ŞEKERCİ DÜKKANINDAN KLİNİĞE
Fredric Sheldon Brandt, 26 Haziran 1949’da Newark, New Jersey’de doğdu. Ailesinin bir şekerci dükkanı vardı. Tek abisiyle bu dükkanda saatlerce kasada duruyorlardı. Henüz 15 yaşındayken babası şeker hastalığından öldü. Bundan sadece yedi yıl sonra annesini de kaybetti. Gençlik yıllarından Brandt’e ölüm korkusu ve tatlıya düşkünlük kaldı. Tam da bu sebeple hayatının son 10 yılında ağzına tek lokma şeker ve glüten koymadı. Lise yıllarından itibaren hep şeref listesinde olan Brandt 1971’de Rutgers Üniversitesi’ni bitirdi ve Philadelphia’da tıp okumaya başladı. Burada dermatolog olmaya karar verince 1981’de Miami’ye taşındı ve burada ilk kliniğini kurdu. New York’taki muayenehanesini 1998’de açtı. Sekiz yıl sonra Florida’da bir cilt araştırmaları enstitüsü kuran Brandt sayısız kişi üzerinde dolgu ve botoks ile ilgili araştırmalar yaptı.
ABD’nin en ünlü dermatolog ve estetik uzmanlarından Dr. Frederic Brandt, Florida’daki evinde 65 yaşında (5 nisan 2015) hayatını kaybetti. Dr. Brandt’ın ölüm nedeni açıklanmazken menajeri, “Uzun süredir devam eden bir rahatsızlığı vardı” demekle yetindi.
‘KENDİME UYGULAMAM’
Aralarında Madonna, Stephanie Seymour ve Garren gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda ünlüye estetik operasyon yapan Dr. Frederic Brandt, botoks yöntemini de ABD’de uygulayan ilk cerrahlardan biri olarak tanınıyordu. Ancak Dr. Brandt, botoks hakkında söylediği, “Bu yöntemi kendime uygulamıyorum, çünkü donmuş bir yüzle insanların karşısına çıkmak istemiyorum” sözüyle de adından söz ettirmişti. Madonna, geçtiğimiz günlerde New York Times gazetesine yaptığı bir açıklamada, “Bugün eğer güzel bir cildim ve hoş bir görünümüm varsa, bunu tamamen ona borçluyum” diyerek Dr. Frederic Brandt’ı işaret etmişti.
https://www.sabah.com.tr/pazar/2015/06/14/sisirilmis-dudaklar-kirilgan-ruhlar
Miami’deki bir ölümle başlayan botoks hikayesi
“Botoks kullanımını yaygınlaştıran adam öldü…”
Dr. Fredric Brandt, başta Madonna olmak üzere Hollywood’un yüzünü gençleştiren adam olarak biliniyordu.
New York’taki kadın ve güzellik dergilerinin editörlerinin yüzde 70’i onun kliniğinden geçmişti.
Brandt, kadınlara yaptığı gençleştirme operasyonlarını ve tekniklerini önce kendi üzerinde deneyen insandı.
Her sabah erkenden kalkar yoga yapardı. Yiyeceğine çok dikkat ederdi.
Her şeyiyle uzun yaşamaya ayarlanmış gibi görünen bu adam niye 65 yaşında ölmüştü…
Bu ölümün arkasında, 18 milyar dolarlık bir pazarın da hazin hikâyesi vardı.
Şimdi 28 yıl önceye dönüp iki kadın arasında geçen ve botoksu bugünkü botoks yapacak konuşmaya bakalım.
TİKLERİYLE BOĞUŞAN KADININ FARKETTİĞİ ŞEY
2- Vancouver 1987 baharı…
Dr. Alastair Carruthers ve eşi Jean akşam yemeği için masaya oturduklarında, insanlık tarihini değiştirecek bir olayın başında olduklarının hiç farkında değillerdi.
Alastair ve Jean Carruthers’in Kanada’nın Vancouver şehrinde küçük bir klinikleri vardı.
Burada Alastair cilt kanseri vakalarına bakarken, eşi Jean’da gözdeki istemdışı tikler üzerinde çalışıyordu.
