Migrenin gerçek nedenini kimse bilmiyor ancak gelen baş ağrılarının ardındaki mekanizmaları bir araya getirmek için çok sayıda çalışma yapılmaya başlandı.
Kalsitonin geniyle ilişkili peptitler (CGRP) olarak adlandırılan kısa amino asit dizilerinin, ağrılı migren ataklarının ardındaki şeytani kuklacılar olabileceğine dair kanıtlar var ve CGRP’yi hedef alan tedaviler halihazırda piyasada bulunuyor. Ayrıca bazen beyindeki sıvı drenaj sistemlerinin arızalı olabileceğine dair işaretler de mevcut.
Meningeal lymphatic CGRP signaling governs pain via cerebrospinal fluid efflux and neuroinflammation in migraine models
Şimdi, Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir araştırma ekibi, CGRP’nin beyin omurilik sıvısının beyinden drenajını bloke etmede doğrudan rol oynayabileceğine ve migren sırasında yaşanan baskı ve ağrıyı yaratabileceğine dair kanıtlar buldu.
Fizyolog Kathleen Caron, “Çalışmamız, migren ağrısının patofizyolojisinde beyindeki lenfatik sistemin önemini vurguladı. Migren ağrısının, bağışıklık hücreleriyle değişen etkileşimlerden ve beyin omurilik sıvısının meningeal lenfatik damarlardan dışarı akmasını önleyen CGRP’den etkilendiğini bulduk.”
Bu tipik kullanışlı nöropeptid, migren atakları sırasında meninks adı verilen beyin dokusunun katmanlarında bol miktarda bulunur. Farelerden kültürlenmiş hücreler üzerinde yapılan bir dizi test sonucunda araştırmacılar, CGRP’nin yalnızca nöronlar arasındaki ağrıyı iletmekle kalmayıp aynı zamanda beynin lenfatik sisteminden gelen sıvı akışını da engellediğini ve bunun da migrenle ilişkili basınç hissini açıklayabildiğini buldu.
Nitrogliserin tarafından tetiklenen bir migren fare modelinde, lenfatik CGRP reseptörlerine sahip olmayacak şekilde genetiği değiştirilmiş fareler, yani onları nöropeptide karşı ‘bağışık’ hale getiren fareler, yüz buruşturma ölçeği kullanılarak yapılan ölçümlere göre kronik migren ağrısının önemli ölçüde azaldığını gösterdi.
Beyin omurilik sıvısı (BOS), sinir sistemi içinde, meningeal lenfatik damarların karmaşık bir tesisat ağı aracılığıyla birbirine bağlanan birkaç odacıkta depolanır. Bu damarlar, sıvıların beyin dokularına akışını kolaylaştırır, tıpkı bir yağmurlama hortumunun bahçe sırasındaki her bitkiye bir damla su iletmesi gibi. Dahası, bu lenfatik ‘ıslatıcılar’ aynı zamanda bağışıklık hücrelerini beynin koruyucu örtüsüne iletir ve burada küçük bahçıvanlar gibi zararlılara ve hastalıklara karşı devriye gezebilirler.
Araştırmacılar, migren modeli farelerin beyinlerindeki önemli bir CSF rezervuarına CGRP’yi doğrudan enjekte ettiklerinde, MLV’ler boyunca bulunan gözenekler kapanarak beyindeki tesisatın yedeklenmesine neden oldu ve kafatasından boşalan BOS miktarını önemli ölçüde azalttı.
Bu yeni araştırma, migrende ve özellikle migren ağrısında CGRP’yi suçlayan giderek artan kanıt yığınına katkıda bulunurken, sistem çapındaki bu çöküşü neyin tetiklediği hala tam olarak belli değil. Ancak bu, CGRP’yi hedef alan anti-migren tedavilerinin neden etkili olduğu ve vücudun neresinde bu farkı yarattıklarına dair daha iyi bir fikir verilmesine yardımcı oluyor.
Araştırmacılar bir sonraki çalışmanın, lenfatik sistemsorunlarının, migren geçiren kadın sayısının erkeklerden üç kat daha fazla olmasının nedenini açıklamaya yardımcı olup olamayacağını bulmak.