- Baxter Türkiye, Dünya Sepsis Günü kapsamında düzenlediği “Sağlık Sohbetleri” bilgilendirme toplantısını Ankara’da Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran sözcülüğünde gerçekleştirdi.
- Prof. Dr. Demirkıran, dünyada her 5 ölümden birinin ilişkilendirildiği ve her yıl 11 milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan sepsis hastalığı hakkında önemli bilgiler paylaştı.
- Toplantıda sepsis belirtileri gösteren kişilerin acil olarak sağlık kuruluşlarına başvurmalarının önemine değinen Prof. Dr. Demirkıran, Covid-19 nedeniyle yaşanan kayıpların çoğunluğunun, enfeksiyonu şiddetli geçirenlerde gözlenen sepsisten kaynaklanmakta olduğunu söyledi.
Global ilaç ve tıbbi ürünler şirketi Baxter, düzenlediği bilgilendirme toplantısı ile Dünya Sepsis Günü’ne destek verdi. Dünya Sepsis Günü sebebiyle düzenlenen bilgilendirme toplantısı Ankara’da Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran sözcülüğünde gerçekleşti.
Toplantıda basın mensuplarına konuşan Prof. Dr. Oktay Demirkıran, sepsisin enfeksiyona karşı vücudun verdiği regülasyonu bozuk yanıta organ disfonksiyonlarının eşlik etmesi ile ortaya çıktığını söyledi. “Sepsis, özellikle erken tanı ile hemen tedavi edilmezse şok ölüme yol açar. Dünyada her yıl 50 milyona yakın sepsis vakası görülmekte ve bu vakaların yaklaşık 11 milyonu hayatını kaybetmektedir. Bu oran her 3 saniyede 1 kişiyi sepsis yüzünden kaybettiğimizi göstermektedir. Covid-19 nedeniyle yaşanan kayıpların çoğunluğu, enfeksiyonu şiddetli geçirenlerde gözlenen sepsisten kaynaklanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 2017 yılında sepsisi tanıması, önlenmesi ve tedavisi öncelikli durum statüsüne almıştır. Pandemide sepsisten kaynaklı kayıpları aşılama ile ciddi oranda azaltmak mümkün. Bu nedenle aşılamanın ihmal edilmemesi çok kritik” dedi.
Sepsis oluşumunun nedenlerine değinen Prof. Dr. Demirkıran; deri veya yumuşak doku enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, akciğer iltihaplanması, kan dolaşımı, karın ve bağırsak enfeksiyonları gibi çeşitli enfeksiyonlar ile bakteri, mantar, virüs ve parazit gibi mikroorganizmaların çoğunun sepsise neden olabileceğini söyledi. Bununla birlikte, mevsimsel grip virüsleri, kuş ve domuz gribi virüsleri gibi halk sağlığıyla ilgili yüksek bulaşıcı patojenlerle enfeksiyonlardan ve menenjitten kaynaklanabileceğini de sözlerine ekledi.
Sepsis’in başlıca belirtileri arasında konuşma bozukluğu veya zihin bulanıklığı, aşırı titreme veya kas ağrısı ve ateş, tüm gün idrar yapmama durumu, şiddetli nefes darlığı, benekli veya renksiz cilt olduğunu belirten Prof. Dr. Demirkıran, bu belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurmalarının çok kritik ve önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Demirkıran, sepsisin acil olarak tedavi edilmesi gerektiğini belirtirken, tedavide her saniyenin hayati önem taşıdığını vurguladı. Erken tanı, erken ve doğru tedavinin hayat kurtarıcı olacağını belirtti.
Herkesin sepsise yakalanabileceğini belirten Prof. Dr. Demirkıran, bağışıklık sistemi zayıf olanların, akciğer, böbrek, karaciğer, kalp gibi kronik hastalıklara sahip kişilerin, 1 yaşından küçük çocukların, 60 yaş üstü yetişkinlerin ve dalağı olmayan kişilerin sepsis konusunda daha yüksek risk grubunda bulunduklarına dikkat çekti.
Sepsis, dünya çapında önlenebilir ölümlerin bir numaralı nedenidir. Sepsisi önlemek enfeksiyonu önlemekle mümkündür.
Sepsisi önlemenin en iyi yolunun öncelikle enfeksiyonu önlemek olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Demirkıran; alınacak önlemleri çocukluk ve yetişkinlik aşı programlarına uyum, pandemi sürecinde aşılama, temiz su kullanımı, başta el hijyeni olmak üzere genel hijyen kurallarına uyulması, hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi, güvenli doğum ve farkındalık olarak sıraladı. Prof. Dr. Demirkıran; alınan önlemlere rağmen sepsis gelişen durumlarda ise enfeksiyon odağının hızla kontrol altına alınması ve yoğun bakımlarda uygun organ destek tedavilerinin verilmesinin hayat kurtardığını söyledi.
Covid-19’ un olası sonuçlarından biri de sepsis olabilir. Covid-19 hastaları septik şok yaşayabilirler. Sepsiste zamanında müdahale, hayatı ve organ işlevini kurtarıcıdır.
Covid-19 ve sepsis ilişkisine de değinen Prof. Dr. Oktay Demirkıran; bakteri, mantar, virüs ve parazit gibi mikroorganizmalar, mevsimsel grip virüsleri, kuş ve domuz gribi virüsleri gibi yüksek bulaşıcı patojenlerle enfeksiyonlardan kaynaklanabilen sepsisin aynı zamanda yaşadığımız Covid-19 hastalığının da sonuçlarından biri olabildiğini söyledi. Prof. Dr. Demirkıran Covid-19’u ağır geçirenlerin %60‘ının sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Ağır sepsis hastalarında ise ortalama 3,6 organın kaybedildiğini söyleyen Prof. Dr. Demirkıran sepsis gelişen hastaların %20-60’ında böbreklerde hasar meydana geldiğini vurguladı.
Sepsis farkındalığı çok önemli olduğundan, tıp fakültesi eğitimlerinden başlayarak tüm hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının bu konuda zamanında hareket edebilmeleri için donanımlı olmaları gerektiğini, görülen enfeksiyonları göz ardı etmeyerek önemsenmesinin çok önemli ve kritik olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Oktay Demirkıran Covid-19 hastalarının yaklaşık %2-5’inde ortalama 8-10 gün sonra sepsis organ fonksiyon bozukluğu belirtileri ortaya çıktığını belitti. Bu nedenle sepsisin erken belirtilerini bilmek, tanımak ve teşhis edildiğinde hızlı tedaviye başlamanın çok önemli olduğunu bir kez daha vurguladı. Zamanında müdahalenin, hayatı ve organ işlevini kurtarıcı olduğunu söyledi.
Dünya Sepsis Günü Hakkında
Dünya Sepsis Günü, 2012 yılında Global Sepsis Alliance tarafından başlatıldı. GSA, dünya çapında sepsis yükünü azaltmak için küresel liderlik sağlama misyonuna sahip, kar amacı gütmeyen bir yardım kuruluşudur. Her yıl 13 Eylül haftası çeşitli etkinliklerle dünya çapında sepsis konusunda farkındalık yaratılmakta.
Daha fazla bilgi için: https://www.worldsepsisday.org
Sepsisi önlemek, korunmak, zamanında farkındalık ve girişimlerle ölümleri azaltmak elimizde. Gelin bize destek olun, birlikte daha güçlüyüz. Bilimin ışığında sepsisi yenelim.