Ana Sayfa Eczacılık ‘Eczacılıkta Amerika’nın 70’li yıllarını yaşıyoruz’

‘Eczacılıkta Amerika’nın 70’li yıllarını yaşıyoruz’

İlaç ve eczacılıkta yaşanan değişimleri 3 kuşak eczacı bir aileden gelen mesleğin duayenlerinden Vecihi Özerdemli’ye sorduk. Özerdemli’ye göre Türkiye’de sektör bir geçiş sürecinde.

KEZBAN KARABOĞA

Eczaneler herkesin kolay, rahat ulaşabildiği yerler. Mahalleli ile eczacı arasında özel bir ilişki vardır. Bu birazda esnaflıktan gelen yakınlık nedeniyle şikayeti olan doktordan önce eczacıya bir danışır. Türkiye’de 25 bine yakın eczane, 30’dan fazla eczacılık fakültesi var.

Araştırmalardan yola çıkılarak 2023’te 8 bin eczacı fazlası olacağı tahmin ediliyor. Dünyada sağlık alanında yaşanan dönüşümle birlikte eczacıların “klinik eczacılar”a dönüşmesi gerektiği iddiaları var.

Biz de meslekteki değişim ve dönüşümü bir bilene soralım dedik. EDAK Ecza Kooperatifi İkinci Başkanı, üç kuşak eczacı bir aileden gelen Ecz. Vecihi Özerdemli’ye danıştık. Türkiye’de eczacılık sektöründeki gelişmelerin Amerika’nın 1970’li yıllarına denk geldiğini anlatan Özerdemli, “Amerika’da büyük market zincirinin piyasaya girmesi ile 1970’li yıllardan başlayarak 20 bin eczane kapandı. Yaşanan bu çöküntünün ardından eczacılıkta yeni bir model denendi, (PharmD) yeni bir klinik seviye oluşturularak, 2000’li yıllardan sonra Amerika’da da yeniden bireysel eczaneler açılmaya başlandı. Halk, marketlerden aldıkları ürünler konusunda hiçbir fikir sahibi olamadığı için artık bilgi alabileceği yerlere yöneldi, eczacılar da kendilerini geliştirdi ve klinik eczacılık uygulamaları önem kazandı” diye anlatıyor süreci.

İlaçlar değişiyor

Sağlıktaki değişimin önemli ayaklarından biri de ilaçlarda. Bundan sonraki süreçte geliştirilecek ilaçların tümünün “biyoteknolojik” olacağına dikkat çeken Özerdemli, şöyle devam ediyor: “Yakın gelecekte kişiye özel ilaç programları uygulanacak. Artık klasik eczacılıktan çıkıp gerçek birer klinisyen olmak durumundalar. Gelecekte bugün gördüğümüz klasik eczaneler şekil değiştirecek. Bu anlamda yeni tip yapılanmalar gelişmiş ülkelerde gözlemlenmeye başladı bile.”
Yeni dönemde eczacıların bilgisiyle, donanımıyla bir ‘sağlık danışmanına’ dönüşmesi gerektiğini belirten Özerdemli, her meslek grubu gibi eczacıların da teknolojiyi takip etmek zorunda olduklarına dikkat çekiyor. Özerdemli, “Dünya biyoteknoloji çağına giriyor, yakında “kişiye özel ilaç” dönemi başlayacak. Bu her eczacı bir klinisyen olacak demek. Bu mesleğimize yeni bir boyut katacak. Genç meslektaşlarımızın kendilerini bu sürece adapte etmeleri ve inovatif çözümler üretme motivasyonunda olmaları gerekiyor” diyor.

Sensörlü ilaçlar devri

Tıp ve eczacılık alanında çığır açan buluşlara da değinen Özerdemli, şu bilgileri veriyor: “Hastanın görme yeteneğini tekrar kazanmasını sağlayan ya da insülin direncine karşı takılan mikrociplerden, kalp hastaları için ilaçlı stentlere kadar birçok yenilik var. Etkin maddenin bedenimizde takip edilebilirliğini sağlayan sensörlü ilaçlar artık gündemde. Eczacılık fakülteleri bunları dikkate almalı.”

‘Gençlere eczacı olmalarını tavsiye ediyorum ama…’

Artık dünyanın daha ‘sağlıklı’ yaşlandığını belirten Ecz. Özerdemli, “Yaşam uzuyor. Daha geniş halk kitleleri ilaç ihtiyacı içinde. Eczacılık bu anlamda gelecekte de en önemli mesleklerden biri olacak. Gençlere özellikle biyoteknoloji dünyasında çok geniş perspektifte önem kazanan bir meslek olarak eczacılığı tavsiye ediyorum ama bu bugünkü ilaç satıcısı konumundan çıkmaları gerekiyor” diyor.

‘Fakülteler öğrenci kaybedebilir’

Üniversitelerde verilen eczacılık eğitimlerini değerlendiren Özerdemli, “Üniversiteler meslek eğitiminin ana birimleri olarak klinik bir seviyeyi ortaya çıkaracak çalışma içine girmeli. Yeni dönemde eczane açmanın yasal zorluklarından dolayı fakültelerimiz öğrenci kaybına uğrayabilir. Değişim şart. Yoksa 40’a yakın fakülteye rağmen gerekli uzmanları başka ülkelerden ithal edeceğimiz günler yaklaşıyor” uyarısında bulunuyor.

‘Eczanelerin statüsü değiştirilmeli’

Özerdemli’ye göre eczanelerin statü değişimi şart. Eczacılar ‘sağlık danışmanı’, eczaneler de “1. basamak sağlık kuruluşları” olarak konumlandırılmalı. “Vatandaş bir sorunu olduğunda önce eczaneye gidiyor. Sistemin değişmez parçası olan eczacılar sağlık hizmetlerinin önemli ögesidir” diyor Özerdemli.