Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen, yürütücülüğünü ReDis Innovation’ın üstlendiği ve bu yıl 65 biyogirişimcinin başvurduğu dördüncü BIO Startup Program’da 5 finalist belli oldu. Online programın ardından 3 günlük bir kampa katılan biyogirişimciler, 19 Nisan’da BIOExpo’daki TÜSEB “Güçlü Bir Biyoekonomiye Doğru: Biyoteknolojide Öncelikler ve İşbirlikleri” sempozyumu kapsamında düzenlenen BIO Startup Demo Day’de jüri karşısına çıktı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Demo Day’de sunumlarını yapan biyogirişimciler arasından jüri tarafından seçilen beş biyogirişimci, 1-6 Haziran tarihleri arasında Philadelphia’da düzenlenecek BIO Entrepreneurship Bootcamp ve BIO Convention’a katılma hakkına sahip oldu.
AIFD ve ReDis Innovation işbirliğinde gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı BIO Startup Program’da finalistler belli oldu. Online eğitim ve mentorluk sürecini tamamlayan girişimciler, bu süreci tamamladıktan sonra 17-19 Nisan’da İstanbul’da Biyogirişimcilik Kampı’na katılarak uzman eğitmenler ve sektörün önde gelen profesyonellerinden eğitim ve mentorluk aldılar. Kampa katılan startuplar aynı zamanda AIFD üyesi global şirketlerin temsilcileri ile temasa geçme ve tecrübelerinden faydalanma şansına sahip oldu. Kampın ilk günü İTÜ Magnet’te, ikinci günü AIFD ofisinde, üçüncü günü ise BIOExpo’da TÜSEB “Güçlü Bir Biyoekonomiye Doğru: Biyoteknolojide Öncelikler ve İşbirlikleri” sempozyumu kapsamında gerçekleşti. 19 Nisan öğleden sonra BIOExpo’da BIO Startup Demo Day’de jüri karşısına çıkan 11 biyogirişimci arasından seçilen beş biyogirişimci, ABD’de dünyanın en önemli biyoteknoloji organizasyonu olan BIO Convention’a katılma hakkına sahip oldu.
Hızlandırıcı Program Sayesinde Girişimciler Küresel Temaslar için Hazır
BIO Startup Program’ın yaşam bilimleri, inovasyon ve Ar-Ge’nin geleceğinde önemli bir yere sahip olduğundan bahseden AIFD Yatırım Politikaları ve Kurumsal İletişim Direktörü Cengiz Aydın, hızlandırıcı programla startuplara pazarlama, lisanslama ve regülasyonlar gibi çeşitli eğitimler de verildiğinden bahsetti: “Programın başlamasından itibaren çalıştıkları alanlarda birçok yenilikle tanışan startuplar, eğitimler sayesinde girişimlerine başka açılardan bakmayı öğrendi, uzmanlaşmaya başlayıp eksiklerini tamamlamak için çalışmaya başladı. BIO Convention’a yalnızca katılmak bile büyük bir avantaj, ancak her sene kendini geliştiren programımıza bu sene bu ABD’ye yönelik eğitimi de eklememiz sayesinde startuplarımız oldukça hazırlıklı gidiyorlar. Nasıl bir ortamla karşılaşacaklarını, uluslararası alıcıların neler istediklerini, kendilerinden neler beklediklerini biliyorlar. Program’ın yaşam bilimleri odaklı olması ise katılımcılara geniş bir yelpazede küresel temaslar kurmaları için benzersiz fırsatlar sunuyor. Biz de AIFD olarak kendi üye firmalarımız ile onları bir araya getireceğiz ve mümkün olduğu kadar doğru insanlarla tanışmalarını sağlayacağız.”
Finalistler Amerika’da Destek Arayacaklar
BIO Startup Program’ın son aşamasını, Philadelphia’da dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonu olan BIO Convention’a ve Convention kapsamındaki BIO Entrepreneurship Boot Camp’e katılım oluşturuyor. Seçilen biyogirişimciler ABD programı süresince yatırımcılar, küresel şirketler, inkübasyon merkezleri gibi uluslararası ekosistemin farklı aktörleri ile bir araya gelecek. ReDis Innovation kurucusu Selin Arslanhan, 1-6 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek BIO Convention’ın startuplar açısından önemini vurguladı: “Seçilen biyogirişimcilerimiz, kendileri gibi startuplarla bir araya gelip tecrübelerini paylaşmanın yanı sıra alanında uzman profesyonellerle temas etme fırsatı yakalayacak; yatırımcılarla, kurumsal şirketlerle, müşteri potansiyeli olan aktörlerle görüşebilecekler. BIO Convention, biyoteknolojide bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izlemek, küresel biyoteknoloji ekosisteminin farklı aktörleri ile temas etmek, işbirliklerine yönelik birebir görüşmeler yapmak için önemli bir fırsat sunuyor.”
