Uzun yıllardır Ferula türleri üzerinde çalışan İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Miski, özellikle Çakşır otu olarak bilinen ve Hatay yöresinde kullanılan bitkinin, tehlikeleri hakkında uyarılarda bulundu.
Son zamanlarda piyasada çakşır otu içeren bitkisel ürünlerin arttığı farkedilmiştir. Bitkisel ürünlerin içeriği incelendiğinde, ürünün içeriği hakkında bilgilerin güvenilir ve yeterli olmadığı, latince tür ve cins adının eksikliği, teşhisinin yeterli olmadığı, preparatın hangi metotla hazırlandığının bilinmemesinden dolayı ürünlerin yeterli standardizasyonun yapılıp yapılmadığından emin olunamamaktadır.
Türkiye’de çakşır otu olarak bilinen bitkiler araştırıldığında çok sayıda bitki türü karşımıza çıkmaktadır. Etnobotanik çalışmaları taradığımızda Bingöl, Adıyaman, Hatay, Mersin’de Ferula elaeochytris’in, Erzurum, Çanakkale, Nevşehir’de Ferula communis’in, Hakkari, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Kars’da Ferula orientalis’in, Karaman, Muş’da Ferula szowitsiana’nın, Kahramanmaraş’da Ferula longipedunculata’nın, Kaz dağlarında Ferulago trojana’nın, Muş’da Ferula rigiduala’nın, Van, Gümüşhane’de Prangos pabularia, Prangos ferulacea’nın, Erzincan, Tunceli’de Prangos platychlaena’nın çakşır otu adıyla kullanıldığı görülmüştür. Ancak F. elaeochytris’in Bingöl ve Adıyaman’da, F. communis’in de Erzurum ve Nevşehir’de doğal olarak bulunma olasılığının çok düşük olduğu (aktarlarda satılan köklerin kullanma olasılığı her zaman mümkün) görülmektedir. Hatta ilgisiz bir lokasyonda meydana gelen bir bitki zehirlenmesinde F. communis’e atıf yapıldığına rastlanmış ancak daha fazla bilgi alınamamıştır. Kars çevresindeki yetişen bazı Prangos türlerinin yaprak sürgünlerinden yapılan Çaşur turşusu kahvaltılarda kullanılmaktadır.
Bütün bu çalışmalarda türlerin teşhisinde bile bazı problemler olduğu görülmektedir. Bu bitkilerin hepsi “Çakşır otu” olarak bilinse de farklı kimyasal yapıları ve buna bağlı olarak da farklı farmakolojik aktiviteleri vardır.
Örneğin bazı türlerde sitotoksik aktivite görülürken bazı Prangos veya Ferulago türleri taşıdığı furanokumarinler nedeniyle fototoksik reaksiyonlara neden olmaktadır. Tam olarak hangi tür ve hangi kimyasal içeriğe sahip olduğu bilinmeyen ürünlerin kullanımı son derece tehlikelidir.
Prof. Dr. Mahmut Miski, yaptıkları çalışmalardan bazı çarpıcı örnekler verdi:
Güney Anadolu’da özellikle Hatay yöresinde Çakşır otu (Ferula) olarak bilinen, kökleri insanlar tarafından cinsel gücü arttırıcı ve kısırlık tedavisi amacıyla kullanılan, hayvanlara da yaprakları yedirilerek süt verimini arttırdığı ve ikiz doğurmalarını sağladığı söylenen bitkiyle ilk çalışmaları 35 yıl önce yapmıştım. Daha sonra bitkide bulduğumuz maddelerin hormonal etkilerini 1983’te Tıp Fakültesi öğretim üyeleriyle birlikte yaptığımız bir çalışmada ispatladık.
Hatay’da Çakşır otu olarak bilinen Ferula türü Suriye’de ve Lübnan’da da bulunmaktadır. Bu bitkinin etkileri Araplar tarafından da bilinmekte ve aynı amaçlarla kullanılmaktadır. Suriye ve Lübnan’da yapılan çalışmalarda da bizim 35 yıl önce Hatay’daki bitkide bulduğumuz maddeler bulundu ve ana maddesinin hormonal etkileri çeşitli bilimsel çalışmalarla kanıtlandı.
Hatay’daki bitki 8 yıl önce Fransa’da bilim adamları tarafından yeniden araştırıldığında bitkide 35 yıl önce bulunmayan yeni maddelerin de meydana geldiği görüldü. Bu yeni maddeler “sitotoksik” özelliği olan maddeler olduğundan Hatay ve çevresinden toplanılan Çakşır otlarının insanlar tarafından kullanılmasının son derece riskli olduğu ortaya konulmuştur.
2010’dan beri Hatay çevresindeki bitkilerde yaptığımız taramalarda bu maddelerin varlığının devam ettiğini, buna karşılık aynı bitkinin Suriye’de yetişen topluluklarında bu maddelerin bulunmadığı gözlenmiştir. Bu durumun Hatay’daki bitkilerin bulunduğu bölgelerde meydana gelen çevresel (ekolojik) değişikliklerden kaynaklandığını düşünmekteyiz, bu kimyasal değişikliğin kesin nedenini bulma konusunda çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürmektedir.
Yapılan literatür taramaları sonucunda incelenen vaka raporlarında da, Ferula cinsine ait bazı türleri kullanan kişilerde karaciğer toksisitesi, kontakt dermatit ve kanama gibi etkiler gözlenmiştir. Sonuç olarak kullanılan bitkisel preparatların içeriğinin bütünüyle belirlenmesi ve standardizasyonunun sağlanması önemlidir.
Tüm bitkisel ürünlerin üretiminin Sağlık Bakanlığı denetiminde olması gerekmektedir ve bitkisel ürünleri kullanmak isteyen kişiler doktor ve eczacısına danışarak kullanmalıdır.