Ana Sayfa Ekonomi Dünya, Yapay Zekaya Kaymaya Başladı

Dünya, Yapay Zekaya Kaymaya Başladı

Dünya, yapay zekaya kaymaya başladı

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, ‘Dünya, yapay zekaya kaymaya başladı. Teknoloji 5 ya da 3 yılda çok farklı bir yere gelecek ve eğer biz şirketler ve bireyler olarak buna bir şekilde adapte olmazsak bu akımın dışında kalacağız’ dedi.

Uludağ’da bir otelde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, General Electric (GE) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy moderatörlüğündeki ‘Dijital Dönemde Büyüme Stratejileri’ oturumunda konuşan Özmen, 2020’de 24 milyar cihazın birbiriyle konuşacağının ifade edildiğini, bu sayının dünya nüfusunun neredeyse 4 katı olduğunu söyledi.

Bundan iki yıl sonra kişilerin üzerinde 13 sensör bulunacağını, tarlalarda sensörler olacağını, buzdolaplarının akıllı hale geleceğini anlatan Özmen, teknoloji devriminin çok farklı bir şekilde hayatı kontrol etmeye başladığını dile getirdi.

Özmen, Microsoft’un iki yıl önce stratejisini değiştirip bir platform ve üretim şirketi olmaya karar verdiğini belirterek, ‘Bu kadar fazla cihazın ölçülmesi, bu cihazlar arasında bilgi alışverişi olması lazım. Şirket bu noktada tamamıyla stratejisini değiştirerek, ‘Hem cihazı hem de işletme sistemini, her şeyi yönetirim’ demeye başladı ve bunun için çok ciddi bir bulut yatırımı yaptı. Dünyanın en bulut ekosistemine sahip şu anda’ diye konuştu.

İnsanların bu kadar çok cihazı yönetemeyeceğini vurgulayan Özmen, şöyle devam etti:

‘O yüzden bu platform çok önemli hale geldi. Eğitim, üretim, kişisel verim konusunda da sağlık çok önemli bir hale geldi. Nano robotlar, vücudumuza verilip bunlar bir şekilde içimizdeki kanser hücreleriyle savaşmaya başlayacak. Antibiyotik ilaç alıp belki de bunun yan etkileriyle hiç uğraşmayacağız. Dünya, yapay zekaya kaymaya başladı. Teknoloji 5 ya da 3 yılda çok farklı bir yere gelecek ve eğer biz şirketler ve bireyler olarak buna bir şekilde adapte olmazsak bu akımın dışında kalacağız. Bu, artık bir lüksten ziyade olmazsa olmaza dönüşmeye başladı.’

– ‘Bulut, teknolojiye demokrasi getiriyor’

Tamer Özmen, şirketlerin teknolojiye adaptasyonunun çok pozitif olmadığına dikkati çekti.

Türkiye’de 1 milyon 66 bin şirket bulunduğu bilgisini veren Özmen, şu değerlendirmelerde bulundu.

‘Bunlardan 3 ya da 5 bin tanesini çıkardığınızda geri kalanı oldukça vahim bir durumda. Almanya’nın gayrisafi milli hasılası Türkiye’nin 4 katı kadar büyük. Almanya’daki yazılım ve buluta yapılan yatırım, Türkiye’nin 35 katı. İngiltere ve Fransa da aynı şekilde. Beş sene önce bizden yalnızca 11 kat büyüktüler. Bulutun hayatımıza girmesiyle onların buluta adaptasyonu, Türkiye’ninkinden çok daha hızlı oldu ve onlar o zaman 3 kez daha fazla büyüdüler bizden. Bulut, teknolojiye demokrasi getirdi. Türkiye, dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi olacaksa teknoloji olmadan olma şansı kesinlikle yok. Eğitim ve teknolojiyi değiştirmek gerekiyor. Bunu değiştirmek de elimizde. Bütün her şey hazır aslında. Biz bunu değiştirmek için 60 kişiyi işe aldık. Bu kişileri Anadolu’ya yollayarak oradaki şirketlere bulutu kullanırlarsa verimliliklerini ve gelirlerini nasıl artırabileceklerini anlatıyoruz.’

