Dünyanın her yerinden bilim insanları, TSSB’nin ardındaki genetik nedenlerin ayrıntılı bir haritasını oluşturmak için bir araya geldi.
Travma sonrası stres bozukluğuna (TSSB) ilişkin yapılan en büyük genetik araştırmasında, genomda bu duruma bağlı 95 sıcak noktayı ortaya çıkardı. Bilim insanları, bu genetik veri hazinesinin TSSB için yeni tedavilere yol açabileceğini söylüyor.
TSSB, travmatik veya stresli bir olaya maruz kaldıktan sonra gelişebilen bir zihinsel sağlık durumudur.
Genome-wide association analyses identify 95 risk loci and provide insights into the neurobiology of post-traumatic stress disorder
Yeni yapılan çalışmada, dünyanın dört bir yanından bilim insanlarından oluşan bir konsorsiyum, 1 milyondan fazla insandan alınan çok sayıda genetik veri koleksiyonunu birleştirdi. Bunların yaklaşık Yüzde 13’ü TSSB’li ve Yüzde 87’si TSSB’ sizdi.
Araştırmacılar, bu devasa veri koleksiyonunu genom çapında bir ilişkilendirme çalışması (GWAS) yürütmek için kullandılar.Bunlar, bir rahatsızlığı olan veya olmayan birçok bireyin genomlarının dizilenmesini içerir.
Ekip, daha sonra bireyler arasında değişen, genomda bilinen bir konuma sahip olan kısa DNA parçacıkları olan genetik özellikleri ve “işaretleyicileri” ararlar.Bu nedenle bozukluğu olan bireylerde daha yaygın olan belirteçler, hastalığın gelişmesinde rol oynayabilir.
Scientists uncover 95 regions of the genome linked to PTSD
Genetik çeşitlilik bireyler arasında çok yaygın olduğundan, bu çalışmalar çok sayıda insana ve genom örneğine ihtiyaç duyuyor; bu şekilde, belirli bir grup tarafından paylaşılan ortak işaretleyiciler istatistiklerde ortaya çıkacak.
Avrupalı olmayan soylardan gelen 58 bin kişiyle en büyük çalışmada, toplam 95 risk belirteci bulundu ve bunların 15’i önceki sonuçları doğruladı. Birçoğu hem TSSB hem de depresyonla bağlantılıydı, ancak bazıları TSSB’ye özgüydü.
Ayrıca bu belirteçlerin yakınında potansiyel olarak tedavi hedefi olabilecek 43 gen de tespit edildi.
Çalışma, stres ve korkuyla ilişkilendirilen CRHR1 ve FOXP2 genlerini TSSB’nin potansiyel etkenleri olarak tanımladı.
Araştırma aynı zamanda bir kişinin TSSB duyarlılığının ölçülebilir işaretleri olarak kullanılabilecek birden fazla proteini de ortaya çıkardı. Bu aynı zamanda X kromozomunun bir TSSB çalışmasına ilk kez dahil edilmesiydi ve çalışma, östrojen reseptör genini bir risk işaretleyicisinin yakınında tanımladı. Kadınlarda TSSB prevalansının erkeklere nazaran kadınlarda daha yüksek olduğu kaydedildi.