Diş eti hastalıkları ile ilgili çalışmalar yürüten Harvard Üniversitesi Forsyth Dental Enstitü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, İstanbul Atlas Üniversitesi’nde akademisyen ve öğrencilerle bir araya geldi. “Diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklar” olarak tanımlanan periodontal hastalıkların dünyada en yaygın 6 hastalıktan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Kantarcı, son yıllardaki araştırmalara göre ABD’de erişkinlerin yüzde 50’sinden fazlasının periodontal hastalıkların bir türüne sahip olduğunu söyledi. Çözülmeyen iltihapların birçok organı etkilediğini belirten Prof. Dr. Kantarcı, son yıllarda yürütülen çalışmaların periodontal hastalıklarla Alzheimer ve Parkinson arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardığını kaydetti. Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, yaşam şeklinin düzenlenmesiyle beraber iltihabın çok rahat kontrol edilebileceğini, bunun da yaşam süresini uzatacağını vurguladı.
İstanbul Atlas Üniversitesi Dr. Ralph A. DeFronzo Oditoryumu’nda “Diş Hekimliğinde Periodontal Hastalıklar ve İmmünoloji” başlıklı bir konferans veren Harvard Üniversitesi Forsyth Dental Enstitü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, diş eti hastalıklarının bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin yanı sıra son yıllarda bu alanda yapılan çalışmaları anlattı.
Prof. Dr. Bülent Katiboğlu: “Harvard’da bizi temsil ediyor, gurur duyuyoruz”
İstanbul Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Katiboğlu, konferansın açılışında Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı’nın şu anda ülkemizi Harvard’da temsil ettiğini belirterek kendisiyle gurur duyduklarını söyledi. Prof. Dr. Bülent Katiboğlu, Prof. Dr. Kantarcı’nın alanındaki çalışmalarıyla geleceğin diş hekimlerine örnek olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı: “Dünyada en yaygın 6 hastalıktan biri”
Ana çalışma alanı iltihapsal hastalıklar ve bunların etki mekanizmaları olan Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, diş eti sağlığının bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalardan örnekler verdi.
“Diş eti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklar” olarak tanımlanan periodontal hastalıkların dünyada en yaygın 6 hastalıktan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Periodontal hastalık insanoğlunu en çok etkileyen hastalıklardan biri. Dünyada ABD için geçerli rakamlar ülkemizde de farklı değil. Son yıllardaki araştırmalara göre ABD’de erişkinlerin yüzde 50’sinden fazlası periodontal hastalıkların bir türüne sahip. Periodontal hastalıklar sonucunda dişler kaybediliyor” dedi.
Bu hastalık diğer organları da etkiliyor
Periodontal hastalıkların sadece ağızda kalmadığını, başka organları da etkileyebildiğini belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Periodontal hastalığın ilerlemesi durumunda sadece ağızda kalması söz konusu değil. Bu hastalığın büyük bir enflamatuvar ve büyük bir mikrobiyolojik yükle beraber vücudun diğer organlarını etkilemesi mümkün. Bizim için en önemli şey şu: Bu hastalık vücutta başka hastalıkları nasıl tetikleyebilir, hangi mekanizmaları etkileyebilir? Periodontal hastalık başka hastalıklardan nasıl etkilenir? Neden bunlar önemli? Çünkü böyle bir hastanın ağzında diş çekip yerine implant koymaya kalktığınızda bu bölgeyi tedavi edeceksiniz” dedi.
Sigara kullanımı önemli bir etken
Periodontal hastalıklarda dişin tutulamaması halinde dişin çekildiğini ve yerine implant yapıldığını belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, periodontal hastalıkları ortaya çıkaran etkenlerden birinin sigara kullanımı olduğunu söyledi.
Çözülmeyen iltihap son derece tehlikeli
Bakterilerle immünolojik sistem arasında dinamik bir ilişki olduğunu belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Eski tekniklerde iltihap statik bir yapıydı. Akut bir iltihap gelişir, tedavi ederiz ve kurtuluruz. Halbuki bugün biliyoruz ki; kronik ve çözülemeyen iltihap aslında son derece tehlikeli ve başka hastalıkların da esas yapısını oluşturabiliyor. Bunların içerisine kardiyo vasküler hastalıklar giriyor, diyabet, romatoid artrit ve periodontal hastalıklar giriyor. Buradaki dengeyi bozan iltihabın çözülmemesi. Bu çözülmeyen iltihap bir süre sonra kronik hastalığa dönüşüyor” dedi.
Alzheimer ve periodontal hastalık ilişkisi
Alzheimer hastalığı ile ilgili yapılan çalışmalardan örnekler sunan Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, Alzheimer hastalığında amiloid plaklarının nörodejenerasyon yolu açması sırasında özellikle periferal enfeksiyonun son derece önemli rol oynadığının ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, laboratuvarda kendi yaptığı çalışmalardan bahsederek “Sadece periodontal hastalığın olması hayvan modellerinde kısa dönemde de olsa riski artırıyor” dedi.
Tayvan’da 16 yıl boyunca yapılan bir araştırma sonuçlarından örnekler veren Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, buradaki verilere karşılaştırmalı olarak baktıklarında Alzheimer ve demans gibi nörodejeneratif hastalıklarla periodontal hastalıklar arasında ilişkinin de gözlemlendiğini ifade etti. Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Bir milyon hastayı takip ediyorlar. Burada pek çok soru kendi içlerinde karşılaştırarak soruluyor. Başlangıçta demansı olan kişinin periodontal hastalık geliştirme riski iki katı çıkmış. Bu Alzheimer için de yaklaşık 1,5 kat. Bu sistemik hastalıkların periodontal hastalıklar arasındaki ilişkisini gösteriyor” dedi.
Parkinson hastalığı da periodontal hastalıkla ilişkilendiriliyor
Periodontal hastalıklarla Parkinson hastalığını ilişkilendiren çalışmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Bu çalışmalar devam ediyor ancak bunun üç önemli sonucu var: Birincisi Parkinson hastalığı da tıpkı Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif bir hastalık olarak periodontal hastalıkla ilişkilendiriliyor. İkincisi iltihabı artırıyor ve üçüncüsü tükürükte sistematik olarak bazı Parkinson belirteçlerini saptayabiliyoruz” dedi.
Yaşam şekliyle iltihabın kontrol edilmesi mümkün
Sağlıklı bir yaşam sürmenin iltihabın kontrol edilmesinde önemli bir etken olduğunu belirten Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı, “Hastalık ile hastalık arasındaki ilişki ak kara dengesi gibi. Burada dinamik bir dengenin bozulması söz konusu. Yaşam biçimleri, egzersiz ve diyet çok önemli. Bunlar vücutta birtakım mediyatörleri artırarak moleküllerin artırılmasını sağlayarak sadece sağlıklı olmanızı sağlamıyor aynı zamanda iltihabı çok rahat kontrol etmenizi sağlıyor ve yaşam sürenizi uzatıyor. Bunları yapmazsak yaşlanma, epigenetik modifikasyonlar, sistemik hastalıklar gibi risklerin ortaya çıkması kolaylaşıyor” dedi.