Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla, diyabet hastalığının kronik bir hastalık olduğuna ve hayat boyu tedavi gerektirdiğine değindi.
Saydan, diyabetin tüm dünyada giderek artan bir sağlık sorunu olduğuna değinerek, “Dünyada her 11 erişkinden 1’i diyabetlidir. Ülkemizde 1997 yılında diyabet sıklığı %7,2 iken 2010 yılında yaklaşık iki kat artarak %13,7’ye ulaşmıştır ve ne yazık ki bu artış giderek hızlanmaktadır” diyerek şunları söyledi:
“İnsülin, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan bir hormondur ve kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlar. Diyabet, insülin eksikliği, insülin direncine bağlı etki yetersizliği ya da her iki durumun bir arada bulunması sonucu gelişen kan şekeri yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır.
Diyabetin dört farklı tipi vardır. Tip 1 diyabet genellikle 30 yaşın altında görülür. Vücutta hiç insülin üretilmez. Tip 2 diyabet en sık görülen diyabet tipidir. Genellikle 40 yaşından sonra görülür. Tip 2 diyabette insülin direnci nedeniyle var olan insülin yeterli etki gösteremez. Gestasyonel diyabet daha önceden diyabeti bulunmayan bir gebede, gebelik sırasında ortaya çıkan ve doğumla birlikte kaybolan diyabettir. Diğer nedenlere bağlı diyabette ise eşlik eden hastalıklar ve ilaç kullanımı gibi durumlara ikincil olarak şeker yüksekliği görülmektedir.
Diyabetin en sık görülen belirtileri ağız kuruluğu, çok su içme, çok ve sık idrar yapma, halsizlik, yorgunluk, sık acıkma, çok yemek yemeye rağmen kilo kaybı, el ve ayaklarda uyuşma-karıncalanma, deri ve idrar yolu enfeksiyonları, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, yaraların geç iyileşmesi ve bulanık görmedir.
Açlık kan şekerinin 126 mg/dL üzerinde, herhangi bir zamanda ölçülen rastgele kan şekerinin 200 mg/dL üzerinde bulunması ile diyabet tanısı konulur.
İlaç tedavileri insülin dışı ilaçlar ve insülinler olmak üzere iki ana başlık altında toplanır. Tip 1 diyabetlilerde ve ilaca ihtiyacı olan gebelerde insülin tedavisi kullanılırken, tip 2 diyabette genellikle ağızdan alınan haplar ve insülin dışı enjeksiyon tedavileri yeterli olur. Gerekli durumlarda insülin de kullanılabilir.”
DÜNYADA 425 MİLYON KİŞİ DİYABETLİ
Dünyada ve Türkiye’deki diyabet görülme oranının çok arttığının altını çizen Saydan şöyle devam etti:
“Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre tüm dünyada 425 milyon kişi diyabetli iken bu sayının 2040 yılında %55 artarak 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hem Tip 1 diyabet hem de Tip 2 diyabetin prevalansı artmaktadır. Bunun yanı sıra 318 milyon kişi insülin toleransı bozukluğuna sahiptir. Bu durum bu kişileri gelecekteki olası diyabetli bireyler olma riski altına almaktadır. Yine Federasyonun raporuna göre her 11 yetişkinden biri diyabetli olup her iki yetişkinden biri diyabet olduğunu bilmemektedir.
TÜRKİYE’DE 7 MİLYONUN ÜZERİNDE DİYABETLİ HASTA VAR
Diyabet tüm Avrupa ülkeleri içinde en hızlı artışı ise Türkiye’de göstermekte olup hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve obezitedeki (şişmanlık) artış bunun en büyük sebebidir.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir.
HASTA TAKİBİNDE ŞEKER ÖLÇÜM CİHAZLARI ÖNEMLİ
Şeker hastalarının takibinde evde hastanın kendi yaptığı ölçümlerin çok önemli olduğuna değinen Saydan: Piyasada şeker ölçüm cihazlarının fiyatı 300 ile 700 lira arasında değişiyor, hatta 900 liraya kadar çıkıyor. Ne yazık ki SGK bu cihazlarda kullanılan ölçüm çubuğunu ödemesine rağmen cihazları 2016 yılından beri ödemiyor. Bu durumda diyabet hastaları ne yapacak? Şeker ölçüm cihazı olmadan, SGK’nın ödediği şeker ölçüm çubuklarını neyle kullanacaklar?
DAVAYI KAZANDIK, ANCAK SGK DİYABETLİ HASTALARIN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEDİ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından geri ödeme kapsamından çıkarılan şeker ölçüm cihazları, Sendikamızın açtığı dava sonucunda Danıştay kararı ile yeniden ödeme kapsamına alınmasına rağmen, SGK Tıbbi Cihaz Daire Başkanlığı 2 yılda bir ödediği “şeker ölçüm cihazı” için yeniden mevzuat değişikliğine gitmiş ve cihazların eczanelerden temin edilmesinin önüne geçmiştir. Bu durumda Diyabet hastalarının mağduriyeti giderilmemiş, reçetesine cihaz yazdırıp eczanelerimize gelen hastalarımız ilaçlarıyla beraber bu cihazı alamaz konuma gelmiştir. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
Bu nedenle Sendika olarak kurumun eczaneler aracılığıyla bu cihazların verilmesini engellemesi işleminin iptalini sağlamak ve hasta mağduriyetlerini gidermek üzere yeni bir dava daha açtık.
Saydan, diyabet hastalarının bir başka sorununun ise Byetta olduğunu söyleyerek şunları ekledi:
“Byetta (eksenatid), tip 2 diyabet hastalarında kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olmak için yaygın olarak enjeksiyon şeklinde bir ilaç. Ancak SGK insülin ilaçları için ödediği iğne uçlarını bu ilaç için ödemiyor. Hastaların bu ilacın kullanılması için elzem olan iğne uçlarını ücretli almasını istiyor.
Bu sorunun çözümü için de Sendikamız, SGK’na karşı hukuki mücadele başlatmış ve davayı kazanmış olmasına rağmen mahkeme kararı SGK tarafından uygulanmamakta ve hasta mağduriyetleri devam etmektedir.
Bu uygulamalar ve fiyat sorununun giderilmesi için yetkililerin bu duruma ivedilikle müdahil olmasını talep ediyoruz. SGK tarafından Şeker ölçüm cihazı ve iğne ucu bilmecesinin çözülmesini bekliyoruz.”
TEİS
