Durumu kritik olan Corona hastalarında hangi koşullarda suni solunum cihazı kullanımına başvurulması gerektiği yeniden değerlendiriliyor. Hatta uzmanlar bazı ağır vakalarda, ventilatör olarak da bilinen suni solunum cihazlarına başvurulmayabileceğini de gündeme getiriyor. Salgının ilk safhalarında hastanelerin yoğun bakım üniteleri entübe edilmiş hastalarla doluyken, doktorlar şimdi tedavi sürecinde başka seçenekleri inceliyor.
VOA: Hastaların mekanik yoldan soluk almasını sağlayan suni solunum cihazları, dünya genelinde 183 bin kişinin ölümüne yol açan Corona virüsüyle mücadelede doktorların elindeki en etkili silahlardan biri haline geldi. Virüsün Şubat ayında küresel çapta yayılmaya başlaması ve hastanelerin suni solunum cihazı sayısının yeterli olmadığını gündeme getirmesiyle birlikte birçok hükümet, bu cihazları üretmek ya da ithal etmek için adeta birbiriyle yarıştı.
Almanya, 10 bin adet suni solunum cihazı sipariş etti. İngiltere’den Uruguay’a mühendisler otomobil, elektrikli süpürge, hatta otomobillerin cam sileceği motorlarını temel alan modeller geliştirmeye başladı. Otomotiv devleri General Motors ve Ford Motor’u solunum cihazı üretimine geçmeye çağıran Trump Yönetimi, yaklaşık 190 bin cihaz için 2 milyar 900 milyon dolar harcıyor. Hatta Trump, Amerika’yı ”Suni solunum cihazı kralı” ilan etti. Siparişlerin yıl sonuna kadar hazır olması bekleniyor.
Ancak doktorlar, Corona virüsünün insan bedeni üzerinde ne gibi etkileri olduğunu daha iyi anladıkça, suni solunum cihazlarına daha az başvurmaya başladı.
Çin, İtalya, İspanya, Almanya ve Amerika’dan Corona hastalarının tedavisinde tecrübeye sahip 30 doktor ve sağlık görevlisiyle görüşen Reuters haber ajansı, hazırladığı özel haberde, görüş aldığı hemen hemen tüm uzmanların ventilatörlerin insan hayatını kurtarmada kritik öneme sahip olduğunu söylediğini kaydediyor.
Ancak bununla birlikte birçok uzman, hastanın soluk borusuna hortum yerleştirilerek bağlanan mekanik solunum cihazlarına çok erken ya da çok sık başvurulmasının veya hasta yoğunluğunun çok olduğu hastanelerde yeterli eğitimi olmayan sağlık personeli tarafından kullanılmasının risklerine dikkat çekiyor.
“Entübesiz daha iyi sonuç alıyoruz”
Çoğu suni solunum şeklinde, akciğerlere oksijen ulaştırmak için hastaya maske takılıyor. Ancak doktorların asıl endişesi, hastanın ağzından solunum yoluna boru yerleştirilerek yani hasta entübe edilerek uygulanan mekanik solunum yöntemi. Bunun için hastaların ağır sedasyon altına alınması, yerleştirilen borunun vücuttan atılması refleksini ortadan kaldırmak için solunum kaslarının ilaçla felç edilmesi gerekiyor.
Hipoksi görülen yani dokularındaki oksijen miktarı azalan hastalar entübe ediliyor ve iki ya da üç hafta boyunca ventilatöre bağlanıyor. Reuters’ın görüştüğü doktorlara göre bu hastaların hayatta kalma olasılığı en iyi ihtimalle yüzde 50. Bu tablo hala değişim gösterse de, en azından pandeminin ilk dönemlerinde entübe edilen hastalar arasındaki ölüm oranının, bakteriyel zatürre ya da akciğer sönmesi nedeniyle entübe edilen hastalar arasındaki ölüm oranına kıyasla daha yüksek olduğu gözleniyor.
Doktorlar, bunun ventilatörlerin ölümü hızlandırdığının kanıtı olmadığını, entübasyon ve ölüm oranları arasındaki ilişki üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.
Tıp dergisi Lancet’te Şubat ayında yayınlanan bir çalışmaya göre, Çin’de pandeminin başladığı Wuhan’da yoğun bakım ünitelerinde entübe edilen hastaların yüzde 86’sı hayatını kaybetti.
Çalışmaya göre, ağır solunum güçlüğü olan hastaların normal koşullar altında hayatta kalma oranı yüzde 50. İngiltere’de yapılan bir araştırma, mekanik ventilatöre bağlanan Corona hastalarının üçte ikisinin, New York’ta yapılan bir başka araştırmaysa mekanik ventilasyon uygulanan 320 Corona hastasının yüzde 88’inin hayatını kaybettiğini gösteriyor.
Almanya’nın Moers kentindeki Berthanien Hastanesi akciğer kliniğinde tedavi altına alınan 48 yaşındaki Corona hastası Andre Bergmann’ın doktorları, mekanik ventilatör kullanmak yerine Bergmann’a morfin verip oksijen maskesi takarak tedaviyi sürdürmüş.
Akciğer hastalıkları uzmanı Thomas Voshaar, Corona enfeksiyonlu hastaların entübe edilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Bunun nedeni, mekanik solunumun ve ventilatörlerin hastaların akciğerlerinde hasara neden olma riski.
Reuters’a konuşan doktorlar, durumu aniden kötüleşen hastalarda suni solunum cihazlarının hayat kurtarıcı olabileceği konusunda görüş birliği içinde. Bu durum, özellikle ”sitokin fırtınası” olarak bilinen ve bağışıklık sistemleri aşırı çalışmaya başlayan hastaların bazıları için geçerli.
Amerika’da salgının en yaygın olduğu eyaletlerden Louisiana’nın en büyük hastane sistemi Ochsner Health’den Robert Hart da, ilk başlarda solunum yetmezliği çeken hastaları hızla entübe ettiklerini, ancak zamanla bunu yapmamaya çalışmayı öğrendiklerini söylüyor.
Hastane, mekanik ventilatör yerine oksijen maskesi ya da burun deliklerine yerleştirilen ince tüpler gibi alternatif yöntemlere başvuruyor. Hatta Dr. Hart, bu şekilde daha iyi sonuç aldıklarını söylüyor.
“Virüs akciğerleri akıl almaz ölçüde değiştiriyor”
Başka doktorlar da benzer bir tablo çiziyor.
Wuhan’daki Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi bünyesindeki Tongji Hastanesi’nden doktorlar, salgının ilk döneminde entübasyona çok daha çabuk başvurduklarını, ancak bazı hastaların bu işlemden sonra iyileşme göstermediğini söylüyor.
Çinli doktorlara göre Corona virüsü, akciğerleri ”akıl almaz ölçüde” değiştiriyor.
“Yanı başınızdaki dükkana Ferrari ile gitmeye benziyor”
Almanya’da Göttingen Üniversitesi Hastanesi’nde Anestezi ve Yoğun Bakım Bölümü öğretim üyesi olan ve ventilatör alanında uzman olarak bilinen Luciano Gattinomi, ventilatörlerin Corona hastalarında nasıl kullanılması gerektiğini sorgulayan ilk uzmanlardan biriydi. Reuters’a konuşan uzman, ”İlk bilgisayarlı tomografi görüntülerine baktığımda bunun 40 yıldır yaptığımız ve gördüğümüzle yakından uzaktan ilgisi olmadığını anladım” diyor.
Luciano Gattinoni ve diğer İtalyan uzmanlar, 30 Mart’ta Amerikan Toraks Derneği tarafından yayınlanan makalede, Corona virüsünün ”tipik” solunum sorunlarına yol açmadığını yazıyor. Makaleye göre Coronalı hastaların akciğerleri, akut solunum güçlüğü sendromlu hastalarının akciğerlerine göre daha esnek ve daha iyi çalışıyor. Gattinoni, bu nedenle, mekanik ventilasyonun uzmanların alışık olduğundan daha düşük basınçla uygulanması gerektiğini belirtiyor.
Bazı Coronalı hastaların, standart akut solunum güçlüğü sendromu hastaları gibi ventilasyona tabi tutmanın doğru olmadığını söyleyen uzman, ”Bu durum, yanıbaşınızdaki dükkana Ferrari ile gitmeye benziyor. Gaza basıp dükkanın camlarını indiriyorsunuz” diyor.
Salgının Mart ayı ortalarında patlak verdiği İspanya’daysa çok sayıda hasta, suni solunum cihazlarına bağlanmıştı. İspanyol doktor Delia Torres, akciğer röntgenleri ve diğer test sonuçlarının uzmanları ”korkuttuğunu,” şimdiyse sadece röntgen ve testler yerine hastanın genel durumuna odaklandıklarını söylüyor. Artık daha az sayıda hastayı entübe ettiklerini belirten Torres, “Hasta ventilatör olmadan iyileşebiliyorsa, o zaman kullanmaya da gerek yok” diyor.
Suni solunum cihazları: ”Demir akciğerler”
İlk kez 1920 ve 30’lu yıllarda kullanılmaya başlanan ve ”demir akciğerler” olarak adlandırılan suni solunum cihazları, oksijen ve diğer gaz karışımlarını akciğerlere pompalıyor.
Bu cihazların hastaya soluk aldırmanın yanısıra verdirmeye de yarayacak şekilde ayarlanması mümkün. Bu durumda cihaz, akciğerlerin çalışmadığı durumlarda hastanın tüm solunum sisteminin işlevini üstleniyor. Böylece hastaya enfeksiyonla mücadele etmesi için zaman kazandırılıyor.
İsrailli doktor Yoram Weiss, bazı hastaların soluk alıp verecek gücü kaybettiği zaman suni solunuma ihtiyacı olduğunun altını çiziyor.
