Bayer Türkiye ve IPSOS’un ortak çalışması “Herkes için Sağlık 2023 Tüketici İç Görüleri Analizi”, zihin sağlığı endişesinin dünyada ilk sıraya yerleşerek kanser endişesinin önüne geçtiğini ortaya koydu.
İnsan sağlığına ve yaşam kalitesine değer katan, bunu yaparken de küresel gündemi takip ederek ihtiyaçları anlayan Bayer Türkiye, tüketici sağlığı alanında sahip olduğu güncel bilgi ve iç görüleri tüm sektörlerle paylaştı. İnsanların sağlık gündeminde önemsediği başlıkları ele almak ve sağlığa dair endişelerini anlamak üzere ilki bu yıl paylaşılan “Herkes için Sağlık 2023 Tüketici İç Görüleri” sonuçlarına göre 2024 ve sonrası için yol haritalarına katkı sağlaması hedeflenen iç görülerde en çarpıcı başlık zihin sağlığı oldu.
En Çok Zihin Sağlığımızdan Endişeliyiz
“Herkes için Sağlık” çalışmasının amacını aktaran Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Pazarlama Direktörü Tuna Demiralp sağlığın bugün sadece tıbbi tartışmaların değil günlük yaşamın da ana odaklarından biri olduğunu, önümüzdeki dönemde de etkisini artıracağını, bu nedenle markalar dünyası için de insanların sağlık gündemini anlamanın ve beklentilere yanıt vermenin her geçen gün daha da önem kazandığını söyledi.
Hem dünyada hem de Türkiye’de ana endişe kaynağı ekonomi
Herkes için Sağlık 2023 Tüketici İç Görüleri Analizi çalışmasında zihin sağlığı endişesinin dünyada %44 ile kanser endişesinin önüne geçtiği açıklandı.
Araştırmada yöneltilen “Ülkenizde en sık karşılaşılan sağlık sorunu nedir?” sorusuna dünyanın farklı yerlerinden katılımcıların verdiği yanıtlarda zihin sağlığı %44 ile ilk sırada, kanser %40 ile ikinci sırada, stres %30 ile üçüncü sırada ve obezite ise %25 ile son sırada yer alıyor. Zihin sağlığı ve stres problemleri 2023’te özellikle Covid 19’un da gerilemesi ile daha çok ön plana çıkan konular arasında oldu. Türkiye’de ise sıralamada farklılaşma söz konusu. Kanser ilk sırada yer alıyor. 2. sırayı ise “stres” alıyor.
Verilerde “stres” zihin sağlığından bağımsız ayrı bir başlık olarak ele alınırken başlıkların birleştirilerek değerlendirilmesi halinde rakamların çok daha yükseldiği göze çarpıyor. Zihin sağlığı ve stresi listede üst sıralara taşıyan en dikkat çekici başlık ise “Ekonomiye ilişkin gelişmeler”. Finansal gelişmeler hem dünyada hem Türkiye’de kaygı yaratan faktörlerin başında geliyor. Artan hayat pahalılığı, alım gücü ve enflasyon odaklı endişelerin dünyanın farklı yerlerinde insanlarda benzer kaygılara sebebiyet verdiği görülüyor.
Ipsos’un farklı ülkelerde yaptığı araştırmalar kapsamında zihin sağlığının sağlık endişeleri listesinde ilk sıraya yükselmesine neden olan diğer başlıklar şu şekilde sıralandı:
- Hayatın kontrolünü kaybetme duygusu ile ilişkilendirilen; hayatın hızındaki artış, belirsizliğin bir norm haline gelişi, hep meşgul hissetme ve kendi hayatına yetişmeye çalışma hali ve hayatın dümeninde olunmadığı düşüncesinin de önemli tetikleyiciler arasında olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle de basit bir hayat arayışı ve yalnız zaman geçirme ihtiyacının arttığı gözlemleniyor.
