Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, COVID-19’un hâlâ risk grubundaki kişiler için ölümcül olabildiğine dikkat çekti. / Gazete Duvar
Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın 9 kişide yeni varyant Eris tespit edildiğini açıklaması üzerine koronavirusun son durumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yavuz, Türkiye’de de dünyada yaşanan COVID-19 dalgalarıyla paralel bir gidiş olduğunu düşündüklerini kaydetti.
Grip sezonunun henüz açılmadığını da vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, viral üst solunum yolu infeksiyonlarının COVID-19 gibi değerlendirildiğini belirtti. Yeni varyant nedeniyle kapanma ya da maske zorunluluğunun geri gelmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, COVID-19’un hâlâ risk grubundaki kişiler için ölümcül olabildiğine dikkat çekti ve halen grip nedeniyle yaşanan ölümlerin 2-3 katı ölüme yol açabildiğine işaret etti.
COVID-19’un halen grip gibi bir mevsimsel hastalığa dönüşmediğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, “Bunu Dünya Sağlık Örgütü de söylüyor. Dolayısıyla halen yılda 2-3 kez, her mevsimde görülebilen dalgalar halinde seyretmeye devam ediyor. Eylül itibariyle de yeni bir dalgaya girmiş durumdayız. Eris diye sözünü ettiğimiz varyant türünün omikrondan daha ağır bir hastalık yaptığına dair bir veri yok. Bu dalgadaki esas sıkıntımız, gerek aşı ile elde edilen bağışıklık, gerekse hastalığı geçirmiş olmakla elde edilmiş bağışıklıkta bir zayıflama var hepimizde. Dolayısıyla semptomatik hastalık geçirme olasılığımızı artırıyor. Halen gripten en az iki kat daha fazla insanı öldürüyor. Şu an Türkiye’de de tahminim, esas baskın varyant BA. 2. 86 (Eris) ile XBB 1.16 dediğimiz gene omikronun alt varyantları olarak görülüyor” dedi.
Pandeminin başında yaşanan kapanma ve maske zorunluluğunun toplumda COVID-19’a karşı hiçbir bağışıklık olmadığı için gerekli olduğunu ve bu sayede yaşanacak ölümlerin 3-4 kat azaldığını da kaydeden Prof. Dr. Yavuz, yeni bir kapanmanın söz konusu olmadığını da vurgulayarak şunları söyledi: “Hiç bağışıklığımızın olmadığı bir infeksiyon söz konusuydu ve %1 ölümcüldü. Eğer o zaman kapanmalar, önlemler olmasaydı, şu anda yaşanan ölüm sayısının en az 2-3 katı belki 4 katı daha fazla sayıda ölüm olacaktı. Toplumda infeksiyon sıklığının çok arttığı dönemlerde, mesela sınıflar gibi kalabalık ortamlarda hasta olanın ya da hastalık belirtileri hissedenlerin en azından maske takması ya da hastanelerde biz sağlık çalışanları olarak hastalarımıza bulaştırmamak üzere böyle bir sorumlulukla maske takmamız faydalı olabilir. Bunun bir zararı yok ama infeksiyonu kontrol edebilmek açısından önemli. Ama böyle bir kapanma, yeniden maske zorunluluğu gibi bir şey gelmeyecek.”
Yeni varyantın dünyada baskın olmasıyla beraber ABD ve Avrupa’da hastalıktan ağır etkilenebilecek riskli gruplar açısından ek aşıya ihtiyaç doğduğunun gündeme geldiğini de kaydeden Prof. Dr. Yavuz, “Bu yıl için Sadece XBB 1.5 dediğimiz varyantı içeren aşının yeterli olacağını söylemişlerdi ve o aşı da şu anda çıktı. Gerek FDA, gerek Avrupa Birliği ve İngiltere, bu yıl bunu uygulayacaklar. Amerika’nın iki gün önce Hastalık Kontrol Merkezi CDC’nin açıklamasında da belirtildiği gibi son aşı ya da hastalıktan 6 ay geçmiş olan özellikle riskli gruptakilere, bu aşı tavsiye ediliyor. Daha önce kaç doz aşı olursanız olun, bu hatırlatma dozunu yaptırmalısınız deniyor. Çünkü artık daha önceki aşılardan kaçıyor şeklinde açıkladılar. İngiltere’de de aynı şekilde.
Dünya Sağlık Örgütü, risk gruplarını önceleyin diyor. Bu aşı henüz bizde yok. Bize de gelirse ki aynen gripte tanımladığımız gibi, risk grubundakilerden başlamak üzere aşılamamız gerekiyor. Eğer bu aşı gelmeyecekse, o zaman ne var elimizde? Sadece maske kalıyor. Burada da yine riskli gruplara, özellikle de kalabalık ortamlarda maske takmalarını tavsiye ediyoruz. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, nezle benzeri semptomlarla görülüyor. Diğer varyantlarla benzer şekilde belirtiler. Bazı hastalarda ishal oluyor. Viral üst solunum yolu infeksiyonu semptomları ile benzer gidiyor. Ancak belli gruplarda hâlâ akciğeri ağır şekilde etkilediği, özellikle aşı ya da infeksiyonu geçirmenin üzerinden bir yıldan uzun süre geçen risk grubundakilerin daha riskli olduğu bir durumdayız” diye konuştu.
Gripte son durumla ilgili bilgiler de veren Prof. Dr. Yavuz, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz günlerde grip aşılarının belli gruplara ücretsiz olarak tanımlandığını açıklamasına da işaret ederek şu uyarılarda bulundu: “Şu ana kadar grip ile ilgili bir aktivasyon yok. Viral solunum yolu infeksiyonlarını büyük çoğunlukla COVID-19 gibi değerlendiriyoruz. Ama tabii ki gribin de bizim alışık olduğumuz şekilde sonbaharda, ekim-kasım gibi aktifleşmesini bekliyoruz. Bağışıklığı baskılanmış kişiler, 65 yaş üstü bireyler, gebeler, kalp, akciğer vs gibi ek hastalığı olanların grip aşılarını tam bu günlerde olmaları gerekiyor.
Sevindirici olan, grip aşısı bu yıl erken geldi, Bakan Bey’in de açıklaması vardı zaten. Bu gruplara da ücretsiz tanımlanıyor, bu da çok kıymetli bir şey. Hemen gidip grip aşılarını olmalılar ki esas sezonunda, kanlarında yeterli düzeyde antikor bulunsun.”