W- Alanında farklı işlere imza atmış olan Op.Dr.Oytun İdil ile plastik cerrahi özelinde sohbet edeceğiz.
Dr.Oytun Bey hekimlik kariyeriniz ile birlikte sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
O.İ- Uzmanlığımı 2000 yılında aldım. Dört sene Zonguldak SSK hastanesinde çalıştım ve 2004 yılından itibaren İstanbul’da özel çalışıyorum.
W- Sıra dışı biri olarak görmekteyiz, neden tıp ve neden plastik cerrahi tercihleri?
O.İ.- Doktorluk bence dünyanın en fantastik mesleği;
Hastalıkları tedavi etmek, insan vücudu üzerine çalışmak inanılmaz.
Cerrahi bundan da güzel.
Plastik cerrahiye bir çok cerrahın aksine estetik yapmak için girmedim.
Bir arkadaşımın evinde bir gün VHS kasetten bir korku filmi izledik; The Reanimator 2. Filmde çılgın bir doktor, ölü dokuları canlandıran bir serum buluyor ve kopuk el, parmak gibi dokuları canlandırıyor. Buna bayıldım ben! Bunun gerçek dünyadaki karşılığı plastik cerrahi idi. Kopuk organları mikrocerrahi ile yerine diken (canlandıran) uzmanlar plastik cerrahlar idi. Bu yüzden, replantasyon ve onarım yapmak için plastik cerrahiye girdim. Bana o filmi izleten arkadaşıma minnet borçluyum. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın..
W- Plastik cerrahinin çoğu alanında varsınız bunlar nelerdir ve özel yoğunlaştığınız plastik cerrahi alanları nelerdir?
O.İ- Geçenlerde Bursa’ya gittim ve gitmişken fakültede plastik cerrahi kliniğinde hocalarıma uğradım. Bana istanbul’da neler yaptığımı sordular. O an bir şeyi farkettim! Benim bugün yaptığım tüm ameliyatlar, plastik cerrahların pek yaptığı ameliyatlar değil. Bunları, uzmanlık eğitimim sırasında fakültede de yapmamıştık. Ben o dönem bu ameliyatlara meraklıydım ve fakülte kütüphanesinde tıp dergilerini tarayıp bu ameliyatlar ile ilgili makaleleri topluyordum. Yani o zamandan beri ilgimi çeken bazı ekstrem ameliyatları bugün yapıyorum. Bunlar nedir; Penis büyütme, bişektomi, dil küçültme, adem elması küçültme, bacak implantları ile bacak estetiği, implantla popo estetiği, drooling ameliyatı.. Çok sık yapılan bazı ameliyatları hiç yapmıyorum; mesela burun estetiği.. Bu açılardan, özel çalışan plastik cerrahlar içinde ayrı bir yerde durduğumu söyleyebiliriz.
W- Zor alanlara girdiğinizi biliyoruz en zorlandığınız operasyonlar hangileridir?
O.İ.- Hiç biri, çünkü zaten bilgimin ve becerimin en yüksek olduğu, en hakim olduğum ameliyatları yapıyorum.
W- Türkiye’de ve dünyada gerçekleştirdiğiniz ilk ameliyatlar nelerdir?
O.İ- İlk kez yapılan ameliyatları soruyorsanız mesela bir hastamda bacak inceltme ameliyatı yaptım. Bu, hem ülkemizde hem de dünyada daha önce yapılmamış bir ameliyattı. Bacak inceltme derken çok kalın bacakları olan bir hastada baldır kasının kısmi çıkarılması ile baldır çapının küçültülmesidir. Bu ameliyatın mümkün olduğunu gösterdim. Hastamın bacak çevresi 42 santimden 34 santime düştü, bacak formu bozulmadı. Son derece doğal bir görüntü oldu. Ama bu son derece zor bir ameliyat. Bu yüzden bir daha yapmamaya karar verdim.
W- Vatandaşlarımızın son dönem estetik trendini neler olarak görüyorsunuz?
