekte aynı zamanda eğitime verdiği önem gereği 2.500’ün üzerinde öğrenciye burs vermekte, Eğitim kurumları, Sağlık kuruluşları ve İbadethaneler kazandırmakta, ulusal ve uluslararası felaket ve olağanüstü durumlarda gerekli yardımları yapmaktadır.
Stratejik düşünmeyi, özgün farklılıklar yaratmayı ve geleceğe bilinçle bakmaya amaçlayan SAYA GRUP, 5 yıllık stratejik planlar paralelinde;
• Toplumsal faydayı temel almakta ve Toplumu en büyük paydaş olarak görmektedir.
• Toplam Kalite Yönetimi ile EFQM Modeli ve Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) olan inancı ve destekleri sürdürmeyi planlamaktadır.
• Tüm süreçlerini çevre ve çevre etkileri ile birlikte değerlendirmekte ve ana iş hedefi olarak ölçümlemektedir.
• Sürdürülebilirlik stratejilerini oluşturmakta ve tüm çalışanların sürece etkin katılımını sağlayarak sürdürebilirlik bilincinin şirket kültürü haline gelmesini benimsemektedir.
Sosyal Sorumluluk hedeflerini de ana iş hedefleri haline getirerek ve ölçümlerini her yıl yaparak;
• Elektrik Tüketiminin yenilenebilir enerji ile düşürmek,
• Üretim başına atık oranını 2017 yılında % 0,1 oranına düşürmektir.
Kurumsal Sosyal sorumluluk anlayışımız doğrultusunda politikalarımızı net olarak belirlemiş olup, Varlığımızın % 3’ünü bütçe olarak ayırıyoruz.
W- Değerli Abdulrezzak Bey paylaşımınız için çok teşekkür eder, başarılarınızın daim olmasını dileriz.
A.S.- Değerli ve kadim dostum Ali bey kardeşim, bu söyleşi ve bizlere ayırdığınız yer, zaman ve gerçekten sektörü iyi özümsemiş uzman sorularınız için öncelikle Grubumuz ve Şahsım adına çok teşekkür ederim.
Bu sohbetten çok keyif aldığımı ayrıca belirmek isterim.
İnşallah sizler gibi değerli İnsanlarında öncülüğü ve katkısı ile sektörümüzü, sorunlarımızı, gelişmelerimizi ve paydaşlarımız ile olan iletişimimizi arttırarak sürdüreceğiz.
En derin ve kalbi duygularımla, Allah’a emanet olunuz.