Basın Açıklaması şu şekildedir;
10 ilimizde ağır tahribata ve binlerce can kaybına neden olan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından, önceki gün Hatay’da yaşanan diğer depremler nedeniyle çok acı ve zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bugün itibariyle 40 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettik. Depremden etkilenen bütün yurttaşlarımızın acısını yürekten paylaşıyoruz. Deprem felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Türk Eczacıları Birliği olarak deprem haberini alır almaz Türkiye’deki tüm Bölge Eczacı Odamız ve 46 bini aşkın meslektaşımız ile birlikte adeta bir seferberlik ilan ettik. Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu Üyeleri ile afet yönetimi koordinasyon merkezini oluşturduk ve bölgeye en hızlı şekilde destek vermek için yardım çalışmalarımızı organize etmeye başladık. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, TİTCK, SGK ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla istişarelerde bulunduk.
Depremin yaşandığı 06 Şubat Pazartesi itibariyle Türk Eczacıları Birliği Gezici TIR Eczanesini en hızlı şekilde Kahramanmaraş’a sevk ettik. Gezici TIR Eczanemiz depremin ilk günü itibariyle vatandaşlarımıza hizmet sunmaya başladı.
Deprem yaşanan bölgenin genişliği ve yaklaşık 13,5 milyon vatandaşımızı etkilemesi nedeniyle, ilk gün itibariyle konteyner ve sahra eczanelerimizin tedarik sürecini tamamladık. Depremin ertesi günü, yani 7 Şubat itibariyle Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman’da 5 konteyner eczanemizi hizmete başlattık. Bölgedeki ihtiyaçları gözeterek sahra eczanelerimizin konum bilgilerini sürekli güncelledik ve kamuoyuyla paylaştık.
Bölgede 28 adet sahra eczanemiz ile hizmet verdik ve vermeye de devam ediyoruz. İlk günden bu yana Bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte koordine ettiğimiz meslektaşlarımız, sahra eczanelerimizde tam gün esasıyla canla başla hizmet sunuyor.
Bölgelerdeki ilaç ve tıbbi malzemelerinin tedarikinin en hızlı şekilde sağlanması için Birliğimizin oluşturduğu dijital bir sistem aracılığıyla “Afet Yardım” Kampanyası” başlattık. Bu şekilde, sahada oluşturulan ilaç dağıtım merkezlerimizdeki ilaç ve tıbbi malzeme sürekliliğini sağladık. Özellikle vurgulamak isterim ki, deprem bölgelerinde kurulan sahra eczanelerimizde vatandaşlarımızın ücretsiz eriştiği ilaç ve tıbbi malzemeler meslektaşlarımızın yaptıkları bağışlarla tedarik edildi.
Gezici karavan eczanemiz ile insülin, şeker ölçüm kitleri gibi malzemeler bölgeye gönderilirken, çokça ihtiyaç duyulan kadın hijyen malzemeleri, ıslak mendil, hasta alt bezi, bebek bezi gibi destek malzemelerini de afetzedelere ulaştırdık. Bu süreçte bize katkı veren kurum ve kuruluşlara da teşekkür ediyoruz.
Ayrıca meslektaşlarımızın bağışladığı ilaç ve tıbbi malzemeler ile ısıtıcılar, battaniyeler, kışlık montlar, çoraplar, bereler, çocuk giysileri gibi diğer ihtiyaç malzemelerinden oluşan yardımlarımızı da ücretsiz bir şekilde Birliğimize tahsis edilen 50 tonluk kargo uçağı ile bölgeye gönderdik. Bu uçağa sığmayan malzemeleri de ikinci bir kargo uçağı ile göndererek civar bölgelerdeki depremzedelere ulaştırdık.
Deprem sonrasında bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımızda olduğu gibi meslektaşlarımız için de barınma ihtiyacı ortaya çıktı. Depremin ilk günü itibariyle Birliğimizin önceki hizmet binasını 250 yatak kapasiteli Afet Sonrası Barınma Merkezine dönüştürme kararı aldık. Afet Sonrası Barınma Merkezimiz, geçen hafta itibariyle deprem bölgelerinden Ankara’ya gelen ve barınma ihtiyacı bulanan meslektaşlarımıza, eczacılık fakültesi öğrencilerimize ve ailelerine hizmet vermeye başladı.
Deprem bölgesinden farklı illerimize geçen hastalarımıza ilaç katılım payı, muayene ücreti gibi ek ödemelerin çıkmaması için Sosyal Güvenlik Kurumuyla görüşmeler yaptık. Bundan SGK’nın hızlı müdahalesi ile sonuç aldık.
Bunun yanı sıra deprem bölgesinde bulunan veya diğer illerimize gitmek zorunda kalan depremzedelerimizin, ilaç alırken fiyat farkı ödememesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna talepte bulunduk. Bu sorunun da çözümlenmesini bekliyoruz. Depremden zarar gören vatandaşlarımızdan ilaç fiyat farklarının alınmaması gerekiyor çünkü hiçbirinin şu anda bu ödeme gücü bulunmuyor.
