Ana Sayfa Tıp&Sağlık Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, “Olgularla Lenf Ödem 4”

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, “Olgularla Lenf Ödem 4”

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi, “fil hastalığı” olarak da bilinen lenf ödem hakkında “Olgularla Lenf Ödem 4” adlı bir webinar düzenledi. Webinarda hastalığın türleri, teşhisi, tedavisi ve tedavi sonrası korunma yöntemleri; seçilmiş hasta öyküleri üzerinden detaylı bir şekilde değerlendirildi.

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı ile Sürekli Eğitim Merkezi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Olgularla Lenf Ödem 4” webinarında, halk arasında “fil hastalığı” olarak da bilinen lenf ödem hakkında bilinmesi gereken tüm konular ele alındı. Çevrim içi ortamda düzenlenen webinarda lenf ödemin tanımı, primer (birincil) ve sekonder (ikincil) lenf ödem, tedavi yöntemleri ve tedavi sonrası korunma yolları gibi konular konuşuldu, fizyoterapistler tarafından vaka öykülerinin de anlatıldığı sunumlar yapıldı.

PROF. DR. TEOMAN AYDIN: “SUNUMLAR KİTAPTA TOPLANACAK”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Teoman Aydın, sözlerine etkinliğe katılan herkese iştiraklerinden dolayı teşekkür ederek başladı. Dördüncüsü düzenlenen webinarın zaman içinde sempozyuma dönüştürülmesinin planlandığını kaydeden Prof. Dr. Teoman Aydın, yine bu süreçte, tüm etkinliklerde gerçekleştirilen sunumların bir kitapta toplanacağını belirtti.

LENF ÖDEM TÜRLERİ

Prof. Dr. Teoman Aydın’ın açış konuşmasının ardından Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Keskin’in moderasyonunda gerçekleştirilen ilk oturuma geçildi. İlk olarak Fizyoterapist İldeniz Yalnız, “Primer Lenf Ödem” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Lenf ödemin primer (birincil) ve sekonder (ikincil) lenf ödem olmak üzere iki kısımda incelendiğini kaydeden Yalnız, “Primer Lenf Ödem genelde doğuştan ya da genetik sebeplerle, Sekonder Lenf Ödem ise daha sonra çevresel veya altta yatan başka problemler nedeniyle gelişir” diye konuştu. Çocuklukta görülen lenf ödem vakalarının çoğunun primer (birincil) lenf ödem olduğunu kaydeden Yalnız, lenf sisteminin anne karnında gelişimi sürecinde yaşanan aksaklıkların da lenf ödeme sebep olabileceğini söyledi. Lenf ödemin doğuştan ve genetik yatkınlık sebebiyle de görülebileceğinin altını çizen Yalnız, ardından primer lenf ödem teşhisi konan 10 yaşındaki bir çocuk hastanın teşhis ve tedavi sürecini anlattı.

MEME KANSERİ SONRASI LENF ÖDEM

İkinci sunum ise Fizyoterapist Serra Ündil tarafından, “Üst Ekstremitelerde Lenf Ödem” başlığıyla gerçekleştirdi. Sunumda ağırlıklı olarak meme kanseri tedavisi sonrası gelişen lenf ödem konusunu değerlendiren Ündil, literatürde “mastektomi” olarak geçen meme ameliyatı geçiren hastaların yüzde 15 ila 20’sinde ameliyat sonrası lenf ödem gözlendiğini söyledi. Bunun en önemli sebebinin mastektomi sırasında koltukaltındaki bazı lenf bezlerinin alınmasıyla lenf akış sisteminin dengesinin bozulması olduğunu ifade eden Ündil, ameliyat sonrası kanser tedavisi için alınan kemoterapi ve rayoterapi seanslarının da lenf ödem riskinin artmasına sebep olduğunu ifade etti. Lenf ödem belirtilerini “Lenf ödem gelişen kolda şişlik, ağrı, ağırlık hissi, hareket kısıtlanması ve zaman zaman enfeksiyon” olarak sıralayan Ündil, daha sonra mastektomi ameliyatı sonrası lenf ödem gözlenen ve düşme öyküsü de bulunan 53 yaşındaki bir hastanın teşhis ve tedavi sürecini anlatarak sunumunu tamamladı.

ALT BÖLGEDE LENF ÖDEM

Üçüncü sunumu “Alt Ekstremitede Lenf Ödem” başlığıyla gerçekleştiren Fizyoterapist Venhar Hilal Baş, lenf ödem vakalarının yüze 80’inin “alt ekstremite” olarak adlandırılan, vücudun alt bölgesinde, bacaklar ve ayak parmaklarında gözlendiğini ifade etti. Kadın hastalarda erkeklere oranla daha sık lenf ödem vakası gözlendiğini kaydeden Baş, daha sonra sağ ve sol bacağında sekonder lenf ödem gelişen, atak ve kaza geçirmesine rağmen sağlık kuruluşuna başvurmayan, yanlış tedaviler gören ve tedavisini ihmal eden 36 yaşındaki bir kadın hastanın teşhis ve tedavi yöntemlerini anlattığı vaka sunumuyla sözlerini tamamladı.

