Bilim adamları genetik Huntington hastalığına özgü toksik bir molekül ile çeşitli kanser hücrelerini yok etmeyi başardılar. Araştırmacıların önünde şimdi çözmeleri gereken başka zorluklar bulunuyor.
Bilim insanları, ölümcül bir genetik hastalık olan Huntington’a özgü molekül ile çeşitli kanser hücrelerini toksik etki görülmeksizin yok etmeyi başardılar.
MedicalXpress’te yer alan habere göre, 12 Şubat’ta EMBO dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten bilim insanları, daha Nönce hiç bu kadar güçlü bir şey görmediklerini açıkladılar.
BEYİN HÜCRELERİNİ TAHRİP ETMEDEN KANSERLİ HÜCRELERİ YOK EDEBİLİR
Spesifik bir tekrarlanan RNA segmenti fazlalığından kaynaklanan Huntington hastalığı, toksik mekanizmayı aktive ederek hücrede hayatta kalmak için kritik olan genlere saldırılmasına yol açıyor. Tedavisi henüz bulunamayan hastalık beyin hücrelerinin ölümüne, kişinin fiziksel ve zihinsel yeteneklerini yitirmesine neden oluyor.
Araştırmacılar ‘suikastçı’ molekülün beyindeki sinir hücrelerine kıyasla kanser hücrelerine karşı daha da güçlü olabileceğine inanıyor ve Huntington belirtilerine yol açmaksızın kanser hücrelerini öldürmek için kullanılabileceğini umuyor.
HUNTINGTON HASTLARINDA KANSER GÖRÜLME SIKLIĞI DAHA AZ
Huntington’ın kanser silahı, Feinberg’in araştırma asistanlarından Andre Murmann tarafından keşfedildi. Murmann’ı tam olarak buraya bakmasını sağlayan şey ise bu hastalığa sahip kişilerin kansere yakalanma riskinin normalden daha düşük olduğunu gösteren çalışmalar.
Huntington hastalığı olanlar arasında genel popülasyona kıyasla kanser görülme sıklığının yüzde 80 oranından daha az olduğu belirtiliyor.İsveç’te 40 yıla yakın süre tutulan kayıtların incelenmesi sonucu 2012 yılında Huntington’da tümör görülme olasılığının düşük olduğunu ortaya kondu. Ancak araştırmacılar bu tip hastalıkların kansere karşı nasıl koruma sağladığının belirsiz olduğunu, daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtmişlerdi.
MOLEKÜL NANO-PARÇACIKLARLA TRANSFER EDİLDİ
Araştırmacılarda Marcus Peter ‘süper suikastçı’ molekül ile tedaviyi test etmek amacıyla Feinberg’den üroloji doçenti Dr. Shad Thaxton ile birlikte çalıştı. Molekül, nano-parçacıklar içinde insan yumurtalık kanserine sahip fareye transfer edildi. Deneyde tümör büyümesinin toksit etki görülmeksizin önemli ölçüde engellediği belirlendi. Daha da önemlisi tümörlerin direnç geliştirmediği görüldü.
Araştırmacılar tümöre ulaşmada etkinliği artırmak amacıyla transfer metodunu geliştirmek için çalışıyorlar. Bilim insanlarının önündeki zorluklardan biri nano-parçacıkların depolanabilmelerini sağlamak amacıyla nasıl stabilize edilebileceklerini bulmak.