– ‘Mobil telefonla yapılan satışlar yüzde 40’a geldi’

Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner de Türkiye’nin tırmanarak gelişebileceğini, ancak atlayarak, zıplayarak gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatabileceğini aktardı.

Farkı kapatmanın yolunun inovasyondan geçtiğini söyleyen Boyner, ‘Risk almalıyız, yeni bir şeyler denemeliyiz, fark getirebilmeliyiz. Tutarsa tarih yazarız, tutmazsa yenisini deneriz. Türkiye için şu anda inovasyonda risk alma zamanı. Bunun için dijital ve mobil teknolojilerin de inanılmaz bir fırsat verdiğini düşünüyorum’ dedi.

 

Çok uzun yıllardır müşteri biriktirdiklerini dile getiren Boyner, şöyle konuştu:

‘Sabahları 8 gazete okuyor, her ay 12 kilogram dergi alıyor ve bunun 11,5 kilogramını çöpe atıyorum. Beni ilgilendiren kısmını kesip kalanını çöpe atıyorum. Yakında dergiciliğin bu hale geleceğine inanıyorum. 15,5 milyon müşterimiz var. Çok iyi tanıyoruz birbirimizi. Müşteri birkaç beden kilo aldığında koşu bandı teklifi mi, yoksa yeni doğan bebekle ilgili bir teklif mi göndereceğimizi çok iyi biliyoruz. Müşteri de takip edilmeyi istiyor, müdahale edilmeden. 15,5 milyon ayrı insandan bahsediyoruz. Bu insanlar, ellerinde cep telefonsuz hiçbir yere çıkmıyor. Geçtiğimiz hafta itibarıyla mobil telefon vasıtasıyla yapılan satışlar yüzde 40’a geldi. Bu, geçen yıl yüzde 20, ondan önceki yıl, yüzde 7’ydi. Büyük ihtimalle önümüzdeki senenin sonunda, yüzde 60’lara gelebilir.’

Boyner, sonbaharda yeni bir uygulama başlatacaklarını belirtti.

Bu uygulama hakkında bilgi veren Boyner, ‘Bir dergide veya birinin üzerinde bir ürün beğendiniz. Fotoğrafını çekiyorsunuz ve ürünü aratıyorsunuz. 8 saniyede hangi firmanın stoğunda, depo veya mağazasında varsa bedeniyle onu veriyor. Google çıktığında 280 tane aynı işi yapan şirket çıkmış. Google’ın başarı sebebi, ‘Bunu mu demek istediniz?’ diye sorması. Bizim sistemimiz de o ürünün aynısını bulamadığında benzerlerini bularak, ‘Bunu mu demek istediniz?’ diye soracak. Bunu bir yıl önce hayal bile edemezdik ama ne kadar var olan, ucuz bir teknoloji olduğunu anlatamam. Üzerimizdeki değişim bize çağ atlattı.’

– ‘Endüstriyel internetin sunduğu hız, yeni iş olanakları oluşturacak’

GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Özsoy da GE’nin 170 yıldır yenilik ve icatlarla bugüne kadar dünya devi olmayı sürdürdüğü bilgisini verdi.

Endüstri devriminin bittiğini, internet devriminin de çok çabuk tüketildiğine dikkati çeken Özsoy, ‘Şimdi her ikisinin birleşmesiyle endüstriyel internet çağını yaşıyoruz. Arkasından gelen şey, ileri üretim teknikleri. Bugün 3 boyutlu yazıcılarla eskiden yıllarımızı alan hassas prototip üretimi, birkaç saat içinde genç mucitlerin parmakları altında şekilleniyor’ diye konuştu.

Özsoy, endüstriyel internetin geleceğe sunduğu hızın iş birliği ve inovasyonun üretim kapasitesini artıracak tedarik zincirlerini yeniden şekillendireceğini ve yeni iş olanakları oluşturacağını sözlerine ekledi.

AA