Kamuda diş tedavisinde yaşanan aksamaları ve dişhekimlerinin hizmet verirken yaşadığı zorluklar hakkında Evrensel Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan TDB Genel Başkanı A.Tarık İşmen; ‘Pandemide diş muayeneleri 15 dakikaya düşürüldü. Şimdi ne hastalar randevu bulabiliyor ne hekimler bu kısıtlı sürede hizmet sunabiliyor’ açıklamasında bulundu.
Açıklamasında birbiri ardına açılan dişhekimliği fakülteleri sorununa da değinen İşmen, şu anda dişhekimliğiyle ilgili en büyük tehlikelerden bir tanesinin kontrolsüz açılan fakülteler ve bu fakültelerde verilen eğitimin kalitesi olduğunun altını çizdi.
***
HASTA RANDEVU BULAMIYOR, DİŞ HEKİMLERİ HİZMET VEREMİYOR
Pandemide diş muayeneleri 15 dakikaya düşürüldü. Şimdi ne hastalar randevu bulabiliyor ne hekimler bu kısıtlı sürede hizmet sunabiliyor.
Pandemi ile diş hekimleri filyasyon ekiplerinde görevlendirildi, bu süreçte acil olmayan diş tedavileri durduruldu. Bugün bir hastanın diş randevusu bulması oldukça zor. Merkezi hekim randevu sistemi (MHRS) 15 günden sonraya randevu vermiyor, diş randevularının süresi ise 15 dakikaya indirildi. Diş tedavisinde yaşanan aksamaları ve hekimlerin hizmet verirken yaşadığı zorlukları Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı A. Tarık İşmen ile konuştuk. Pandemide diş hekimleri açısından yaşanan sorunun iki boyutlu olduğunu ifade eden İşmen, bunlardan ilkinin diş hekimlerinin görev başında yaşadığı sorunları, diğerinin ise diş tedavisinde yaşanan aksama olduğunu söyledi.
“DİŞ HEKİMLERİ KORUMASIZ SAHAYA SÜRÜLDÜ”
Diş hekimlerinin filyasyon çalışmaları sırasında yaşadığı zorlukları anlatan İşmen, “Diş hekimleri direkt pandeminin başında, ne olduğu, nasıl yayıldığı belli olmayan bir hastalığın tespitinde görevlendirildi. Genel açıdan baktığımızda diş hekimleri de sağlık hizmetinin bir parçasıdır. Bu görevlerin yapılmasından yana bir sıkıntı söz konusu değil. Ancak bu görevlendirme yapılırken gerekli şartların sağlanmamasından kaynaklı meslektaşlarımız çok büyük sıkıntılar yaşadı” dedi.
Diş hekimlerinin pandeminin başında korumasız, araçsız, yeterince donatılmadan sahaya sürülmesini eleştiren İşmen, “Gece gündüz arkadaşlarımız hem filyasyon yaptılar hem de filyasyon bilgilerinin data girişlerini yapmak zorunda kaldılar. Çünkü yeterli altyapı yoktu. Filyasyon görevinde beslenmeyle, korunma ekipmanıyla, tuvaletle ilgili ciddi sıkıntılar yaşadılar. Başta korunma ekipmanlarına ulaşamadılar. Daha sonra ekipmanlar yavaş yavaş verildi. Sahada zaman zaman hastaların tepkisiyle karşılaştılar. Bu tepkilerden bazıları neden ilaç verilemediği, neden hastalığın önlenemediği gibi sorulardı” dedi.
PANDEMİDE 25 MİLYON KİŞİ DİŞ SAĞLIĞINI ÖTELEDİ
Diş hekimlerinin filyasyonda görevlendirilmesi nedeniyle pandemide kamusal diş tedavisinin aksadığını söyleyen İşmen, “Ağız ve dış sağlığı merkezlerinden (ADSM), kamudan hizmet almak isteyenlerin hizmete ulaşımı neredeyse durdu. Sadece çok acil vakalara bakılabildi. ADSM’leri kullanan 25-30 milyonluk nüfus bu hizmeti tamamen ötelemek zorunda kaldı. Bu da ağız ve diş sağlığında büyük sıkıntılara yol açtı” dedi.