Türk Eczacıları Birliğinin koordinasyonunda, Bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte ilk günden bu yana sahada görev alan gönüllü meslektaşlarımız en etkin ve sürdürülebilir şekilde hizmet vermeye devam ediyorlar. Biz eczacılar, depremin yaşandığı ilk günden bu yana gönüllülük esasıyla bölgede 7/24 kesintisiz ilaç eczacılık hizmeti sunuyor, vatandaşlarımızın hiçbir ücret ödemeden ilaca ve tıbbi malzemeye erişimini sağlamak için fedakârca çaba harcıyoruz.
Öyle ki depremden hem kendileri hem de aileleri de etkilenen Bölge Eczacı Odalarımızın Başkanları ve meslektaşlarımız dâhi depremin ilk gününden itibaren canla başla ilaç eczacılık hizmeti sundular. Geçmişten gelen afet tecrübemiz, 67 yıllık güçlü Birlik bilincimiz ve fedakâr meslektaşlarımızın varlığı sayesinde ilaç eczacılık hizmetlerini en hızlı şekilde sunmak için tamamen kendi imkânlarımızla organize olduk ve bölgede varlık gösterdik. Geride bıraktığımız iki haftalık süreçte 2 bin 500’e yakın meslektaşımız rotasyonlu olarak gönüllü hizmet verdi.
Deprem faciasından maalesef biz eczacılar da derinden etkilendik, kayıplar yaşadık. 44 meslektaşımızı, 21 eczacılık fakültesi öğrencimizi ve en yakın çalışma arkadaşımız olan eczane teknisyenlerimizi depremde kaybettik. Kaybettiğimiz meslektaşlarımız arasında çok yakın dostumuz Adıyaman Eczacı Odası Başkanımız Hüseyin Kemal Taş da bulunuyor. Depremde yaşamını yitiren bütün meslektaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve eczacılık camiamıza başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Afet bölgesinde faaliyet gösteren eczanelerimiz depremden etkilendi. Bu bölgelerdeki ilaç eczacılık hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için depremden etkilenen eczanelerimizin bir an önce faaliyete geçmeleri; vatandaşlarımıza kesintisiz ilaç eczacılık hizmeti vermeye başlamaları birinci önceliğimizdir. Depremde zarar gören meslektaşlarımızın yaralarının sarılması için kamu kaynaklarının hızlı bir şekilde harekete geçirilmesi gerekiyor. Eczacılarımızın bir an önce hizmet sunabilmesi için, kamu otoritesi tarafından acil tedbirler alınmasını ve öncelikli olarak hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Bu amaç doğrultusunda Türk Eczacıları Birliği olarak bütün olanaklarımızı seferber ettiğimizi özellikle vurgulamak isterim. Dün ilaç sanayinin, kooperatiflerimizin ve ecza depolarının temsilcileri ile bu gündemle bir araya geldik ve çok önemli bir değerlendirme toplantısı da yaptık.
Pandemi döneminde canı pahasına görev yapan, ülkemizin en ücra köşesinde dâhi ilaç eczacılık hizmeti veren, afetlerde bölgeye ilk intikal eden gönüllü eczacılarımıza, en yüksek sağlık otoritesi tarafından sade bir teşekkürün bile çok görülmesine, meslektaşlarımızın anlam veremediğini çok net ifade etmek istiyorum.
Bizler sağlık sisteminin kilit taşı olan eczacılar olarak ihtiyaç duyulan her anda, hiçbir beklenti içinde olmaksızın sadece mesleki sorumlulukla vatandaşlarımızın yanında olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Birinci basamak sağlık danışmanları olan eczacıların ve Türk Eczacıları Birliğinin afet gibi olağan dışı durumlarda çok hızlı ve çok iyi organize olabildiğini, ilaç eczacılık hizmetlerini en iyi şekilde sunduğunu bir kez daha gördük. Tüm eczacılarımızla yaptığımız anında müdahale ile afet dönemlerinde bile önemli katkılar sağladık. Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde tüm meslektaşlarımızın ve uluslararası eczacılık örgütlerinin de takdirini kazanan çalışmalarımızı kapsayan ve sahada edindiğimiz tecrübe ve önerilerimizi içeren bir rapor hazırlıyoruz. Bu çalışmayı en kısa sürede kamuoyu ile paylaşacağız.
Türk Eczacıları Birliği Başkanı olarak; ülkemizdeki tüm bölge eczacı odalarımızın başkanları ve yöneticileri ile sahada görev almak için çırpınan,
Topladığı yardımları bölgeye göndermek için çaba harcayan,
Hiçbir beklentisi olmadan sadece vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya çalışan,
Bütün meslektaşlarımla gurur duyuyorum.
Vatandaşlarımıza şifa dağıtmaktan geri kalmadığı için hepsine huzurunuzda çok teşekkür ediyorum.
Yaşadığımız felaket nedeniyle bir kez daha milletimize başsağlığı diliyorum. Temenni ediyorum ki bir daha böyle büyük acılar yaşamayalım.