Her geçen sene daha da nitelikli başvurular aldıklarını belirten Selin Arslanhan, Demo Day’e katılma hakkına sahip olan 11 startupın aşamalarına ve odaklandıkları teknolojilere dikkat çekti: “BIO Startup Program’a katılan biyogirişimciler, dünya genelinde hangi alanlar öne çıkıyorsa o alanlara odaklanıyorlar. Biyoteknoloji alanında dünyadaki gündemin Türkiye’nin gündemi olduğunu görmek mutluluk verici.”
BIO Startup 2019 Kazananları
VacciZone Biotech: Dört uluslararası bölgede patent sahibi startup şirketi VacciZone Biotech, milli ve yerli anti-kanser immün tedavi yöntemi geliştiriyor. Projenin geliştiricilerinden Prof. Dr. Nesrin Özören, BIO Startup Program’la ilgili şunları söyledi: “Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji buluşunun ticarileşmesi için kurulan startup şirketi VacciZone Biotech olarak Bio Startup Program’a kabul edilmemiz bizim için büyük bir şans oldu. ABD programıyla Türkiye’de master öğrencileriyle geliştirdiğimiz projeyi uygulamaya giden yolda adımları hızlandırmayı ümit ediyoruz.” VacciZone Genel Müdürü Dr. İbrahim Gökçe Yayla ise, “Kansere karşı ilaç geliştirme projesi üzerinde çalışıyoruz. Son yıllarda kanser tedavisinde bir devrim yaratan İmmünoterapi, bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçirip, vücudun kendi hücrelerinin kanserli hücreleri temizlemesini sağlıyor. İmmünoterapi destek tedaviler gerekiyor ve bunu da VacciZone yapıyor. Biyolojik yolakları tetikleyerek İmmünoterapiye destek veriyoruz.” dedi.
Vagustim: Geliştirdikleri cihazla kulaktaki vagus sinirini elektriksel olarak noninvazif bir şekilde uyarıyor ve otonom sinir sistemini düzenleyerek migren ataklarının oluşmasını engelliyor. Şirketin Kurucu Ortağı Ali Can Erk, programla ilgili hislerini şöyle özetledi: “BIO Convention ve uluslararası iş birlikleri için çok heyecanlıyız. Bu süreç, FDA süreçlerine başlamamız için çok iyi bir fırsat olacak.”
Pera Labs: Yapay zeka kullanarak sperm hücresine zarar vermeden, sağlıklı sperm hücrelerini seçip, görüntü işleme algoritmaları ve derin öğrenme modelleri ile DNA kalite analizi yapıyor; günümüzde 10 güne uzayan sürecin yaklaşık bir buçuk saatte tamamlanmasını sağlıyor. Pera Labs’in Kurucusu Burak Özkösem 5 finalistten biri olmaları hakkında yorum yaptı: “Yatırımcılarla ve potansiyel ortaklarla tanışacak olmak çok heyecan verici. Şu ana kadar bunun bir hazırlığı olan eğitim ve mentorluk süreci sayesinde görüşmelerimize hazırız.”
Tarabios: Kan Pıhtılaşma süresi ölçüm platformu geliştiriyor. Tarabios iş geliştirme faaliyetlerini yürüten Hasan Ürey, ürünlerinin ilaç geliştirme ve hasta takibinde de kullanıldığı için ilk hedeflerinin ilaç firmalarıyla stratejik iş birlikleri yapmak olduğunu belirtti. Tarabios Ar-Ge Koordinatörü Gökhan Sağlam ise “Projemiz ivme kazandı, gerçek kan datasıyla ölçüm yapıldı ve sonuçlarımız çok başarılı oldu. Ürünü piyasaya hazır hale getirmek ve geliştirmek için de yatırım ve knowhow arayışı içindeyiz.” dedi.
ELAA Teknoloji: Akciğer kanserine erken teşhis amacıyla 3 Boyutlu Akciğer Navigasyon Sistemi için bir algoritma geliştirdi. Günümüzde kullandığımız bronkoskopi cihazlarına doktoru yönlendirecek bir algoritma ekleyerek ulaşılmak istenen noktaya, tam hedefe ulaşmayı sağlamak ve bu noktadan da yüzde doksan sekiz başarı oranıyla biyopsi alınmasını sağlamak amacıyla çalışıyor. ELAA Teknoloji Kurucu Ortağı Doç. Dr. Tunç Laçin, BIO Startup Program’ın ardından düşüncelerini paylaştı: “Programa başvurumuzun amacı, prototipimizin gelebileceği noktaları, Bio Convention’da hangi firmalarla ortaklıklar kurabileceğimizi görmek ve araştırmak içindi. Yatırım imkanları açısından AIFD’ye destekleri için çok teşekkür ederiz. BIO Convention’da edineceğimiz ortaklıklar, fikir birlikleri, proje ortaklıklarının büyük olacağına inanıyoruz. Bir Türk markası olarak böyle bir teknolojinin ihracat amacıyla yurtdışına açılabileceğini göstermek amacındayız.”