Depremle birlikte çocuklarda ikincil travmanın yaşandığını belirten uzmanlar, depreme hazırlık yapmanın çocuklarda deprem korkusunu azaltmada etkili olabileceğine dikkat çekiyor.
Depremle ilgili olası durumlarda ne yapacağını çocuklarımıza öğretmezsek çocukların panik yapabileceğini belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, deprem gündeminden kaçınmaktan ziyade, gerçekçi olunması gerektiğinin, depremi çocuğun yaşına uygun bir şekilde anlatabilmenin önemine dikkat çekiyor. Deprem haber ve görüntülerinin çocuklara zarar vermemesi için ise önemli tavsiyelerde bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklarda gelişen deprem travmaları ve başa çıkma yöntemlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Çocuklar yetişkinleri gözlemlerler
Deprem gibi travmatik durumlarda çocukların ebeveynlerini gözlemdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yetişkinler deprem korkusunu yaşadığı zaman bir sallanma olduğu zaman büyük bir dehşete düşüyor. Çocuklar ise böyle durumlarda büyüklerini gözlemlerler. Büyüklere özellikle güvendikleri kişilere bakarlar. Yan gözle izlerler. Eğer büyükler soğukkanlılarsa yani depremle ilgili bilinçli davranıyorlarsa örneğin çök tutun kapan tarzında davranışları biliyorlarsa uyguluyorlarsa çocuklar da hemen onu yaparlar.” dedi.
Anne ve babanın soğukkanlı olması korkularını giderir
Okul öncesi çağındaki çocukların soyut düşünceleri gelişmediği için yaşadıklarını anlamlandıramadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu tip olayları yaşadıklarında olayı anlamlandırabilmeleri için referans kişiler lazımdır. O referans kişiler daha önce tanıdığı ve güvendiği kişilerdir. Böyle durumlarda anne, baba veya onların yerine geçen kişilerin soğukkanlı olması, çocukları sahiplenici ve kucaklayıcı olması çocuklar için korku giderici etki yapar. Daha büyük çocuklar da bu konuyu daha önce düşünmeyen çocuklar bile şimdi öğrenmeye başladı.” dedi.
Depreme hazırlık yapmak önemli
Depreme hazırlıklı olmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Depreme hazırlık, krize hazırlık gibidir. Eğer bir insan krize hazırlıklıysa kriz anında hazırlandığı için hemen ona göre davranır, krizi kolay yönetir ve aşar. Onun için krizlerde risk yönetimi vardır. Risk belirlenir ondan sonra bunun yönetimi yapılırsa kriz geldiği zaman ona göre önlem alınır. Kişinin önceden hazırlıklı olması bunu önler. Şu anda da depremle ilgili, olduğunda ne yapacağını çocuklarımıza öğretmezsek çocuk panik yapar. Burada afetle ilgili illa o bölgede olması da şart değil, Türkiye’deki çocuklar şu an ikincil travma yaşıyorlar.” diye konuştu.
Korkutan şey belirsizliktir
Deprem korkusunu aşmada depreme karşı hazırlıklı olmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bugünlerde bütün anneler çocuklarına deprem olması durumunda aramaları gereken kişileri, buluşacakları yerleri söylüyorlar. Okul yönetimleri önlemler alıyorlar. ‘Olası deprem durumunda şunu yapacağız, şu tedbirleri alacağız, toplanma alanımız şurası’ diye bilgi veriyorlar. Herkes şu anda yazılı kurallar geliştirmeye başladı, aslında bu güzel bir şey. Yazılı kurallara geçtiysek belirsizlik olmaz, korkutan şey burada belirsizliktir.” uyarısında bulundu.
Deprem gündeminden kaçınmak gerçekçi değil
Şu anda çocukları depremle ilgili konulardan kaçırmanın ya da uzak tutmanın gerçekçi olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocukların duymaması mümkün değil. En azından arkadaşlarından duyacaklar veyahut akıllı telefona girdiği zaman muhakkak görecekler. Bu nedenle bunu duyurmamak değil, bunu çocuğun yaşına uygun bir şekilde anlatabilmek önemlidir. Deprem hayatımızın gerçeği, Türkiye’nin yüzde 70’i deprem bölgesinde. Böyle bir ihtimale karşı önlem alacağız. ‘Öldüren deprem değildir, depreme dayanıklı olmayan yapılardır’ diyerek bilinçlendirdiğimiz zaman kontrol edebileceğimiz şeyler hazırlıktır, kontrol edemeyeceğiz şey ise deprem başladıktan sonradır. Kişi hazırlıklı olursa deprem anındaki 1-2 dakikalık zamanda korkuyu maksimumda değil, minimumda yaşar. Hatta anaokulundaki bir çocuğa, depremden bağımsız olarak akvaryumdaki balığın öleceğini öğretelim diyorum. Öğretmediğimiz takdirde balık öldüğü zaman çocuk 10 katı şiddetinde yaşar travmayı ama onun da yaşlanacağını onun da bir ömrü olduğunu zamanı gelince öleceğini bilirse üzülür ama bir şiddetinde üzülür.” dedi.
