“HAVANDAN DİJİTALE”
EN BÜYÜK ECZACILIK BULUŞMASI “GELECEĞİN E HALİ”
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen, eczacılıkta çağın ötesine giden yolculuğun anahtarını elinde tutanları ve eczaneden geleceğe açılan kapıdan adım atanları bir araya getiren Günümüzün En Büyük Eczacılık Buluşması “Geleceğin E Hali”, “Havandan Dijitale” mottosuyla İstanbul Kongre Merkezi (ICC)’de gerçekleştirildi.
3 gün boyunca; 4 salonda 65 bilimsel oturum gerçekleştirildi. Oturumlarda 115 ulusal ve uluslararası alanında söz sahibi konuşmacı görev aldı. Ayrıca yarışmalar, fuaye alanlarında çeşitli uygulamalar yapıldı. 100’e yakın firma stantlarıyla kongrede katılımcılarla buluştu.
Pharmetic Eczanesi konsept alanında; 120 yıllık Yeni Moda Eczanesi’nden esinlenerek yaratılan geleneksel eczaneden, zamanda yolculukla Dijital Eczaneye geçiş yaparak dijital çağa adım atıldı. Katılımcılar, özel ses ve görsel efektler kullanılarak yaratılan Geleceğin Eczanesini deneyimleme fırsatı buldular.
ECZANE DIŞINDA SATILAN TIBBİ ÜRÜNLER TEHLİKELİDİR!
Kongre kapsamında yapılan basın toplantısında konuşan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Ecz. Kazım Aykanat, ilacın en basit tanımla etki mekanizması ile hastalığı iyileştiren, semptomları azaltan veya hastalıktan koruyan doğal, yarı sentetik veya sentetik bileşimler olduğunu ifade ederek, “Gıda takviyesi dediğimiz ürünler de, aynı amaçla satılmak istenilen tablet, kapsül, ampul gibi farmasötik tüm formlar da ilaçtır. Koruyucu sağlık anlayışında eczacıların büyük bir rolünün olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Fitoterapi konusunda tek eğitimli grup olan Eczacılar olarak internet ya da diğer satış kanalları üzerinden alınan gıda takviyeleri, zayıflama ilaçları, çaylar ve bitkisel karışımların böbrek ve karaciğer hasarlarından, ölüme kadar varabilen sonuçlarının önüne geçmek önemli amaçlarımız arasındadır. Bu konuda en yakın sağlık danışmanızın eczacılar, en yakın sağlık alanının eczaneler olduğunu vurgulamak istiyor, özellikle internetten satılan, ‘merdiven altı üretilen’ kozmetik-güzellik ve bakım ürünlerinin de zararları konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz.” dedi.
Hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların Sağlık Bakanlığı onaylı tesislerde üretilip yine Bakanlıkça verilen ruhsat sonrası piyasaya sürüldüğünü belirten Aykanat, “Kaçak yollarla Türkiye’ye sokulan ürünlerin izin ve ruhsatı bulunmamaktadır. Bu ürünlere bilinçsizce ve yüksek oranlarda konulan ilaç etken maddeleri, kullananlarda sonu ölüme varan yan etkilere sebep olabilmektedir. Bu ürünlerin üretim yeri, koşulları, saklama ve dağıtım şartları bilinmemekte ve kontrol edilememektedir. Zayıflamak için kullanılan yöntemlerden biri de zayıflama haplarıdır ve bu alanda da yapılan sahte ilaçlar toplumsal sağlığı olumsuz etkilemektedir. İnsan sağlığını hiçe sayarak, hiçbir yasal denetimden geçirilmeyen bu sahte ilaçların kullanımı çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.” dedi.