- Teknolojinin vazgeçilmezliğini düşünenlerin oranının çok yüksek olduğu kaydedilirken bununla birlikte bu alandaki mahremiyet kaybının kaçınılmaz olduğu da işaret ediliyor. Araştırmada yer alan her 3 kişiden biri sosyal medyanın zihin sağlığını olumsuz etkilediğini söylüyor ve bu oranın Z jenerasyonunda daha da yüksek olduğunu vurguluyor.
- Kariyer ya da iş kaynaklı tetikleyicilerde ise; performans kaygıları, pandemi ile işe yaklaşımdaki değişimler, farklı kuşakların birbiriyle uyumlanması, rekabet, iş devamlılığına ilişkin endişeler ve işin geleceğine dair belirsizliklerin öne çıktığı aktarılıyor. Yapay zekâ (AI) alanında yaşanan gelişmeler de bu konuda yeni bir baskı olarak değerlendirilirken, bu noktada bireylerin %57’sinin yapay zekânın iş yapma şeklinde değişikliklere yol açacağını belirttiği, %36’sının ise 5 yıl içinde işinin elinden alınacağını düşündüğü ifade ediliyor.
- Son olarak iklim değişikliği ve çevresel değişimler başlıkları ise, bu konulara yönelik ne yapılması gerektiğine dair bilim dünyasının dahi kesin bir fikir birliği sağlayamaması sebebi ile eko-anksiyeteye dönüşen başlıklarla ilişkilendiriliyor.
Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Pazarlama Direktörü Tuna Demiralp konuşmasına şöyle devam etti:
“Bireysel ve toplumsal gündemlerimizin merkezine yerleşen “sağlık”, artık tıbbi bir terimden çok öte bir anlam ifade ediyor. Bir Yaşam Bilimleri Şirketi olarak biz de önemle bu konunun üzerinde duruyoruz. İnsanların sağlık gündeminde öne çıkan başlıkları gözlemlemek, sağlığa dair endişelerini anlamak ve bu kapsamda topluma destek sunmak adına çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İlkini bu yıl paylaştığımız “Herkes için Sağlık 2023 Tüketici İç Görüleri” analizimiz de bu anlamda faydalı bilgiler içeren bir kaynak niteliğinde. Hem birey ve toplum için bir rehber olabilecek hem de farklı sektörlerin iş yapış şekillerine ve amaçlarına olumlu etkiler sağlayabilecek veriler paylaşıyoruz. Paylaştığımız iç görüleri inovasyondan tüketici deneyimine kadar pek çok sürece taşımak mümkün.”
Ipsos Müşteri Yönetimi Kıdemli Direktörü Özlem Tekintaş Aydın ise Herkes İçin Sağlık 2023 Tüketici İç Görüleri Analizi’ne ilişkin şunları söyledi: “Rapora baktığımızda, belirsizliklerin, ekonomik, çevresel endişelerin ve baskıların, insanların zihin sağlığını koruyabilmesinin önündeki engeller arasında yer aldığını görüyoruz. Yakın gelecekte ise bu baskıların ortadan kalkması olası görünmüyor. Fakat toplumdaki, işteki ya da ailedeki rollerimizi düşündüğümüzde bunların yarattığı yansımaların farkında olarak hareket etmemiz ve sağlığı bir bütün olarak korumaya odaklanmamız önemli. Bugün ve önümüzdeki günlerde bu bilince daha fazla ihtiyaç duyacağız.”
Araştırmanın Metodolojisi
Ipsos, globalde ve ülkemizde “İnsanı Anlamak” konusunda farklı çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu bilgileri kamuoyuyla, markalarla ve karar vericilerle paylaşıyor. Bu kapsamda Ipsos ve Bayer iş birliği ile hazırlanan “Herkes için Sağlık” bulgularına yönelik; Ipsos tarafından oluşturulan paylaşıma açık, çok ülkeli raporlardan bir iç görü derlemesi gerçekleştirildi. Bu raporların her biri, Türkiye’nin de yer aldığı 30-50 ülke gibi geniş kapsamlı 16-75 yaş arası ülke temsiliyeti ile gerçekleştirilen araştırmalardan oluşuyor: