McGill Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, DDT’ye maruz kalmanın spermin kalıtsal epigenomunda değişikliklere yol açabileceğini ve potansiyel olarak doğum kusurları ve hastalık riskini artırabileceğini buldu.
McGill Üniversitesi, Pretoria Üniversitesi, Laval Üniversitesi, Aarhus Üniversitesi ve Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanlarda hem şimdi hem de gelecek nesiller için potansiyel üreme ve sağlık sorunlarına işaret eden bir çalışmada, babaların çevresel toksinlere maruz kaldığı sonucuna vardı.
On yıl süren araştırma projesi, DDT’nin, bazıları Kanada’nın kuzeyinde yaşayan Güney Afrika Vhavenda ve Grönland İnuit erkeklerinin sperm epigenomu üzerindeki etkisini inceledi.
Yapılan çalışma, DDT’ye uzun süreli maruz kalma ile sperm epigenomundaki değişiklikler arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle doğurganlık, embriyo gelişimi, nörogelişim ve hormon regülasyonu için hayati önem taşıyan genlerdeki bu değişiklikler, nörogelişimsel ve metabolik bozukluklar da dahil olmak üzere doğum kusurları ve hastalıkların oranlarındaki artışa karşılık geliyor.
Sıtma, iklim değişikliği ve ‘çekirge etkisi’
İnsanları ve çevreyi etkilerinden korumak için DDT’nin küresel olarak yasaklanmasına rağmen, Güney Afrika hükümeti, sıtmayı kontrol etmek için onu böcek ilacı olarak kullanmak için özel izne sahiptir. Bazı bölgelerde evlerin iç mekanları toksinle kaplanıyor. Çalışmanın bulguları, sıtma ve diğer vektör kaynaklı hastalıkları kontrol altına almak için alternatif yollar bulmanın aciliyetinin altını çiziyor. Üstelik iklim değişikliği nedeniyle DDT’ye maruz kalan insan ve hayvan sayısının da arttığı bildiriliyor.
DDT, ‘çekirge etkisi’ olarak bilinen olay yoluyla çok uzun mesafeler kat edebilir, sıcak havayla buharlaşabilir ve daha soğuk bölgelerde yağmur ve karla birlikte Dünya’ya geri döner ve Arktik besin zincirinde varlığını sürdürür.
Bulgular aynı zamanda çocuk sağlığı ve gelişimi ile ilgili tartışmalarda babaların dikkate alınmasının önemini de vurguluyor. Kadınların hamilelik sırasında çevresel kirletici maddelere maruz kalmaktan kaçınması gerektiği yaygın olarak anlaşılsa da, toksinlerin babaları nasıl etkilediği konusuna daha az dikkat ediliyor.