Türkiye’de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğu, 2010 yılında yürürlüğe konulan Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği ile yasal bir zemine kavuştuğunu söyleyen Uzm. Ecz. Kazım Aykanat, şöyle devam etti:
“Ancak bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak, halka yapılan sunumlar ciddi sağlık riskleri oluşturmaktadır. Tarım Bakanlığı ruhsatlı ürünlerin ve yasal prosedürlerinin yeniden tanımlamasını sağlamak gerekmektedir. Etkinlik ve yan etkileri nedeniyle, içinde etken madde içeren tüm ürünler, halk sağlığını korumak için doktor önerisiyle, Sağlık Bakanlığı onay ve denetiminde veya 7/24 birinci basamak sağlık hizmetini büyük bir özveri ve güvenle veren, aldığı eğitimlerle bu alanlarda uzmanlaşan, meslek etiği içerisinde önce danışanını düşünen eczacı danışmanlığında sadece eczanelerde satılmalıdır. Pandemi ile birlikte internet satışları, online satışa yapılan yatırımların danışanlarımızın da online satın alma davranışlarını etkileyerek arttığını gözlemliyoruz. Halkımızın bu kanalla ilgili isteklerini biz eczaneler yasal prosedürlerin değişmesiyle, lisanslı web sitelerimizin aracılığıyla Sağlık Bakanlığı ve Türk Eczacılar Birliği denetiminde ulaştırılmasıyla ilgili çalışmaların yapılması, toplum sağlığını koruyarak daha güvenilir bir ortamdan istedikleri ilaç dışı ürünleri temin etmelerini sağlayacaktır. Doğru üretim, doğru koşullarda saklanma, doğru tedavi ve doğru danışmanlık ancak eczacılar eliyle yürütülebilir. Halk sağlığını korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak ancak bu şekilde mümkün olabilir.”
GELECEĞİN E HALİ “HAVANDAN DİJİTALE”
PGED Onursal Başkanı Ecz. Armağan Ener, Günümüzde eczacılığın, tüm Dünyada ve ülkemizde en önemli mesleklerden biri olma özelliğini sürdürmekte olduğunu söyledi. Ener, “Eczanelerimiz, Birinci Basamak Sağlık Kuruluşu olarak kesintisiz hizmet vermekte ve hastanın mahallesinde, sokağında, caddesinde ilk olarak uğrayabileceği önemli bir konumda bulunmaktadır. Meslek etiği ve kültürü gereği aylara, mevsimlere ve yaşanan, yaşanması gereken muhtemel bulaşıcı hastalıklara, pandemilere hazırlıklı olması toplumu uyarma, toplum sağlığına katkı sağlama görevi önceliklidir. Bu nedenle de eczacıların yaşam boyu öğrenmeye, gelişmeye açık olması ve buna önem vermesi gerekmektedir.” dedi.
Eczacılık mesleğinin bir taraftan da büyük sorunlarla baş etmeye çalıştığını söyleyen Ener, “Dijital çağın gereği olan internet ortamından faydalanması yasak olan eczanelerimiz internet ve büyük sermayeli market zincirlerinin acımasız rekabeti karşısında büyük tehdit altındadır. Pandemi sürecinde büyük sıkıntılar yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl içinde miat problemleri ile mücadele edilirken son dönemlerde yaşanan ekonomik kriz ve kur farklarının etkisiyle ilaç dağıtımında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. İşte bütün bu olası sorunları yıllar önce fark eden Eczacılardan oluşan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED), yaklaşık yirmi yıl içinde gerçekleştirdiği projelerle ilacın yanı sıra OTC, besin destekleri, medikal, dermokozmetik gibi kişisel bakım ve sağlığa dair tüm alanlarda da belirleyici rol oynamakta, önderlik yapmaktadır. PGED, Eczacılık mesleğini danışman eczacılıkla bütünleştirmeye, yeniçağa uygun gelişmesine yön vermeye ve akıllı ilaç kullanımını yaygınlaştırmaya odaklanmıştır. Bu amaçla geleceğe atılacak olan ilk adımların cesaretini yaptığımız çok sayıda ‘Uluslararası Geleceğin E Hali‘ kongrelerimizle ortaya koyduk. Bu kongrelerde sektörümüzün tüm değerli temsilcilerini, akademisyenlerimizi, eczacılarımızı, öğrencilerimizi bir araya getirdik ve gelecek için fark yaratmaya çalıştık.” diye belirtti.