Oksijen maskesinde aerosol tehlikesi
Oksijen maskesi gibi daha basit solunum yöntemlerini uygulamak daha kolay. Ancak oksijen maskeleri, aerosol olarak bilinen parçacıkların sprey gibi yayılmasına, bu da enfeksiyona yol açabilir.
Mekanik ventilatörler, aerosol tehlikesi içermese bile başka riskleri barındırıyor. Entübasyon, hastaların ağır sedasyon altına alınmasını gerektiriyor. Cihazdan ayrılan hastanın iyileşmesiyse daha uzun sürüyor. Bu hastalar aynı zamanda kalıcı akciğer hasarıyla da karşı karşıya kalabiliyor.
Çoğu ülkede Corona vaka sayılarının zirveyi görüp sabit bir çizgiye gelmesiyle birlikte doktorların hastalığın tedavi sürecinde başka alternatifleri değerlendirme imkanı doğuyor.
Alman akciğer hastalıkları uzmanı Thomas Voshaar, bazı uzmanların Corona virüsünün neden olduğu akciğer sorunlarına zatürrenin diğer türleri gibi yaklaştığını söylüyor.
Sağlıklı bir kişide, kandaki hemoglobinin ne kadar oksijen taşıdığını gösteren oksijen doygunluğu ölçüsü, yüzde 96 civarında. Dr. Voshaar, doktorların bu oranın düştüğünü gördüğünde yani hipoksi tablosu oluştuğunu düşündüğünde aşırı tepki verip hemen entübasyona başvurduğunu söylüyor.
Voshaar, ”Biz akciğer uzmanları bu tabloyla her zaman karşılaşırız. Kandaki oksijen oranının yüzde 80’e düştüğünü görürüz ve yine de hiçbir şey yapmayız. Hastayı kendi haline bırakırız. Hasta kendini iyi hissetmez, ama yemek yiyip su içebilir, yatağının kenarına oturabilir” diyor.
Doktorlar, hastanın entübe edilmesi öncesinde karar verme sürecinde başka tetkiklerin de yardımcı olabileceğini söylüyor. Voshaar, hastanın ne kadar hızlı soluk alıp verdiğine ve nabzına bakılabileceğini belirtiyor.
Hastalar neden yüzüstü yatırılıyor?
New York’taki bazı doktorlar, ”mutlu hipoksikler” olarak bilinen, kanlarındaki oksijen miktarı kritik derecede düşmüş olsa bile zihinsel bulanıklık yaşamayan, konuşup gülebilen hastaları nasıl tedavi edebilecekleri meselesini ele alıyor.
Bu doktorlar, hastaları hemen entübe etmek yerine oksijen miktarını arttırmak için başka yöntemlere başvurmanın yollarını arıyor. Bu yöntemlerden biri, hastayı yüzüstü yatırmak.
New York’taki Story Brook Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Dr. Scott Weingart, ”Hastalar eğer yatakta sadece tek pozisyonda yatarsa bu durum, kandaki oksijen doygunluğunun azalmasına yol açıyor, kanlarındaki oksijeni kaybediyorlar” diyor.
Yüzüstü yatan hastanın akciğerlerindeki sıvı öne doğru akıyor. Arka kısmı serbest kalan akciğerlere genişlemesi için daha çok yer açılmış oluyor.
Dr. Weingart, kanındaki oksijen seviyesi düşük hastaların zihinsel bulanıklık yaşaması, bu hastalarda sitokin fırtınasının ya da gerçekten nefes almakta zorlanmanın baş göstermesi durumunda entübasyon tavsiyesinde bulunuyor.
Yeni cihazların kalitesi ve personelin deneyimi sorgulanıyor
Amerika ve başka birçok ülke, sahip oldukları ventilatör sayısını arttırmak için birbiriyle yarışırken bazı doktorlar, hızla imal edilen bazı cihazların çok da işe yaramayabileceği kaygısı yaşıyor.
İspanya’da doktorlar yerel yönetimlere, satın alınan ventilatörlerin yoğun bakım ünitelerinde değil ambulanslarda kullanılmak için tasarlandığı, kalitesiz oldukları yönünde şikayette bulundu. İngiltere’deyse hükümet, daha gelişmiş cihazlara ihtiyaç olduğu için verdiği binlerce ventilatör siparişini iptal etti.
Çok sayıda doktor, yeni üretilen bu cihazların iyi eğitilmiş, deneyimli uzmanlar tarafından kullanılması gerektiğini vurguluyor.
ABD’nin Connecticut eyaletindeki Waterbury Hastanesi’nden akciğer hastalıkları uzmanı David Hill, ”Sadece ventilatör sıkıntısı yok, uzmanlık sıkıntısı var” diyor.
Uzun süre suni solunum cihazına bağlı kalan hastaların bakımı, son derece karmaşık bir süreç. Dr. Hill, Amerika’daki bazı hastanelerin acil durum uzmanı olmayan doktorları webinarlar, hatta kitapçıklarla eğitmeye çalıştığını, bunun kötü sonuçlar doğuracağını söylüyor.