LENF ÖDEM TEDAVİSİNDE EGZERSİZ

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan Uzm. Dr. Ebru Yılmaz’ın moderasyonuyla gerçekleştirilen ikinci oturumun ilk sunumunu ise Uzman Fizyoterapist Kadriye Merve Büyüktepe gerçekleştirdi. Büyüktepe, “Lenf Ödemde Egzersiz” başlığıyla gerçekleştirdiği ve hastalığın tedavisinde egzersiz aşamasının nasıl yürütüldüğünü anlattığı sunumda “Hastalar egzersizleri kompresyon bandajı ya da kompresyon çorabı ile yapmalıdır. Egzersizler aşamalı olarak ilerletilmeli, şiddetli bir şekilde arttırılmalı, ağrı veya rahatsızlık durumda egzersiz durdurulmalıdır. Egzersizler günde minimum 3 kere 10 tekrarlı yapılmalıdır. Solunum egzersizleri ile entegre olmalıdır. Egzersizlere mutlaka düşük yoğunluklu aerobik egzersizler eklenmelidir” diye konuştu.

TEDAVİ SONRASI KORUNMA

Son olarak lenf ödem tedavisi görerek iyileşen hastaların nüks (tekrar etme) veya benzeri problemlerin gelişmesi riskinden nasıl korunulması gerektiğini anlattığı “Lenf Ödemden Korunma Fazı” sunumunu gerçekleştiren Fizyoterapist Merve Gürdamar, sunumunda “Hasta, lenf ödem tedavisi gören uzvu hangisiyse, kol, bacak, ya da gövde, o bölgeyi bundan sonraki yaşamında özenle korumak durumundadır. Aşırı sıcak ve aşırı soğuktan korunması gereken bölge nedeniyle deniz tatili, solaryum ve sıcak/soğuk torba uygulamalarından kaçınılmalıdır. Kozmetik ürünlerin kullanılmasında dikkatli ve özenli davranılması gerekir. Özellikle manikür ve pedikür gibi işlemlerden muhakkak sakınılmalıdır. Dövme ve piercing gibi uygulamalar yapılmamalıdır. Kişisel hijyen ve temizliğe azami derecede özen gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.

Hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen lenf ödem hastalığının türleri, teşhisi, tedavisi ve tedavi sonrası sürecinin öğrenilmesi ve kamuoyuna aktarılması amacını taşıyan etkinlik, değerlendirme ve soru-cevap bölümüyle sona erdi.” olarak da bilinen lenf ödem hakkında “Olgularla Lenf Ödem 4” adlı bir webinar düzenledi. Webinarda hastalığın türleri, teşhisi, tedavisi ve tedavi sonrası korunma yöntemleri; seçilmiş hasta öyküleri üzerinden detaylı bir şekilde değerlendirildi.

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı ile Sürekli Eğitim Merkezi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Olgularla Lenf Ödem 4” webinarında, halk arasında “fil hastalığı” olarak da bilinen lenf ödem hakkında bilinmesi gereken tüm konular ele alındı. Çevrim içi ortamda düzenlenen webinarda lenf ödemin tanımı, primer (birincil) ve sekonder (ikincil) lenf ödem, tedavi yöntemleri ve tedavi sonrası korunma yolları gibi konular konuşuldu, fizyoterapistler tarafından vaka öykülerinin de anlatıldığı sunumlar yapıldı.

PROF. DR. TEOMAN AYDIN: “SUNUMLAR KİTAPTA TOPLANACAK”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Teoman Aydın, sözlerine etkinliğe katılan herkese iştiraklerinden dolayı teşekkür ederek başladı. Dördüncüsü düzenlenen webinarın zaman içinde sempozyuma dönüştürülmesinin planlandığını kaydeden Prof. Dr. Teoman Aydın, yine bu süreçte, tüm etkinliklerde gerçekleştirilen sunumların bir kitapta toplanacağını belirtti.

LENF ÖDEM TÜRLERİ

Prof. Dr. Teoman Aydın’ın açış konuşmasının ardından Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Keskin’in moderasyonunda gerçekleştirilen ilk oturuma geçildi. İlk olarak Fizyoterapist İldeniz Yalnız, “Primer Lenf Ödem” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Lenf ödemin primer (birincil) ve sekonder (ikincil) lenf ödem olmak üzere iki kısımda incelendiğini kaydeden Yalnız, “Primer Lenf Ödem genelde doğuştan ya da genetik sebeplerle, Sekonder Lenf Ödem ise daha sonra çevresel veya altta yatan başka problemler nedeniyle gelişir” diye konuştu. Çocuklukta görülen lenf ödem vakalarının çoğunun primer (birincil) lenf ödem olduğunu kaydeden Yalnız, lenf sisteminin anne karnında gelişimi sürecinde yaşanan aksaklıkların da lenf ödeme sebep olabileceğini söyledi. Lenf ödemin doğuştan ve genetik yatkınlık sebebiyle de görülebileceğinin altını çizen Yalnız, ardından primer lenf ödem teşhisi konan 10 yaşındaki bir çocuk hastanın teşhis ve tedavi sürecini anlattı.

MEME KANSERİ SONRASI LENF ÖDEM

İkinci sunum ise Fizyoterapist Serra Ündil tarafından, “Üst Ekstremitelerde Lenf Ödem” başlığıyla gerçekleştirdi. Sunumda ağırlıklı olarak meme kanseri tedavisi sonrası gelişen lenf ödem konusunu değerlendiren Ündil, literatürde “mastektomi” olarak geçen meme ameliyatı geçiren hastaların yüzde 15 ila 20’sinde ameliyat sonrası lenf ödem gözlendiğini söyledi. Bunun en önemli sebebinin mastektomi sırasında koltukaltındaki bazı lenf bezlerinin alınmasıyla lenf akış sisteminin dengesinin bozulması olduğunu ifade eden Ündil, ameliyat sonrası kanser tedavisi için alınan kemoterapi ve rayoterapi seanslarının da lenf ödem riskinin artmasına sebep olduğunu ifade etti. Lenf ödem belirtilerini “Lenf ödem gelişen kolda şişlik, ağrı, ağırlık hissi, hareket kısıtlanması ve zaman zaman enfeksiyon” olarak sıralayan Ündil, daha sonra mastektomi ameliyatı sonrası lenf ödem gözlenen ve düşme öyküsü de bulunan 53 yaşındaki bir hastanın teşhis ve tedavi sürecini anlatarak sunumunu tamamladı.

ALT BÖLGEDE LENF ÖDEM

Üçüncü sunumu “Alt Ekstremitede Lenf Ödem” başlığıyla gerçekleştiren Fizyoterapist Venhar Hilal Baş, lenf ödem vakalarının yüze 80’inin “alt ekstremite” olarak adlandırılan, vücudun alt bölgesinde, bacaklar ve ayak parmaklarında gözlendiğini ifade etti. Kadın hastalarda erkeklere oranla daha sık lenf ödem vakası gözlendiğini kaydeden Baş, daha sonra sağ ve sol bacağında sekonder lenf ödem gelişen, atak ve kaza geçirmesine rağmen sağlık kuruluşuna başvurmayan, yanlış tedaviler gören ve tedavisini ihmal eden 36 yaşındaki bir kadın hastanın teşhis ve tedavi yöntemlerini anlattığı vaka sunumuyla sözlerini tamamladı.

LENF ÖDEM TEDAVİSİNDE EGZERSİZ

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan Uzm. Dr. Ebru Yılmaz’ın moderasyonuyla gerçekleştirilen ikinci oturumun ilk sunumunu ise Uzman Fizyoterapist Kadriye Merve Büyüktepe gerçekleştirdi. Büyüktepe, “Lenf Ödemde Egzersiz” başlığıyla gerçekleştirdiği ve hastalığın tedavisinde egzersiz aşamasının nasıl yürütüldüğünü anlattığı sunumda “Hastalar egzersizleri kompresyon bandajı ya da kompresyon çorabı ile yapmalıdır. Egzersizler aşamalı olarak ilerletilmeli, şiddetli bir şekilde arttırılmalı, ağrı veya rahatsızlık durumda egzersiz durdurulmalıdır. Egzersizler günde minimum 3 kere 10 tekrarlı yapılmalıdır. Solunum egzersizleri ile entegre olmalıdır. Egzersizlere mutlaka düşük yoğunluklu aerobik egzersizler eklenmelidir” diye konuştu.

TEDAVİ SONRASI KORUNMA

Son olarak lenf ödem tedavisi görerek iyileşen hastaların nüks (tekrar etme) veya benzeri problemlerin gelişmesi riskinden nasıl korunulması gerektiğini anlattığı “Lenf Ödemden Korunma Fazı” sunumunu gerçekleştiren Fizyoterapist Merve Gürdamar, sunumunda “Hasta, lenf ödem tedavisi gören uzvu hangisiyse, kol, bacak, ya da gövde, o bölgeyi bundan sonraki yaşamında özenle korumak durumundadır. Aşırı sıcak ve aşırı soğuktan korunması gereken bölge nedeniyle deniz tatili, solaryum ve sıcak/soğuk torba uygulamalarından kaçınılmalıdır. Kozmetik ürünlerin kullanılmasında dikkatli ve özenli davranılması gerekir. Özellikle manikür ve pedikür gibi işlemlerden muhakkak sakınılmalıdır. Dövme ve piercing gibi uygulamalar yapılmamalıdır. Kişisel hijyen ve temizliğe azami derecede özen gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.

Hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen lenf ödem hastalığının türleri, teşhisi, tedavisi ve tedavi sonrası sürecinin öğrenilmesi ve kamuoyuna aktarılması amacını taşıyan etkinlik, değerlendirme ve soru-cevap bölümüyle sona erdi.