Ecz. Armağan Ener kongre ile ilgili ayrıca şu bilgileri paylaştı:
“2012 yılında 4000, 2016 yılında 6000, 2018 yılında 8000 katılımcı ile gerçekleştirdiğimiz Geleceğin E Hali kongrelerimizi pandemi sürecinde online ve hibrit kongrelerle sürdüren Derneğimiz, sahip olduğu vizyon gereği değişim ve gelişim odaklı çalışmalarımıza geçmişte olduğu gibi bugün de devam etmektedir. Bu yıl 20-21 ve 22 Ekim tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde 5.’sini gerçekleştirdiğimiz Geleceğin E-Hali Kongremizde tüm sektörümüzle, meslektaşlarımızla sağlıkta geleceğe, dijital dönüşüme yön bulmaya çalıştık. Havandan Dijitale dönüşümün hikayesini yazdık. Biyoteknolojideki son gelişmeler, sağlıkta yapay zeka kullanımı, sağlık bilimlerinde dijital dönüşüm konuları, ilaç endüstrisinin geleceği, Eczacılığa bakışımızda, eczane yapılarımızda farklı anlayışları algılamamızı ve bu yönde hazırlıklar yapmamızı gerektiriyor. Çünkü bir Dijital Devrim sürecindeyiz. Daha önce yaşamadığımız kadar hızlı, ön görülemeyecek boyutta ve hiçbir zaman deneyimlemediğimiz dijital bir Dünyanın içindeyiz artık. Kendimizi bu dijital devrime hazırlamak Danışman Eczacı kimliğimizi geliştirmek ve Eczacılara duyulan güven duygusunu korumak ve devam ettirmek mecburiyetindeyiz. 3 gün süren bu büyük organizasyonun, Eczacılarımıza, Eczacılık öğrencilerimize ve tüm Sağlık sektörümüze büyük katkı sağladığına inanıyoruz. Katılımları için teşekkür ediyoruz. Ayrıca hazırlanan doyurucu ve bilimsel programlara katkı sağlayan Türkiye’nin önde gelen Tıp Uzmanlık Derneklerimize, değerli Hocalarımıza, Akademisyenlerimize, sektörümüzün değerli temsilcilerine ve bu organizasyona bir yılı aşkın süredir emek veren katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.”
GELECEĞİN E HALİ BİLİMSEL PROGRAMI DOLU DOLU GEÇTİ
Kongre Bilimsel Kurul Başkanı, Hacettepe Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran ise, “Uzun yıllardır Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği ile olan yakın ilişkiler ve bilimsel işbirlikleri bir akademisyen hekim olarak beni heyecanlandırıyor. PGED ve Geleceğin E Hali kongreleri çok büyük birer marka. Bu markalara ve yapılan projelere bilimsel kurul başkanı olarak katkı vermek, kongre düzenleme kurulunun içerisinde olmak, böylesine geniş vizyonlu dernek yöneticileri birlikte olmak çok büyük bir onur ve bir o kadar da büyük sorumluluk. Bilimsel programı dernek yönetim kurulu, kongre yürütme ve düzenleme kurulu, dernek komisyonları, PGED akademisi, dernek üyeleri, akademisyen hocalar ve ilaç sektörünün önerileri alınarak yaklaşık 1 yılda ve sürekli yenilenerek ve güncellenerek hep birlikte hazırladık. Eczacılık alanının en yüksek katılımlı kongresi olan, sosyal ve bilimsel buluşmanın zirvesi Geleceğin E hali’nin bilimsel programını 2022 yılı için daha da dinamik, interaktif, katılımcı ve ‘’Havandan Dijitale’’ teması ile planladık. Son iki yıldır Pandeminin E Hali ve Bilimin E hali isimleri ile online ve hibrit olarak gerçekleştirdiğimiz kongrelerimizden sonra 3 salonda 6-8 bine yakın eczacımızla, sektör paydaşları ile, hekimlerle, öğrencilerle birlikte onbine yakın bir katılımcı ile buluşmak mükemmel.” diye konuştu.
