Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; ülkemizde özellikle doğumsal patolojilerle uğraşan çocuk cerrahisi ve çocuk üroloji uzmanlarının sorunları bitmiyor. Örnek mi? Üniversitelerde konjenital (doğumsal) patolojilerden özel ameliyat farkı alınması mevzuata uygun değil.
Oysa bu branştaki hastaların yarısından fazlası doğumsal anomalili. Hekimin bunda suçu olmamasına karşın bu branşta görev yapan uzmanlar suçluymuş gibi davranılıyor ve bu tür ameliyatların yapılabilmesi için özendirici ortam bulunmuyor. Bu grup ameliyatların büyük bölümü çok özellikli ve riskli olmakla birlikte sorunlar ameliyatla da bitmiyor ve hastaların yıllarca takip edilmeleri gerekiyor. Bunun dışında son dönemde hekimlerin hastalarına yönelik herhangi bir girişim kararı alırken, hekime şiddet olayları ve yasal güvence eksikliklerinin oluşturduğu derin kaygılardan da büyük rahatsızlık duydukları belirtiliyor. Bu durum işlerini özveriyle yapan hekimlerin bu alandaki riskli hastaları ameliyat etmekten çekinmelerine ve mesleklerini özgürce yapabilmelerine engel oluyor. Bu sebeple mağdur olan hastalar ise konunun bir başka boyutunu oluşturuyor. Etkin caydırıcı tavır ve önlemler alınmaz ise yakın gelecekte kimsenin acısını dindirecek doktor bulunamayacağı düşünülüyor.
YENİ DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR
Pediatrik Üroloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Önen, “Bazı ciddi özellikli ameliyatlar her çocuk cerrahı veya çocuk ürolojisi uzmanı tarafından yapılamaz. Bunun için ilgi ve deneyimi bu ameliyatlar üzerinde olan doktorlar ve donanımlı hastaneler gerekir. SGK ödemeleri ise hastalıkların özellik ve riskleriyle kıyaslanmayacak kadar düşük. Devlet ve Sağlık Bakanlığı Üniversiteleri ile Eğitim Araştırma Hastanelerinde bu hastalıklar ve ameliyatlar nitelikli sağlık hizmeti kapsamında değerlendirilmeyip, özel hastane ve vakıf üniversitelerinde de fark alınamayınca hastaneler bu çok riskli ameliyatları zararına (veya düşük hak edişle) yapıyor veya şartlar nedeniyle yapmaktan korkuyor. Bizler bu hastalıkların SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) ödemelerinin çok ciddi şekilde revize edilerek nitelikli sağlık hizmeti kapsamına alınmasını, bu tedavileri yapan hekimlerin döner sermayesini bu kapsamda almalarını ve özel hastanelerde özel sağlık sigortalarının bu ameliyatlara provizyon vermesi ile ilgili düzenlemeler yapılmasını istiyoruz” diyor. Ciddi doğumsal anomaliler konusunda ve bu ameliyatlarda komplikasyon veya sorun çıktığında hekime yasal koruma/güvence konusunda yeni düzenlemeler ve tatminkar iyileştirmelerin yapılamaması halinde hastaların giderek daha fazla mağdur olup Sağlık Bakanlığı veya SGK’ya daha ağır maliyet yüklediklerine dikkat çekiliyor. Bunun sonucunda SGK, hem deneyimli bir cerrahın ve donanımlı bir merkezi tek seansta çözebileceği bazı ciddi anomaliler için 3-4 kez ameliyat ve yatış ücreti ödemek zorunda kalıyor hem de hasta çocuğun mağduriyeti giderilememiş ve istenen sonuç alınamamış oluyor. Sağlık Bakanlığı bu konuda bir çalışma başlatmış olmasına karşın gerek Bakanlığın gerekse SGK’nın bu sorunları çözme sürecini hızlandırmaları bekleniyor.
EK ÜCRETLENDİRME ŞART
Dikkate alınması gereken bir diğer konunun da çocukların cerrahi işlemlerinde kullanılan malzemelerin pahalılığı olduğu belirtiliyor. Çocukların ameliyat öncesi ve sonrası bakımları diğer birçok ameliyata ve erişkin hastaya göre çok daha yüksek maliyetli oluyor. Bu nedenle, SUT’ta çocuğa yönelik uygulamaların en az yüzde 50 ek ücretlendirmeye tabi olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Yenidoğan ve bebek (infant) anatomi, fizyoloji, cerrahi travmaya yanıt ve teknik cerrahi gibi başlıklar normal çocuklara göre çok daha fazla özellik taşıyıp daha fazla deneyim gerektirdiği için yine SUT’ta yeni doğan ve bebeklere (infant) yönelik en az yüzde 100 ek ücretlendirme talep ediliyor.
ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI DA KARŞILAMIYOR
tamamı için kaynağa bakınız