O.İ.- İnsanımız haberlerde, magazinde trend olarak ne sunulursa balıklama atlıyor. Örneğin gözaltlarına dolgu, yağ enjeksiyonu ile popo büyütme.. Bunlar son derece riskli, çok ciddi komplikasyonlara yol açabilecek ameliyatlar. Bu yüzden ben bunları yapmıyorum. Benim için trendler değil, ameliyatın güvenli olması önemlidir. Örnek vereyim, popoya yağ enjeksiyonunu çok riskli bulduğum için hiç yapmadım. Dünyada ve ülkemizde bu ameliyattan ölen vakalar oldukça ne kadar haklı olduğumu gördüm. Sonunda geçen sene, 2018’de dünya plastik cerrahi derneği yağ enjeksiyonu ile popo büyütme (BBL) hakkında acil bir duyuru yayınlayıp bu ameliyatın ölüm riskinin diğer ameliyatlara göre çok yüksek olduğunu duyurdu. Bu uyarıyı şu linkte görebilirsiniz: https://www.plasticsurgery.org/news/press-releases/plastic-surgery-societies-issue-urgent-warning-about-the-risks-associated-with-brazilian-butt-lifts
Trendlere balıklama atlamamak, iyice araştırıp, güvenli ise yaptırmak lazım.. Şu ara bir BBL (Brasilian butt lift) furyası var. Bu kadar riskli bir uygulamayı nasıl bu kadar sık yaptıklarına hayret ediyorum..
W- Estetik kaygılara karşı yaklaşımınız nasıldır?
Hastalarınıza bu yönde farklı tavsiyeleriniz olmakta mıdır?
O.İ- Ben hastanın ameliyattan fayda göreceğine inanmıyorsam kesinlikle tavsiye etmem. Kliniğimizde geri çevirdiğim hasta sayısı az değildir. Bazen hastalar “Üç doktora daha göründüm, bir tek siz olmaz dediniz” diye şaşırıyorlar. Benim amacım salt para kazanmak değil. İlk amacım, kapımızdan giren hastanın estetik bir sonuçla ve memnun olarak gitmesi. Mesela hasta parası yanında gelmiş, ama çok abartılı bir şey istiyor. Ben sonucun güzel olacağına emin olamamışsam o hastayı kabul etmiyorum. Sonuçta o hasta dışarıda benim ameliyatımın sonucu olan bir görüntü ile dolaşacak. Mutlaka güzel ve doğal görünmeli.
W- Sonuç olarak çıktınız bir estetik değer-ürün, bu konuya yaklaşımınız nasıl? Hastalarınızın beklentisini nasıl yönetiyorsunuz?
O.İ.- Hastalarımı seçiyorum. Mantıklı istekleri olan, iletişim kurabildiğim hastaları kabul ediyorum. Hastalar, onlar için ne kadar çabaladığımı, ne kadar destek olduğumu anladıklarından hiç bir hastam ile aramda bir tatsızlık yaşanmıyor. Bazı hastalar eski doktorlarından bahsediyor. Hastayı doğru dürüst dinlemeden apar topar ameliyata alıp, ameliyattan sonra hiç görmeyen cerrahlar var. Hatta bazı cerrahlar cep numaralarını hastalarına vermiyor. Ben estetik ameliyatın sonucunun iyi olması için 4 koşul olduğunu düşünüyorum;
1- Muayenede hastayı iyice dinleme, isteğini tam olarak anlama
2- Muayenede ameliyat hakkında yeterli bilgi verme, örnek vakaları gösterme..
3- Ameliyatın tekniklere uygun yapılması
4- Ameliyattan sonra hasta ile yakından ilgilenme ve iletişimi kesmeme
Bunların mutlaka titizlikle yapılması gerek. İletişimi kesmemek en önemlisi bence. Benim cep telefonun 2000 den beri aynıdır ve internette her yerde yazılıdır. Hiç bir hasta yıllar geçse bile “Aradım, size ulaşamadım” diyemez. Adımı hatırlıyorsa internetten telefonumu mutlaka bulur.
W- Doğal olarak sanata ilginiz büyük ve sıkı bir heavy metalcisiniz. Bu alandaki tutkunuzu ve hekim-sanat ilişkisinin gerekliliğini paylaşır mısınız?
O.İ.- İlgi alanlarım plastik cerrahide yaptığım ameliyatlar gibi hep sıra dışı oldu. Sinema, çizgi roman, animasyon.. Bilim kurgu, metal müzik… Belki de plastik cerrahinin yaratıcı yönü sebebi ile plastik cerrahiyi seçtim. Bilim kurgu, metal müzik, çizgi roman, sinema, bunlar hep yaratıcılık içeren konular. Diğer yandan kuantum fiziği ve kozmoloji de çok ilgimi çekiyor.
W- Öğrencilik yıllardan gelen bir çizerliğiniz var ve bu konuda profesyonel çalışmalarınız var bize bahseder misiniz?
O.İ- İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde okurken bir çok karikatür dergisinde çizdim. Bunun dışında afiş, tişört deseni, çizgi film, çizgi roman, medikal çizim çalışmalarım da oldu. Şu an da bir çizgi roman üzerine çalışıyorum. Tahminen 2 sene içinde biter.