Cankurtaran, bu en büyük buluşmaya hazırladığımız bilimsel programda, alanında ülkenin en iyilerinden, en bilimsellerinden ve en popülerlerinden oluşan çok değerli bir konuşmacı grubu akademisyenlerimiz görev aldı.” diyerek, şöyle devam etti:
“Her oturumda bir eczacı moderatörümüz toplantıları yönetti. Kongre için her oturumda bugüne kadar belki kongre alanında ilk olacak şekilde moderatör, konuşmacılar, dernek genel sekreteri, dernek akademi başkanı ve bilimsel kurul başkanı olacak şekilde gruplar kuruldu. Her oturum için son 2 aydır sahanın ihtiyaçları sahaya sorularak soru ve dosya olarak ve konuşmacılara iletildi. Tüm konuşmalar bunlara göre hazırlandı. Katılan eczacının konuyla ilgili kafasındaki tüm sorulara yönelik cevaplar pratik interaktif formatta böylece daha kongre başlanmadan sunumlar içerisinde yer buldu. Dijitalleşme, dijital eczane, internet, gelecek, metaverse 3.0, dijital ayak izleri, geleceğin eczacısı, Google hastası/danışanı ile baş etmenin yolları gibi konu başlıkları, gelecek temasına uygun ufuk açıcı başlıklar oldu. Bilimsel program ve kongre alanında oluşturulan dijital eczane birbirini tamamladığını düşünüyoruz. Fonksiyonel tıp, bütüncül tıp, mitokondri, sağlıklı yaşam ve gıda takviyeleri, OTC ürünleri, Kollajen dosyası, bağışıklık sistemini destekleyen ürünler tek tek ve tüm yönleri ile programda yer buldu. Omega 3’ten glutatyona, resveretrolden magnezyuma, mitokondri dostu ürünlerden multivitaminlere, alfalipoik asitten selenyuma, yüksek doz vitamin C’den peptidlere, melatoninden koenzimQ10’a sahada kullanılan, önerilen neredeyse her ürün detaylı konuşuldu. Gıda takviyelerinin güncel durumu, sektör temsilcilerinin düşünceleri, geleceğe çıkarımlar ayrı ayrı oturumlarda yer aldı”.
ECZACILAR ZOR DURUMDA. İLACA ERİŞİMDE SORUNLAR DEVAM EDİYOR
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Genel Sekreteri Ecz. Şule Dilek Yağcı Tüysüz, “Biz Eczacılar, toplum sağlığına hizmet eden 1. basamak sağlık kuruluşu olan eczanelerimizin başında her zaman, her koşulda halkın ilaca erişimini sağlamaya devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesinde ilaç eczacılık hizmetlerinin sürdürülmesi, toplumun doğru, etkin ve güvenilir ilaca erişimi ve toplum sağlığının korunması için özveri ile çalışıyoruz.” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Covid 19 pandemisi döneminde canımız pahasına halkımıza sağlık hizmeti sunmayı görev bildik. İlaç eczacılık hizmetlerinin kesintisiz sürmesi için canla başla çalışırken büyük kayıplar verdik. 77 eczacımız, 24 eczacı teknisyenimizi, 2 Eczacı Odası çalışanımızı görevleri başında maalesef kaybettik. Birinci basamak sağlık hizmet danışmanı ve halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak açık bir şekilde ifade ettiğimiz taleplerimize karşılık bulamıyoruz. Hastalarımızın ilaca erişim hakkının önündeki engellerin bir an önce kaldırılması için artık kalıcı önlemlerin alınması gerekmektedir. Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle, çok sayıda ilaç firması ürettiği ve ithal ettiği ilaçları ya hiç getirmemekte ya da çok az, hastaların ihtiyaçlarını karşılayamayacak miktarda piyasa vermektedir. Halkın ilaca erişiminde büyük sorunlara neden olan İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmelidir. Euro kuru nedeniyle ortaya çıkan ilaç yoklarının önüne geçilmelidir. Eczacılar bulunamayan ilaçlar nedeniyle özellikle nöbetlerde çok zor zamanlar geçirmektedir, hastalarla karşı karşıya gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, ilaç yokluğunun sebebi eczacılarınız değildir. Hastaların ödediği katılım ve fark ücretleri de her geçen gün artmaktadır. Örneğin 100 liralık bir ilacın yüzde 50-80’ine kadar varan farklar hasta tarafından ödenmektedir. Sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değildir. Kamu eczacılarının özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Plansız şekilde, ardı ardına açılan eczacılık fakülteleri nedeniyle ortaya çıkan istihdam problemlerine son verilmelidir.”
Şiddetin, birçok sektörde olduğu gibi sağlık alanında da toplum huzurunu tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğine dikkat çeken Tüysüz, şunları söyledi:
“Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sağlık hizmet sunumunun tüm aşamalarında yaşanır hale gelmiştir. Eczaneler de bunlardan birisidir. Son yıllarda gündüz mesai saatlerinin yanı sıra gece nöbetleri sırasında, Türkiye’nin farklı illerindeki eczanelere yönelik sözlü ve fiziki şiddetin yanı sıra gasp suçu kapsamında değerlendirilen, malvarlığı değerlerini hedef alan saldırı olaylarında da artış gözlenmektedir. Biz eczacılar korumak, iyileştirmek ve yaşatmak için kesintisiz ve nitelikli sağlık-ilaç hizmeti sunarken her an şiddete uğrayabileceğimiz endişesi ile yaşamak istemiyoruz. Koruyucu, önleyici ve caydırıcı hukuki düzenlemeler vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir. Yaşanan sorunlara dikkat çekmek amacıyla Türk Eczacıları Birliği (TEB)’in aldığı kararla, 16 Ekim’de 50.000 kayıtlı katılımcı ile Ankara’da yapılacak büyük eczacılık mitingine hazırlanmıştık. Bartın’daki elim maden kazası ile erteleme kararı alınan mitingimizin yeni tarihi 27 Kasım Pazar olarak belirlenmiştir. Daha büyük coşkuyla, daha fazla meslektaşımızın katılımıyla düzenleyeceğimiz mitingimizi yapmak için hazırlıklarımıza devam ediyoruz.”
DİJİTAL “GELECEĞİN ECZANESİ” TÜRKİYE’DE İLK KEZ TANITILDI
Geleceğin E Hali Düzenleme Kurulu Üyesi Ecz. Neylan Zırhlıoğlu, “Havandan Dijitale mottosu ile yola çıktığımız bu büyük buluşmada eczacılığın geçirdiği evreleri ve gelecekte kutsal mesleğimizde bizleri nelerin beklediğini az da olsa meslektaşlarımıza yaşatmak arzusundayız. Ara kuşak eczacılar olarak geleneksel günümüz ve ileriki yıllardaki eczacılık anlayışlarını harmanlayarak belki de geleceğe ışık tutabilmek adına büyük bir misyonumuz olduğunu düşünüyorum. Bizler mesleğe ilk başladığımız yıllardaki eczacılık uygulamaları ile bugunkü eczacılık arasındaki büyük değişim ve gelişimin tanıklarıyız.” diye konuştu.
“Gelecek çok hızlı gelmekte, eskiden yeni teknolojik gelişmelerin gerçekleşmesi yıllar alırken, şimdi uyuyup uyanıyoruz ve yeniliklerle karşılaşıyoruz.” diyen Zırhlıoğlu, şunları söyledi:
Hayatın gerisinde kalmamak için, her an kendimizi güncel tutmak durumundayız. Her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizde de dönüşüm kaçınılmaz. Sağlıkta dönüşüme, değişen tüketici alışkanlıklarına ve teknolojiye paralel olarak eczanelerimiz de şekillenmekte ve şekillenmeye devam edecek. Günümüz Türkiye’sinde 3-4 bilgisayarın bile yetmediği eczanelerimizde, teknolojinin insan sağlığı için sonsuz kullanılabileceği imkanlara yer vereceğimiz gibi sağlık danışmanlığımızın öneminin asla azalmayacağı hatta artacağı bilinci ile eczanelerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Mesleki sembolümüz olan havan, eczacının ilaç yapımında kullandığı en önemli yardımcısı, olmazsa olmazıdır. Ancak günümüzde teknolojik gelişmeleri de eczane işletmelerimizde kullanmak gerekliliği kaçınılmazdır. Bu nedenle kurguladığımız eczane modelinde geçmişimize sahip çıkarak geleceğin eczanesinde, tüm meslektaşlarımızın bu dönüşümü deneyimlemesini hedefledik. Eczanemizi iki bölümde kurguladık. İlk bölümde oluşturduğumuz önceki yıllarda kullanılan eczane modelimizi, kısa bir süre önce kaybettiğimiz, geçmiş dönem İEO başkanlarımızdan Ecz. Melih Ziya Sezer’e ithaf ederek kendisini saygı ile anıyoruz.”
Ecz. Neylan Zırhlıoğlu, kongrede yoğun ilgi gören Geleceğin Eczanesini nasıl kurguladıklarını da şu şekilde açıkladı:
“360 derece vıdeomapping, anaformik video tasarımlar, özel ses ve görsel efektler kullanarak yarattığımız geleceğin eczanesi tasarımı ile Türkiye’de ilk kez planlanmış olan dijital eczanemiz, Eczane Pharmetic ile karşınızda olduk. Eczanemizde dijital teknolojinin tüm imkanları kullanılarak tüketicilerimizin daha kolay eczacı danışmanlığı almaları sağlanmaktadır, böylece tüketicilerimize hastalarımıza internet ve sosyal medyadan yanlış bilgiler almak yerine eczacı danışmanlığında daha doğru, daha kolay bilgiye ulaşmaları imkanını sağlamış olduk. Her zaman her konuda öncü olan Derneğimiz, eminim ki yeni model eczane tasarımı ile de eczacılık camiamıza farklı bir bakış açısı getirecek, yeni ufuklar açacaktır.”
