KADIN CİNAYETLERİ ÖNLENSİN
Kadın haklarını temel alan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart 1977 yılında ilan edilmiş olsa da, geçmişi 165 yıl öncesine dayanıyor. 1857 yılında insani koşullara sahip olmak isterken çıkan yangında 129 kadın işçinin hayatını kaybetmesiyle 8 Mart kadınlara özel bir gün olarak anılıyor.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığına değindi. Saydan, “Dünya genelinde salgının, krizin ve savaşın yıkıcı sonuçlarından, yoğunlaşan eşitsizlikten her zaman olduğu gibi kadınlar daha da fazla etkileniyor” dedi.
Saydan, “8 Mart kutlamadan ziyade kadınlar için bir hak arayışına dönmüş durumda. Dolayısıyla 8 Mart eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin mücadelesidir. Çünkü kadınlar pek çok ülkede haklarına kavuşamazken, onlara yönelik şiddet de artarak devam ediyor” diyerek açıklamasında şunlara yer verdi:
“Yıllardır devam eden bu mücadele sonucunda kadınlar, yasalarla erkeklerle eşit haklar kazandı. Ancak, günümüzde hala kadınlar haklarını kullanmakta birçok engelle karşılaşıyor.
Ülkemizde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar; yaşamın her alanında varken; karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilemiyor. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar her geçen gün artıyor.
Kadın cinayetlerinin önlenememesini, tam tersi artarak devam etmesini endişeyle izliyoruz. Kadına yönelik şiddetin, cinayet ve istismar artışlarının önlenmesi için yasalar ve cezalar artırılmalı ve elbette aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına da son verilmesi gerekiyor. “
2021 YILINDA 367 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
2021 yılında, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun kadın cinayetleri istatistiğine göre en az 367 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Bu ülkenin eczacıları olarak; “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nde ülkemizde ve dünyada her gün yaşanan, kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, her türlü baskı ve ayrımcılığın son bulmasını, bunun için gereken hukuki ve idari düzenlemelerin gecikmeden hayata geçmesini istiyoruz ve bu şiddetin önlenebilmesi için İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep ediyoruz.”
TEİS