W- Web tasarımı özel ilgi alanınız, kaç adet web siteniz var bunlarla neyi amaçlamıştınız?
O.İ.- Galiba 8-10 tane web sitem oldu. Bunları hep ben yazıp kodluyorum. 2000 yılından beri kitap okuyup, yapa yapa web tasarımını öğrendim. Bu siteleri hep hastalara işin doğrusunu anlatmak için hazırladım.
W- Paylaşımcı ve şeffaf yönünüz var hatta bir sitenizde hastalarınıza rehber olması için alanınızda kullanılan bazı ilaç ve ürünlere dair detaylı bilgiler vermektesiniz, okuyucularınızın bilgi paylaşımınıza dair geri dönüşleri nasıldır?
O.İ- Çok fazla mesaj ve soru alıyorum. Hastalar genelde şeffaf ve iyisi kötüsüyle konuların her yönünü anlatmamı takdir ediyor.
W- Bir Türk vatandaşı olarak sıra-dışı ilklere imza attınız; kuzey kutbu, köpek balığı kafes dalışı vb. Farklı heyecanlara imza atmak nasıl bir şey başka planlarınız var mı?
O.İ.- Soğuğu çok severim. Kuzey kutbu hep merak ettiğim bir yerdi. Sonunda 2011 de kuzey kutbuna gittim, hatta Türkiye’den kuzey kutbuna giden ilk turist olmuşum. Genelde müzik festivallerine, doğa ile içiçe olan yerlere gitmeyi seviyorum. Tüm karayipleri dolaştım. Bir çok ülkeye gittim. 2018 de Las vegas’da AVN porno fuarına gittim ve bunu facebook dan paylaştım. Bu da çok ilgi çekti. Bu gezimi bir yerel dergide sansürsüz olarak yazdım. Öncelikle şunu söylemeliyim, AVN benim bu konudaki tüm fikrimi değiştirdi. ABD’de ki porno endüstrisi hiç düşündüğünüz gibi değil. Bir kere bu insanların fuhuş ile alakası yok. Son derece ciddi bir sektör. Hatta gittiğimde AVN in aynı zamanda bir kongre olduğunu görmüştüm. Bu gibi ekstrem event’lere, gezilere gitmek çok ilginç geliyor bana. Köpekbalığı kafes dalışına halen gidemedim. 2017 de gidecektim, tam o tarihlerde bir konsere gittik. Bu geçtiğimiz ekimde de aynısı oldu. 2019 ekiminde de 3 hafta sürecek bir batı ABD turu yapacağız. Köpekbalığı dalışı için en uygun mevsim ekim ayı olduğundan sanırım bu iş 2020’ye kaldı..
W- Bilmediğimiz başka yönlerinizi de paylaşır mısınız örneğin dizi oyunculuğu gibi? Tüm bunlara nasıl zaman bulabiliyorsunuz ve bir baba olarak kızınızın bakışını alabilir miyiz?
O.İ.- Dizi oyunculuğu tamamen tesadüf oldu. Bir tanıdık vasıtasıyla bana ulaştılar. Star TV de yayınlanan 46 yok olan dizisinde bir plastik cerrah rolü vardı ve benden sadece danışmanlık istediler. Oyuncuya neler demesi gerektiğini anlatacaktım. Ben de oyuncuyu boşverin, ben gelip oynayayım dedim. Sonunda 3 bölümde rol aldım. Kızımı sormayın.. Mesleğimi hiç sevmiyor. “İnsanların poposu ile, orası burası ile uğraştığımdan” mesleğimi hiç sevmiyor. Çizer kalsaydın çok daha havalı idi diyor. Ona soruyorum “Hiç bir arkadaşının babası dizilerde oynamış mı, kuzey kutbuna gitmiş mi, antarktikaya gitmiş mi, profesyonel çizerlik yapmış mı, estetik ameliyat yapıyor mu, web tasarımı yapıyor mu, kuantum fiziğinden anlıyor mu? Hiç birinin böyle babası var mı?” diye.. Çok kızıyor.. Ona göre çok büyük egom var.. Halbuki alakası yok. Beni tanıyanlar egom olmadığını bilir halbuki..
W- Yeni mesleğe başlayacak hekimlere; hayata-kariyerlerine dair ne gibi tavsiyeleriniz olur?
O.İ.- İşinizi layığı ile yapın. Üçkağıt yapmayın. Hayattan zevk almayı bilin. Tüm yaşamını para kazanmaya odaklayıp, hayatı boyunca para biriktiren, yaşamayı ıskalayan kişilere acıyorum.
W- Bu renkli paylaşım için size çok teşekkür ederiz.