Dayanıklılık eğitimi için bir fırsat olarak değerlendirilmeli
Depremin çocuklara dayanıklılık eğitimi vermek için bir fırsat olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hayat yolunda hep gül bahçelerinde çiçeklerle gidilmiyor. Bu yolda taşlar var, engeller var çukurlar var. Bütün bunlara çocuğu hazırlamamız gerekiyor, hazırlamadığımız zaman çocuk özerk davranamıyor, dayanıklılık eğitimi düşük çocuklar oluyor. Ufak bir stresten depresyona giriyor ve ruh sağlıkları bozuluyor çocukların. Bu deprem çocuklarımıza dayanıklılık eğitimi vermek için bir fırsattır hatta fırsat eğitimi diyoruz bu durumlara. Çocukla hayatın hep konfor alanını değil, hayatın sorumluluklarını ve zorluklarını da paylaşmak gerekiyor. Paylaşmak ve çocuklarımızı olgunlaştırmamız için şu anda bu dönem bir fırsat. Geçmiş kuşaklar yokluk içinde olgunlaşıyordu şimdiki kuşaklar varlık içinde olgunlaşıyorlar. O nedenle her şey yolunda gidecek kötü bir şey olmayacak diye bekliyorlar ama bu gerçekçi olmayan bir beklenti. Deprem ve pandemi bizlere hayatın biraz acımasız yüzünü gösterdi, hayatın böyle acıtan, zorlayan yüzünü gösterdi o yüzden bunlara çocuklarımız için geliştiren travma diyoruz” dedi.
Yaşına uygun şekilde bilgi verilmeli
Çocuğa özellikle ölümle ilgili bilgiler verirken yaş grubuna uygun olmayan bilgiler vermekten kaçınılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuklara yaş grubuna uygun olmayan şeyler söylememek, çocuğu korkutucu, dehşete düşürücü hikayelerle anlatmamak gerekiyor. Tek doğru yoktur. Çocuğun alt yapısına ve seviyesine göre değişir. Çocuğu karşımıza alıp konuşmak şeklinde değil de yol arkadaşı gibi sohbet eder gibi konuşmak gerekiyor.” uyarısında bulundu.
Süre sınırlaması yapılmalı, haberleri yalnız izlemesine izin verilmemeli!
Bu dönemde özellikle depremle ilgili haberlerin ve gelişmelerin takibi sırasında da mutlaka süre sınırlandırılması yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Haberleri hiç seyretmemek değil de günde belli bir süre belirlenerek ona göre takip edilmesi sağlanmalıdır. Depremle ilgili haberleri yarım saat izleyeceğiz gibi bir anlaşma yapıp seyretmeliyiz. Çocuk okul öncesiyse deprem haberlerini tek başına seyretmemeli, deprem haberlerini ebeveyn gözetiminde seyretmelidir. Çocuk tek başına olursa anlamlandıramayabilir, ağlayanları ya da göçük altında kalanları gördükçe çocuk güvende değilim duygusuna kapılır.” uyarısında bulundu.
Üzücü haberler öncesinde zihinsel hazırlık yapılmalıdır
Yakınlarını kaybeden çocuğa yaklaşımın da doğru şekilde olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kötü haberi vermenin bir usulü var. Bir yakını hasta olduğu zaman kötü haberi vermek gerektiğinde bile çocuğu zihinsel olarak hazırlamak gerekiyor. Çocuğa kötü bir haber verilecekse bir yakını vefat etmişse usulüne göre bilgi verilmelidir. Böyle durumlarda önce bununla ilgili konular açılır, ölüm nedir ne değildir diyerek çocuğu zihinsel olarak hazırlayarak sohbet içerisinde vermek gerekiyor onu. Böyle bir haber ansızın verilmemelidir.” uyarısında bulundu.