Tedaviyi de “botulinum zehri”ni göz etrafına enjekte ederek yapıyordu.
Botulinum çok eskiden beri bilinen bir zehirdi ve şöyle bir etkisi vardı:
Gözün etrafındaki kaslara enjekte edildiği takdirde, sinirlerle kaslar arasındaki iletişimi donduruyordu. Böylece gözdeki iradedışı tikler de duruyordu. Zehir ayrıca şaşılığın tedavisinde de kullanılıyordu.
Ancak, tedavi ettiği hastalarından biri o sabah kendisine şöyle çok ilginç bir şey söylemişti:
“Bir şey fark ettim, bana bunu enjekte ettiğiniz zaman gözlerimin etrafındaki kırışıklıklar da gidiyor…”
İki doktorun o güne kadar fark etmedikleri bir şeydi bu…
BOTOKSU BULAN ADAMIN 9 MİLYONLUK HİKÂYESİ
3- Botulinum zehrini 1970’li yılların başında Alan B. Scott isimli bir doktor keşfetmişti.
Ancak o zehrin, şaşılık ve tikin tedavisinde kullanılabileceğini bulmuştu.
Dr. Scott bulduğu ilaca “Oculinium” adını vermiş ve bu ilacı pazarlamak için aynı isimde bir şirket kurmuştu.
FDA’ya başvurup 1989 yılında onay almıştı.
İşte tam bu sıralarda, İrlanda’nın başkenti Dublin’den bir mesaj aldı. Allerganisimli bir şirket bu ürünle ilgilenmeye başlamıştı.
Allergan, gözlük camı temizleyicisi ve göz kurumasına karşı ürünler üreten, yıllık satışı 500 milyon dolar civarında olan bir şirketti.
Doğan olarak şaşılık ve tik tedavisinde kullanılacak bir ilaç onlara cazip gelmişti.
Amerikan halkının yüzde 4’ünün şu veya bu derece şaşılık sorunu vardı.
İlacın asıl hakkı Alan B. Scott’ta gibi görünüyordu. Nitekim şirket ona gitti ve Oculinium şirketini 9 milyon dolar gibi çok küçük bir paraya aldı.
Allergan bu küçük şirketi aldığı yıl, Kanada’nın Vancouver şehrinde yaşayan karıkoca 2 doktorun, Orlando’daki kongreye sunacakları bir raporun, botoksun kaderini değiştireceğini bilmiyordu.
tamamı için kaynağa bakınız
Botox: Dünyanın en pahalı ve ölümcül maddesi
Bu, insanlığın bildiği en zehirli madde. İki çay kaşığı kadar küçük bir miktar İngiltere nüfusunu toptan öldürmeye yeterli. İki kilosu insanlığı yok edebilecek kadar ölümcül. O kadar tehlikeli ki askeri tesislerde üretiliyor ve kilosu 100 trilyon sterlin, bir başka deyişle dünyanın en pahalı maddesi.
Üstelik inanması zor ama bu kadar tehlikeli ve bu kadar pahalı olduğu halde yok satıyor. Hatta insanlar bu zehiri alınlarına enjekte ettirmek için kucak dolusu para döküyorlar.
Evet, tahmin ettiğiniz gibi botulinum ya da daha yaygın bilinen adıyla Botox’dan söz ediyoruz. İlk olarak 18. yüzyılda Almanya’da kötü hazırlanmış sosislerde keşfedilen toksik bir madde. Adını da latince sosis anlamına gelen botulusdan alıyor bu yüzden.
Bir zehrin, verildiği insanların yarısını öldürmek için hangi miktarda verilmesi gerektiğini ölçen LD50 ölçeğinde Botox, sadece 0,000001 mg/kg. Yani 70 kilo ağırlıında bir insanı öldürmek için 0,00007mg yeterli. Bir başka deyişle bir kişiyi öldürmek için yeterli botox 1 milimetreküpten havadan daha hafif.
https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/10/131021_zehirler_botox
görsel : https://www.nytimes.com/2014/03/30/fashion/Dr-Fredric-Brandt-Cosmetic-Dermatologist-to-the-Rich-and-Famous.html