T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı,12 Ekim tarihinde taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, aralarında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağ, bal, takviye edici gıdalar, çikolata ve enerji içeceklerinin yer aldığı 618 firmaya ait bin 211 parti ürünle ilgili bilgileri kamuoyuyla paylaşmıştır. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı denetim ve kontroller sonucu paylaştığı liste, Türk Eczacıları Birliği olarak daha önce yaptığımız uyarılarda ne denli haklı olduğumuzu ve halk sağlığının da tehlikede olduğunu gözler önüne sermiştir. Öte yandan, Mart 2018 tarihinden bu yana hile yapan firma sayısındaki ve hileli ürün sayısındaki akıl almaz artış korkutucu boyuttadır.
Bakanlık tarafından yayınlanan liste açıkça göstermiştir ki “bitkisel” diye pazarlanan ürünlerin çoğunda ilaç etken maddeleri bulunmuştur. Zayıflama çayı adı altında piyasaya sunulan ve pek çoğunun reklamlarında ünlülere yer verildiği ürünlerin içerisinde, sadece bir sağlık profesyoneli kontrolünde kullanılması gereken sibutramin etken maddesi tespit edilmiştir. Yine içeriğinde yüksek kafein bulunan içeceklerde, cinsel güç arttırıcı sildenafil ve tadalafil etken maddelerine rastlanmıştır.
“Bitkisel, doğal ise zararsızdır”ın arkasına saklanan sağlık tacirleri, denetimden uzak bir şekilde piyasaya sundukları ürünler ile halk sağlığını tehlikeye atmaktadırlar. Bir kez daha ifade etmemiz gerekir ki; bitkisel ürün, gıda takviyesi, takviye edici gıda gibi isimlerle ve yanıltıcı reklamlarla piyasaya sürülen ürünlerin ruhsatlandırılması ve denetimi, acilen Sağlık Bakanlığı’na devredilmelidir. Bu kapsamda cezai yaptırımlar artırılmalı ve denetimleri sıklaştırılmalıdır. Öte yandan Gıda Yasası noktasında yapılacak değişiklikler bir an evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine getirilmelidir.
Sağlığa dair tüm ürünler için en güvenilir adres eczanelerdir. Bu yüzden de toplum sağlığını riske atacak diğer tüm mecraların söz konusu bu ürünlerden arındırılması gerektiği son derece açıktır. Bugün geldiğimiz noktada, ülkemiz bitkisel ürün çöplüğüne dönmüş durumdadır. Bu durumdan bir an önce kurtulmak için sağlık otoritesi, vakit geçirmeksizin devreye girmeli ve konuyu tıbbi bitki yetiştiriciliği hususunda da ulusal bir sağlık politikası çerçevesinde ele almalıdır.
Ulusal sağlık ve ilaç politikalarının yaşama geçirilmesini her zaman savunmuş, toplumun sağlığını önceleyen bir meslek örgütü olarak bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğimizi ve halkın sağlığını hiçe sayanlara karşı mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