Bilişsel Cimrilik – Zihnin Düşünmekten Kaçması ve İşleri Ertelemesi
Bir mağazaya girip tenis topu ve raketi aldınız ve 1,10 dolar tuttu. Raket toptan 1 dolar pahalı ise topun fiyatı nedir? Çok basit bir matematik denklemi ile kolayca çözülebilecek bir problem gibi dursa da Amerika’nın en seçkin üniversitelerindeki öğrencilerin yarısından fazlası bu soruya yanlış cevap verdi. Şaşırtıcı değil mi? MIT, Harvard, Princeton Üniversitesi’ndeki öğrencilerin çoğunluğu çok hızlı cevap verdiler ama yanıldılar.
İnsan beyni her zaman enerji rezervlerini korumak için çaba gösterir. Doğal olarak tembelliğe meyilliyizdir. İnsan zihni problemleri çözmede kısayollara kaçıp kolaycılığından ötürü bilişsel cimri olmaya eğilimlidir. Bilişsel cimri terimi ilk olarak 1984’te Susan Fiske ve Shelley Taylor tarafından ortaya atıldı. Sosyal biliş alanında çok önemli bir yeri olan bilişsel cimrilik aslında ekonomiden iş hayatına ve politikaya kadar her yere uzanıyor.
Beyin Her Zaman Kolaya Kaçar
İnsan zihni birim zamanda kısıtlı bir bilgi işleme kapasitesine sahiptir. Aslında bilişsel cimrilik kavramı da buradan çıkar. Belirli bir dikkat, hafıza ve algılama kapasitemiz olduğundan dolayı beyin bunu akıllıca kullanmak ister. Bir işi yapacaksa bunu en kısa yoldan en hızlı şekilde yapmak ister. Ne var ki, bu her zaman en doğru yol olmayabilir. Yazının başında verdiğimiz soru örneğinde öğrencilerin yarısından fazlası topun 10 cent olduğunu söylüyor. Top 10 cent ise raket ondan 1 dolar pahalı olduğuna göre 1,10 dolar olmalı. İkisinin toplamı ise 1,20 dolar ediyor. Harvard’taki mühendislik öğrencileri bu kadar basit bir hesabı bile yapamıyor mu?
İnsanlar çoğu zaman karar verirken ayrıntlı, derin muhakeme yapmazlar. Kararlarımızın büyük çoğunluğu aslında bilinçli bile değildir. Beyin kendini tekrar etmeyi sever, bu yüzden alışkanlıklarından vazgeçmeyi sevmez. Daniel Kahneman “Hızlı ve Yavaş Düşünme” adlı kitabında beynin iki farklı düşünme biçiminden bahseder. İlki hızlı karar vermemizi sağlayan yapı, diğeri de yavaş ve derin düşünme yapımız. Öğrenciler yukarıdaki soruda hızlıca kendilerine en doğru görünen cevabı söylediler ancak basit bir hesap yapsalar cevabın bu olmadığını göreceklerdi. Ancak hesap yapmak beyni zorlamak demektir. Kolay görünen bir soru için beyin kendini yormayı sevmeyebilir. Öğrenciler burada bilişsel cimrilik yapıp derin düşünmeden kaçtılar ve yanıldılar.
Ayrıntılı Düşünmek Zahmetlidir
Bilişsel cimriler ayrıntılara dalmayı pek sevmezler, hemen sadede gelmek isterler. Ayrıntıları fark etmek ve analiz etmek güç bir iştir, zihinsel çaba gerektirir. Bilişsel cimrilik zihnin fazla çaba göstermesini engeller. Günümüzün Google gibi arama motorları da bilişsel cimriliği artırıcı etkide bulunabilir. Önceden araştırma yapmak için büyük ansiklopediler veya kütüphanelerde sürekli kitap incelemek gerekirdi. Bir konuyu araştırırken başka şeyler de öğrenirdiniz, daha da önemlisi bilgiye ulaşmak için önemli bir zaman ve enerji harcanırdı. Ancak şimdi öyle değil. Bilgiye ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay. Google’a yazdığımızda her türlü bilgiye erişebiliyoruz ama bunun için çok zaman ve enerji harcamadığımız için unutmak da daha hızlı oluyor.
Hepimiz bir yere kadar bilişsel cimriyizdir. “Neyse ya, bu da böyle olsun”, “şunu da başka zaman yaparım” diyerek ertelediğimiz, görmezden geldiğimiz işler bizim bilişsel cimri olduğumuzu gösterir. Bilişsel cimrilik bazılarında çok baskın bir özelliktir, bazı insanlarda ise nadiren görülür. Böyle durumlarda kaldığımda kendime her zaman “üşenme ve bu işi hallet” diye telkinlerde bulunuyorum. Beynin en güzel yönü esnek olmak istemese de çok esnek olabilmesi ve kendini değiştirebilmesidir. Beyni ne kadar zorlarsak o kadar fazla güçlenir. Bu yüzden bilişsel cimrilikten mümkün olduğunca kaçınmalı ve konfor alanından her zaman uzaklaşmalıyız.
Hazırlayan: Çağlayan Taybaş