Diş ve diş eti hastalıklarının başka altı hastalıkla birlikte anıldığını ifade eden İşmen, ilişkili başka hastalıkların önlenmesi için de diş ve diş eti hastalıklarının önemsenmesi gerektiğini söyledi. Sağlık sisteminde koruyucu hekimlik uygulamasının kalmadığını ifade eden İşmen, “Koruyucu hekimlikte önemli olan hastalanmadan iyilik halinin devamıdır. Yurt dışında basit çürükler, basit tedavi yöntemleriyle yok ediliyor. Çürüğe yatkınlığı fazla olanlar yılda 3-4 kez çağrılıp koruyucu materyal uygulaması yapılıyor” dedi.
“HER GELENE PORSELEN YAPILIYOR”
Diş çürümesine daha az yatkın olanların ise yılda bir defa hekim kontrolünden geçtiğini söyleyen İşmen, “Bizde anlamsız bir şekilde herkesin dişi kesiliyor ve porselen kaplanıyor. Bunun sebebi sağlıkta dönüşüm ve performans uygulaması. Performans girdisi için her gelen hastanın dişi kesilip kaplama yapılıyor. Kamu, koruyucu hekimliğe yönelmeli” çağrısında bulundu. İşmen, diş tedavisinin de çok pahalı olduğunu söyleyerek bunun finansmanının da devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.
“DİŞ HEKİMİ 15 DAKİKADA HİZMET VEREMEZ”
Kamuya bağlı diş hastanelerinde büyük yığılma olduğu için randevu alınamadığına dikkat çeken İşmen “132 tane ADSM var. Bunlara bağlı polikinliklerle 150 civarında kamunun hizmet sunduğu odak var. 12 bin diş hekimi var. MHRS’den neredeyse 15 dakikada bir randevu veriliyor. Hasta randevu alamıyor, diş hekimi 15 dakikada hizmet veremiyor” dedi.
Dünya Diş Hekimleri Birliğinin kriterlerine göre dolgu işleminin 30-40 dakika arası sürdüğünü söyleyen İşmen, “Her tedavinin bir süresi var ancak bu süreler 15 dakikaya uymuyor. Bu nedenle kimse hizmet alamadan geri dönüyor. Bir sonraki randevu 3-5 ay sonra oluyor. Dişiniz çürükse, tedavi gecikirse geçen sürede o dişi de zaten kaybediyorsunuz” dedi.
KAMU HİZMETİ YETERLİ DEĞİL
Ülkede diş hekimi sayısının yeterli olduğunu söyleyen İşmen, ancak kamuda görevli hekim sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekti: “Kamuda yeterince diş hekimi olup olmaması bir sağlık sistemi tercihi. Eğer siz hizmetinizi sadece kamu üzerinden kuracaksanız yetmez. Avrupa standartlarına göre 2 bin kişiye bir diş hekimi düşmesi gerekiyor. Biz bu sayıyı kamu, özel ve fakültelerdeki diş hekimi sayısıyla yakalamış durumdayız. Ama halkın hizmete ulaşımı noktasında ciddi sorun var. Bu, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan birinin pahalı bir hizmeti almaya ayıracak bütçesinin olmamasından kaynaklanıyor. Asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışanlardan pahalı bir hizmete para vermelerini bekleyemeyiz. Bu da kamuda yığılmaya sebep olur. Devlet bu ayrımı iyi yapmalı” değerlendirmesinde bulundu.
“YETKİN KADROLARIN OLMADIĞI ONLARCA FAKÜLTE VAR”
Birbiri ardına açılan diş hekimliği fakültelerinde nitelikli kadro sorunu yaşandığını da söyleyen İşmen, “Şu anda diş hekimliğiyle ilgili önümüzdeki en büyük tehlikelerden bir tanesi kontrolsüz açılan fakülteler. Fakültelerde eğitim kalitesi çok düşmüş durumda. Yeterli ve yetkin akademik kadrolar olmadan açılan fakültelerden genç meslektaşlarımız mezun ediliyor. Özellikle 2020-21 mezunları pandemi sebebiyle yeterli eğitim alamadı. Bu ne yazık ki uzaktan eğitimle yapılabilecek ya da yerine konabilecek bir eğitim değil. Diş hekimliği daha çok dokunsal, girişimsel işlemlerin yapıldığı bir meslek alanı. Bu yüzden özellikle şu anda fakülteye girmiş, girecek olan genç meslektaşlarımı çok ciddi sıkıntılar bekliyor. Yetkin kadroların olmadığı onlarca fakülte var. Bu fakültelerden mezun olan genç meslektaşlarım meslek hayatlarında büyük sıkıntılar yaşayacaklar” dedi.
Özlem Songül Abayoğlu- İstanbul / Evrensel