AHEF olarak, Aile hekimlerinin iş güvencesini yok sayan, evrensel hukuk normlarıyla bağdaşmayan bazı yasal düzenlemelerin, sağlık çalışanları veya nitelikli bir koruyucu hekimlik sistemine faydası olmadığı gibi kalıcı olarak zarar verdiğini yıllardır ifade ediyoruz.
Birçok hekimin ve sağlık çalışanının özlük haklarının yetersiz olduğu, baskı unsuru olarak kullanılan yönetmeliklerle hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının üstü kapalı tehdit edildiği, mobbing ve baskıyla karşı karşıya kalındığı, çalışanların iş güvencelerinin yok sayıldığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Başta İzmir ve Konya illeri olmak üzere, bazı illerde ‘’sözde ihtarlar ile’’ sözleşme infaz komisyonlarında, hekimlerin sözleşmelerinin yenilenmemesini, hekimlerin yurdunu terkettiği bir dönemde anlamakta zorluk çekiyoruz.
Anayasa Mahkemesi, onlarca yerel ve ulusal mahkeme kararlarına rağmen, idarenin keyfi, hukuk bilmez tutumu tarafımızca, liyakat yoksunlarının mesleki cinayeti olarak değerlendirilmektedir.
Hekimlik sanatı ile ilgisi olmayan, sözde ihtar puanları ile idare tarafından hekimleri iş güvencesinden mahrum bırakmak, sağlık sisteminde yaşanan bunca sorunu çözemeyen, sahaya ve gerçeklere karşı kör, sağır, dilsiz ve bilgisiz olanların haddi değildir.
Zira bilimsellik ile ilgisi olmayan, ‘’ne oldum’’ egosu içerisinde kaybolmuş, bilimsellikten nasibini alamamış zihniyetleri en azından hukuka saygılı olmaya davet ediyoruz.
AHEF olarak yıllardır mücadeleden geri durmayan yaklaşımımız, tüm sağlık camiasınca emsal niteliğindedir. Bürokratik liyakat yoksunluğu sebebiyle, hekimleri iş güvenvesinden yoksun bırakan yaklaşım sebebiyle, sağlık sisteminin karşı karşıya kalacağı yıkımı öngörmekteyiz.
Bu duruma sessiz kalmayacağız.
Dünya ve ülkemizin içinde bulunduğu durum gereği sürekli sağduyulu davranan aile hekimleri camiasına yönelik kullanılan sözleşme fesih tehditleri, artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadır.
Bizlerin artık, hekimlik veya hekimlik mesleği ile ilgisi olmayanlarla kuracağı bir diyalog kalmamıştır.
Önümüzdeki süreçte demoktarik haklarımızı elde etmek üzere, anayasal çerçevede her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Yapacağımız her türlü mücadele ve eylemin sonuçlarına bizler değil, Anayasa Mahkemesi kararlarını çiğneyenler katlanacaktır.