En son Denizli’de iki evladını geride bırakan Dr. Soner Oğuz’un vefatından önce bir sağlık çalışanı olarak yetkililere ve topluma seslenirken söylediği söz son derece düşündürücüydü: “Biz sizi seviyoruz siz de bizi sevin”… Çünkü hala sağlık çalışanları esnek çalışma hakkına sahip değil ve bir vazife malullüğü için 8 farklı evrak toplamakla uğraşmak zorundalar. Yani önlerindeki güçlükler ve engeller hiç eksilmediği gibi sürekli yenileri ekleniyor.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, pandeminin başından bu yana sağlık çalışanları olarak bir yandan Covid19 ile mücadele ederken diğer yandan da salgın döneminde verilmeyen haklarımızı aradık. Yitirdiğimiz 238 sağlık çalışanından 100’ü aile hekimi idi. En son Denizli’de iki evladını geride bırakan Dr. Soner Oğuz’un vefatından önce söylediği bir söz meslektaşları olarak bizlerin yüreklerimizi dağladı: “Biz sizi seviyoruz siz de bizi sevin!”
Dr. Eryazğan sağlık çalışanları tarafından özellikle de şu dönemde en çok ihtiyaç duyulanın anlayış ve destek olduğuna dikkat çekerek, “bir yıldır pandemi dışında pek çok şeyle mücadele eden aile hekimliği çalışanları olarak çok yorulduk” dedi. “Evet biz sizi seviyoruz; 10 aydır polikliniklerin çoğu kapalı olsa da biz her gün çalışmaya devam ettik. 10 aydır tüm aşılarımızı yaptık, tüm gebelerimizi gördük. 10 aydır doğru olmasa da tüm rapor talepleriniz için yine aile sağlığı merkezine geldiniz. Hastane poliklinikleri kapalı olsa da 10 aydır tüm yaşlılarımıza biz hizmet verdik. Temaslı ve pozitif hastalarımız polikliniğimize, aile sağlığı merkezine geldi. Bizler hastalandık, ailelerimize bulaştıranlarımız oldu. Aramızdan yitirdiğimiz görev arkadaşlarımız oldu. Geride kalan acılı ailelerine destek olmaya çalıştık, çalışıyoruz. Tüm bu zorluklara rağmen görev başında özveri ve fedakârlıklarla mücadele ettik, ediyoruz.”
Dr. Eryazğan “Peki siz bizi seviyor musunuz?” sorusunu yöneltirken aile hekimlerinin bitmek tükenmek bilmeyen sorunlarının altını bir kez daha çizdi. “Biz sürekli ekipman istemekten, esnek çalışma getirilmediği için virüs yükü nedeniyle hastalığı kapıp yetmezmiş gibi üzerine maaşımızın kesilmesinden yorulduk. Ölenlerimizin şehit sayılmamasından; meslek hastalığı saymamak için kırk dereden su getirilmesinden bıktık. Tek istediğimiz bizim sizi sevdiğimiz gibi sizin de bizi sevmeniz. Bizim de bir annemiz babamız olduğunu, evlatlarımız olduğunu unutmamanız. Bizlere sahip çıkmayan Bakanlığımıza ve bizi görmezden gelen herkese sesleniyoruz. Biz buradayız, sizin için mücadele ediyoruz.”