İTHAL İLAÇLARA ERİŞİMDE SIKINTILAR VAR
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Saymanı Ecz. Ümit Ferzan Özgörür, “İlaç Fiyat Kararnamesi diğer bir adıyla, Beşeri Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar ve Tebliğ, Türkiye’de orijinal ve jenerik ilaçların fiyatlarının belirlenmesindeki yöntemi açıklayan, eczacı ve depocu kar oranlarını belirleyen kararnamedir. İlk olarak 1984 yılında yayınlanan bu kararname ile eczacı kar oranı sabit %25 olarak belirlenmiş, daha sonra 2001 yılında yapılan değişiklik ile birlikte bu oran yerli ilaçlar için %25’te kalırken ithal ilaçlar için %20’ye çekilmiştir. 2009 yılındaki İlaç Fiyat Kararnamesi sonrası ise eczacı kar oranları şu şekilde belirlenmiştir; 0-100 TL arası %25, 100-200 TL arası %16, 200 TL üzeri %12. İlaç Fiyat Kararnamesinde son olarak geçen hafta yapılan değişiklik ile, ilaç firmalarının depoya satış fiyatı üzerinden KDV hariç eczacı kar oranları ise; 0-200 TL arası %28, 200-400 TL arası %18, 400 TL üzeri %13 olarak düzenlenmiştir.” dedi
14 Şubat 2004 tarihinden itibaren uygulanan referans fiyat uygulaması ile her yıl Avrupa Birliği ülkeleri arasında bakanlıkça belirlenen 5 ülkedeki (Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz) ürün fiyatları referans alınarak Avrupa’daki en ucuz ilaç fiyatı Euro kuru üzerinden tespit edildiğini belirten Özgörür, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlaç Fiyat Kararnamesi’nde 2004 yılında güncel Euro kuru 1,63 TL olarak belirlenmiş, temmuz 2022 tarihi itibari ile ise Euro kuru 7,86 TL olarak güncellenmiştir. 2004 yılında belirlenen Euro kuru günün koşullarına uygunluk gösterirken mevcut İlaç Fiyat Kararnamesi’nde belirlenen Euro kuru ne yazık ki günümüz şartlarının çok altında kalmaktadır. Bu sebeple ithal ilaçların temininde sıkıntılar yaşanmaktadır. Fiyat kararnamesinin yayınlandığı 2004 yılından geçen hafta yapılan düzenlemeye kadar kademeler arası geçiş rakamları değişmemiştir. Kur ayarlamalarından kaynaklı fiyat değişiklikleri ve yeni ruhsat alan özellikle biyoteknoloji ürünü ilaçlar nedeniyle 4. ve 5. kademe ilaçların sayısı her yıl biraz daha artmış ve eczacı karı günden güne erimiştir. 2002 yılında 113 milyon adet olan reçete sayısı günümüzde 400 milyon adedi aşmış ve eczanelerin iş yükü %200’den fazla artmıştır. Bu dönemde eczaneler çalışan sayısını en az 2 katına çıkartmış, sundukları hizmeti sürdürebilmek amacıyla işletme sermayelerini artırmış ve ciddi bir finansal yükün altına girmişlerdir. Eczane gelirlerini olumsuz etkileyen bir başka faktör ise kararname gereği veya SGK tarafından uygulanan kamu kurum iskontosu düzenlemelerinden kaynaklı fiyat düşüşlerinden oluşan zararlardır. Eczanelerin bu zararları firmalar tarafından karşılanmamaktadır. Ayrıca kararname gereği yapılan fiyat güncellemelerinin yılda bir defa uygulanıyor olması değişiklik öncesi çoğu firmanın kısıtlı ürün sevkiyatı nedeniyle hastaların ilaca erişiminde ve eczane ekonomilerinde sorun yaratan çok önemli başka bir etkendir. Bu sorunun kalıcı çözümü için 4. ve 5. kademe ilaçlara uygulanan eczacı kar oranlarının artırılması ve İlaç Fiyat Kararnamesi’ndeki kademelerin öncelikle günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi ve her yıl periyodik olarak enflasyon oranında güncellenmesi gerekmektedir.