Prof.Dr A.Rasim Küçükusta
Medyada Karatay’ ın “Grip aşısı yaptırmaya gerek yok” sözlerine tıp derneklerinden şiddetli tepkiler gelmesi ve bunlardan birinin başkanının Karatay hakkında suç duyurusunda bulunmasına kadar varan olaylar ve tartışmalar bence çok faydalı oldu.
Benim “aşı meftunları” olarak tanımladığım grup “tehditle, korkutmayla, suç duyurusuyla, sert açıklamalarla” haklı çıkacağını zannederek büyük bir yanlış yapıyor ve modern tıbbın halk nezdinde zaten yerlerde sürünen itibarının daha da azalmasına hizmet ediyor.
Ben bu aşı meftunluğunu, çocuklarının annesi kadını bıçaklayarak öldüren adamın hıçkırarak “Abi onu çok seviyordum” sözleriyle dile getirdiği “melankoliye” benzetiyorum.
Bizim aşı meftunlarının yaptıklarının da çok sevdikleri kadını bıçaklayan gözleri kör aşığın aşığın yaptıklarından bir farkı yok.
Doktorlar aşı olmuyorsa halk hiç olmaz
Karatay’ ı “aşı karşıtı” (ne demekse?) olmakla suçlayan zihniyet önce meslekdaşlarını grip aşısı olmaya neden ikna edemediği sorusuna cevap aramalıdır.
Bir göğüs hastalıkları hastanesinde yapılan araştırmada doktor ve diğer sağlık çalışanlarının sadece yüzde 4.3’ ünün grip aşısı yaptırdıkları ortaya çıktı (1).
2012’deki araştırmada sağlık personelinin grip aşısı olma oranının yüzde 14 olduğu dikkate alındığında durumun beş senede nasıl daha da kötüleştiği daha iyi anlaşılacaktır (2).
Bu oranın seneye daha da düşük olması hatta sıfırlanması kuvvetle muhtemeldir.
“Mutlaka aşı olmaları gerektiği bildirilen” doktor ve diğer sağlıkçıların aşıdan bu kadar kaçtıkları bir ülkede halkın bu aşıyı yaptırması hiçbir şekilde mümkün değildir.
Hatta ben grip aşısı taraftarı derneklerin üyeleri arasında grip aşısı yaptırma oranının genel eğilimden hiç de farklı olmadığına inanıyorum; keşke biri çıksa da bir de bunu araştırsa!
Grip aşısının 70 senelik geçmişi var
Grip aşısı ilk defa USA’ da 1946’ da askeri personelde kullanılmaya başlandı ve bir sene sonra da siviller için onay aldı (3).
1960’ da Sağlık Bakanı Leroy E. Burney gebe kadınlar, kronik hastalığı olanlar ve 65 yaşın üzerinde olan yüksek riskli grupların aşı olmalarını tavsiye etti (4).
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC de grip aşısını 1981’ den beri sağlık personeli için tavsiye etmekte beraber bu uygulama gribin risklerini en iyi bilmesi gereken camiada hiçbir zaman benimsenmedi.
Grip aşısının zorunlu tutulduğu ülkelerde yüksek aşılanma oranları bildirilse de oran birçok memlekette yüzde 10’ un bile altında kaldı (5, 6, 7).
Dünyanın en büyük korkutma kampanyalarının düzenlendiği domuz gribi salgınında bile sağlık personelinin en fazla dörtte biri aşı oldu (8).
Hatırlarsanız, tüm dünyaya aşı dayatan Dünya Sağlık Örgütü’ nün (WHO) o zamanki Başkanı M. Chan’ ın salgının en hararetli döneminde aşı yaptırmadığı ortaya çıkmıştı.
Pazarlanan hastalığın pazarlanan aşısı
Tamamen ticari bir mantıkla hazırlanan, genç ve sağlıklı erişkinlerdeki koruyuculuğu bile yüzde 60’ ın altında olan (aslında pratik olarak yüzde 100 olması gerekir!) grip aşılarının bırakın “ille de yaptırılması gerekir” diye dayatılmasını, dilin ucuyla tavsiyesi bile akıl ve mantık dışıdır.
CIDRAP Başkanı Osterholm “2013 model bir arabaya 1930’ lardan kalma karbüratörü koymaya çalışıyoruz” sözleriyle bu gerçeği çok güzel ortaya koyuyor (9).
Çünkü bugünkü ticari aşıların yerine grip mutasyon gösterse bile hem de ömür boyu etki edecek bir aşı geliştirmek mümkün!
Peter Doshi de BMJ’ de grip hastalığı ve grip aşısını çok haklı olarak “Pazarlanan hastalığın pazarlanan aşısı” veciz cümlesiyle şöyle tarif ediyor:
“Grip aşılarının pompalanması günümüzdeki “en saldırgan halk sağlığı politikalarından biridir” (10).
Vergi ödeyenlerin paralarının grip aşılarıyla çarçur ediliyor
İndependent’ te “Bilim adamları hükümeti uyarıyor: Yanıltıcı reklâmı yapılan grip aşıları hakkında gerçekleri söyleyin” başlığı altında yer alan haberden birkaç cümle:
Bilim adamları, İngiltere’ de her sene milyonlarca kişiye yapılan grip aşılarının ‘aşırı derecede pazarlandığını’, ‘reklâmının yapıldığını’ ve mevsimsel hastalığa karşı sağladığı korumanın da ‘abartıldığını’ iddia ediyor.
Her sene 120 milyon paundu milli grip kampanyasına harcayan hükümet, vergi ödeyenlerin parasını çarçur etmekten sorumlu tutulmalıdır”.
Vergi ödeyenlerin paralarının bu aşılara boşu boşuna harcanmasından ilgililer sorumlu tutulmalıdır (11).
Gelelim neticeye
Aşı taraftarlarının tezlerini bilimsel dayanaklarıyla ortaya koymaları gerekirken suç duyurusu, sert bildiri gibi eylemleri haklılıklarının değil iddialarını savunmada aciz olduklarının göstergesidir.
Bu durum insanları aşıya yöneltmez aksine aşıdan kaçırtır.
Aşı dünyasının amacı insanları aşıdan soğutmak değilse bu tür yanlışlardan dönmelidir.
Kaynaklar:
1. http://www.klimikdergisi.org/sayilar/105/buyuk/59-632.pdf
2. https://www.cnnturk.com/2012/saglik/10/15/mutlaka.asi.yaptirin/680587.0/index.html
3. https://www.historyofvaccines.org/content/articles/influenza
4. https://well.blogs.nytimes.com/2012/11/05/reassessing-flu-shots-as-the-season-draws-near/
5. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22643216
6. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16804657
7. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22227045
8. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20600497