Geçtiğimiz günlerde Sabah Gazetesi’nde yer alan “SGK milyonlarca lira zarara uğratılıyor!” başlıklı haber eczacı camiasında yankı bulmuştur. Her şeyden önce pandeminin ilk gününden bu yana canla başla mücadele eden meslektaşlarımıza yönelik küçük düşürme amacı taşıyan, dayanaksız iddialar olmaktan öteye geçemeyen ve ne yazık ki tek taraflı yazılmış bu haberi asla kabul etmiyoruz. Elbette basın etiğinden ya da tarafsız haber yazma ilkelerinden bahsederek kimseye “işini” öğretmek amacını taşımıyoruz. Ancak söz konusu haber bizlere gösteriyor ki bazıları bize işimizi öğretme ve hatta sınırı daha da aşarak mesleğimizi ve meslektaşlarımızı karalama derdinde.
COVID-19 pandemisinin ilk günlerinden itibaren kronik hastalığı bulunan vatandaşlarımızın rapor süreleri uzatılmış ve hastalarımızın hekime gitmeden raporlu ilaçlarını eczanelerden doğrudan temin edebilmesi mümkün olmuştur.
Eczanelerimizde iş yükünü bir hayli artıran bu uygulama, sağlık sisteminin yükünü azaltan biz eczacılar için böylesi olağan dışı bir süreçte gurur kaynağı olmuştur. Halk sağlığına yaptığımız olumlu katkılar adına meslektaşlarımızdan hesap sorulabileceği ise işin gerçeğini söylemek gerekirse bu habere dek aklımızın köşesinden dahi geçmemiştir.
Öte yandan bahsi geçen ilaçların dağıtımı; Sosyal Güvenlik Kurumu Protokolü kapsamında ve ülkemizin her yerinde bulunan Bölge Eczacı Odalarımız kontrolünde, sıralı ya da kotalı şekilde yapılmaktadır. Bu uygulama usulsüzlüklerin önüne en başından geçtiği gibi meslektaşlarımız arasında hakkaniyeti de sağlamaktadır.
Meslektaşlarımız kendilerini ve sevdiklerini geri planda tutarak COVID-19 mücadelesine dur durak bilmeden devam ederken, hemen her gün meslektaşlarımızın vefat ve hastalık haberini alırken, sağlıkta şiddet konusunda bardak çoktan taşmışken bu tarz iddialarla uğraşmak durumunda kalmak bizleri yaralamaktadır. Ancak içinden geçtiğimiz süreçte yersiz haberlere vakit ayırmaktan ziyade mesleğimizin ve Eczacılık Yeminimizin izinden gittiğimizin, halk sağlığına daha fazla katkı yapmak adına gecemizi gündüzümüze kattığımızın altını bir kez daha çiziyoruz.
Bizler, pandemi sürecinde “halka en yakın sağlık danışmanı” olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Ve bunu yaparken bilginin, bilimin, mesleki eğitimimizin peşinden gittik. Ancak biliyoruz ki halkımızın tarafsız, güvenilir, dördüncü güç olarak konumlanan bir gazetecilik anlayışına da ihtiyacı var. Deontolojinin her meslek için olmazsa olmaz olduğunu ifade ediyor, içinden geçtiğimiz günlerde herkesi her zamankinden daha çok duyarlı olmaya davet ediyoruz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