Virüsün yayılmasını yavaşlatma girişimleri esas olarak insandan insana bulaşmayı önlemeye odaklanmış olsa da Stirling Üniversitesi’nden uzmanlar Kovid-19’un atık suda nasıl yayılacağına dair daha fazla araştırma gerektiği uyarısında bulundu.
Conrad Duncan/independent
Araştırmacılar Nisan ayında, kanalizasyon analizinin salgınlar için etkili bir erken uyarı sistemi sağlayabileceğini öne sürmüştü zira Fransa, Paris’teki 5 kanalizasyon tesisinden alınan atık su numunelerindeki koronavirüs yoğunlaşması vakaların patlak vermesiyle uyuşan bir örüntü gösteriyordu.
Salı günü Bangor Üniversitesi’ndeki ayrı bir araştırma ekibi de kanalizasyon analizlerinin yardımıyla sağlık yetkililerinin Birleşik Krallık’ta koronavirüsün ikinci kez tepe noktasına ulaşmasını, insanların semptomatik hale gelmesinden iki hafta öncesine kadar öngörebileceğini söylemişti.
Şimdi de Stirling Üniversitesi’nden Profesör Richard Quilliam, Environment International için kaleme aldığı bir makalede kanalizasyon sisteminin kendisinin de virüs bulaştırma riski taşıyabileceğine dair uyardı.
Profesör Quilliam, “Kovid-19’un öksürük ve hapşırıklarla çıkan damlacıklarla ya da enfeksiyon taşıyan nesneler veya materyallerle yayıldığını biliyoruz” dedi ve ekledi:
Ne var ki kısa süre önce virüsün insan dışkısında da bulunabileceği doğrulandı; dışkıdaki virüs hastanın solunumla ilişkili Kovid-19 belirtileri için negatif test sonucu almasından sonraki 33 güne kadar tespit edilebiliyor.
Profesör sözlerini şöyle sürdürdü:
Virüsün fekal-oral yoldan (insanların dışkı bulaşmış şeyleri bir şekilde yutmasıyla meydana gelen bulaşıcı hastalıklar için kullanılan terim -ed.n.) bulaşıp bulaşmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak sindirim sisteminden gerçekleşen viral saçılmanın (viral shedding: bir hücredeki virüsün vücudun diğer bölümlerine ya da çevreye sıçraması -ed.n.) solunum yolundan gerçekleşen saçılmadan daha uzun sürebileceğini biliyoruz.
O yüzden bu, artan maruziyet açısından önemli ama henüz netleştirilmemiş bir yol olabilir.
Profesör Quilliam ve Stirling Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi’nden meslektaşları konuyu araştırmak için “kaynak yatırımı” çağrısında bulundu.
Profesöre göre koronavirüsün kanalizasyon yoluyla “geniş çapta” yayılması kayda değer bir tehlike. Çünkü çoğu hasta ya belirti göstermiyor ya da hafif belirtiler gösteriyor ve evde kalıyor.
Araştırma ekibi ayrıca, test eksikliğinin, atık su arıtma tesislerine ulaşan virüsün yayılma ihtimalinin ve etkilerinin boyutunu tahmin etmeyi “zorlaştırdığını” söyledi.
Ekibin bulguları aynı zamanda, dünyada kamuya açık alanlarda dışkılamanın yaygın olduğu ve güvenli bir şekilde yönetilen sanitasyon sistemlerine sahip olmayan yerlerde riskin daha büyük olabileceğine işaret etti.
Yazarlar, “Bu tür ortamlarda genellikle yetersiz kaynağa sahip kırılgan sağlık sistemleri bulunur, böylece hem maruziyet riskini hem de ölüm ihtimalini artırır” ifadelerini kullandı.
Profesör Quilliam makaleyi, Profesör Manfred Weidmann, Dr Vanessa Moresco, Heather Purshouse, Dr Zoe O’Hara ve Dr David Oliver’la birlikte kaleme aldı.
COVID-19 tracing of human feces in wastewater could indicate future outbreaks
Ben-Gurion University of the Negev (BGU) scientists have developed a new methodology to trace the SARS-CoV-2 virus through the sewage and wastewater systems, which could potentially be used to track existing and future outbreaks of the coronavirus.
Coronavirus found in Paris sewage points to early warning system
By sampling sewage across greater Paris for more than 1 month, researchers have detected a rise and fall in novel coronavirus concentrations that correspond to the shape of the COVID-19 outbreak in the region, where a lockdown is now suppressing spread of the disease. Although several research groups have reported detecting coronavirus in wastewater, the researchers say the new study is the first to show that the technique can pick up a sharp rise in viral concentrations in sewage before cases explode in the clinic. That points to its potential as a cheap, noninvasive tool to warn against outbreaks, they say.