Solunum Derneği TÜSAD, halk arasında “verem” diye adlandırılan tüberkülozun tüm dünyada ve Türkiye’de ölümcül bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini vurguladı. Türkiye’de 10 bin verem hastasının bildirildiğini aktaran TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Mediha Gönenç Ortaköylü, “Tanısı alınan ve tedavisi başlayan veremin bulaşıcılığı hızla azalır. Hastalığın tam olarak tedavi edilmesi için altı ay süren tedavinin eksiksiz şekilde tamamlanması önemli” uyarısında bulundu.
Türkiye’de 1947 yılından beri ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan haftada toplumun tüberküloz (verem) hastalığı hakkında bilgilendirilmesi amacıyla “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” düzenleniyor. Farkındalık haftası için bir açıklama yapan ve veremin günümüzde halen bir halk sağlığı olduğuna dikkat çeken Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, “Verem, tam ve eksiksiz şekilde uygulanan altı aylık ücretsiz ilaç tedavisi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır” uyarısında bulundu.
‘Mycobacterium tuberculosis’ isimli bir mikrobun sebep olduğu verem hastalığı konusunda açıklama yapan Prof. Dr. Ortaköylü, güncel durumla ilgili şu bilgileri paylaştı; “Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 yılı raporuna göre 2023 yılında tüm dünyada yaklaşık 10,8 milyon insan verem hastalığına yakalandı, toplam 1,25 milyon kişi de verem nedeniyle hayatını kaybetti. Türkiye’de ise 10 bin verem hastası raporlandı.”
Verem eşyadan bulaşmaz
Veremin en çok akciğerlerde olmak üzere vücudumuzdaki tüm organlarda hastalık oluşturabileceğine dikkat çeken Ortaköylü, hastalığın bulaşma yollarını şöyle özetledi; “Tüberküloz mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş aktif akciğer veya gırtlak veremi olan hastalar. Bu hastaların öksürmesi, hapşırması, konuşması ile mikroplar havaya saçılır. Sağlıklı kişilerde havaya saçılmış bu mikropları nefesleriyle alırlar. Bulaşma için genellikle verem hastası bir kişi ile uzun süre birlikte yaşamak gereklidir. En çok hastanın aynı evde yaşadığı kişiler ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Yaygın kanının aksine çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi eşyalarla bulaşma olmaz.”
Tedavi edilmeyen verem ölümle sonuçlanabilir
Ortaköylü, tedavi edilmeyen veremin, etkilenen organlarda ağır tahribat yarattığını, bu organların çalışmasını bozduğunu ve sakatlık ve ölüme sebep olduğunu belirterek, hastalığın belirtileri konusunda şu bilgileri verdi; “Eğer bir kişide iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme , ateş yüksekliği , gece terlemesi , kilo kaybı şikayetlerinin bir veya birkaçı varsa ve verem hastası ile uzun süreli temasta tarif ediyorsa mutlaka verem hastalığı açısından araştırılmak üzere göğüs hastalıkları uzmanına veya verem savaş dispanserine başvurulmalı. Akciğer grafisi ve balgam incelemesi yapılarak hastalığın tanısı konabiliyor.”
Verem ilaçları ücretsiz
“Tanı alıp tedavisi başlandığı takdirde veremin bulaşıcılığı hızla azalır” uyarısını yapan Ortaköylü, hastalıkla mücadelede erken tanının önemini şöyle aktardı; “Erken tanı konulması ve tedavinin başarıyla tamamlanması, hastanın iyileşmesini sağladığı gibi toplumda bulaşmayı da önler. Genellikle altı aylık ilaç tedavisi ile verem hastalığı tamamen iyileşebiliyor. Ancak ilaç kullanımı tam ve eksiksiz olmalı. Tedavinin eksiksiz olması için de tüm tedavi boyunca hastaların ilaçlarını doğrudan gözetimli tedavi ya da video gözetimli tedavi ile kullanması gerekir. Ülkemizde tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz olarak hastalara veriliyor.”
Hedef: Veremsiz Türkiye
Ortaköylü, hedeflerinin verem hastalığının sorun olmaktan çıktığı bir Türkiye olduğunu belirterek, açıklamasını şöyle tamamladı; “Tüberküloz, görülme sıklığı ve etkileri nedeniyle, hala küresel mücadele gerektiren önemli bir halk sağlığı sorunu. “Veremsiz Türkiye” hedefine ulaşabilmek içinse ülkemizde verem mücadelesini kesintisiz sürdürmek şart. Bunun için tüberküloz kontrolünün temel birimi olan verem savaşı dispanserlerinin desteklenmesi, tedavide gerekli olan ilaçların sorunsuz temin edilebilmesi, tanı olanaklarının geliştirilmesi, gözetimli tedavi uygulamasının kalitesinin daha iyi hale getirilmesi ve toplumun konuyla ilgili farkındalığının artırılması çok önemli.”