Tasarının cezai yaptırımlarla ilgili 18. maddesi değiştirilirken, bu gelişme tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle ilaç ve makine sektöründe Ar-Ge’ye dayalı faaliyet gösteren yerli firmaları yakından ilgilendiren maddeye göre, patent ihlalini gerçekleştiren firmalar 10 bin ile 1 milyon TL arasında adli para cezasına çarptırılacak. Bazı hukukçu ve sektör temsilcileri, öngörülen ceza miktarının yüksek olduğunu ve bunları ödeyemeyen firmalara savcılık yolunun açılacağını belirtiyor. Firma sahiplerinin ifadeye çağrılmasının ticari hayatı bitireceği savunulurken bu görüşe karşı çıkanlar da var. Belirlenen adli para cezalarını çok yüksek bulanlardan Avukat Cahit Suluk, “Cezalar 10 bin TL ile 1 milyon TL olarak belirlendi. Türkiye’de yaklaşık 400 ilaç firması var. Bir de üzerine tazminatlar eklenince orta ve küçük firmalar kapanabilir” dedi.
Tasarıdaki adli para cezasının savcılık yolunu açacağını dile getiren Suluk, “Savcının firma sahibini ifadeye çağırmasının psikolojik bir durumu var. Firmaların ticari hayatını bitirir. Tebligat firma sahibine ulaşmadığı takdirde ise yakalama kararı çıkacak. Eğer patenti ihlal eden firmalar bu para cezasını ödeyemezse hapis cezası uygulanacak” diye konuştu.
‘Uluslararası anlaşmalarda patent ihlaline cezai yaptırım yok’
Ceza hukukunda suçun açıklığı ilkesi olduğunu ifade eden Avukat Cahit Suluk sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırmızı ışıkta geçmenin, adam öldürmenin suç olduğunu herkes bilir. Konu patente gelince gri bir alan var. Suç tipinde açıklık yok. Sadece ilaç değil makine sektöründe de böyle. Vatandaşın suç olup olmadığı bilmediği bir eyleme ceza veremezsiniz. Uluslararası anlaşmalarda patent ihlaline cezai bir yaptırım yok. Yabancı firmalar Türkiye’de patent ihlaline ceza istiyor. ABD ve İngiltere’de ceza yok. Almanya ve Japonya’da var ancak uygulanmıyor. Bizim savcılarımız ve hakimlerimiz patentin ne olduğunu bilmiyor. Patenti markayla karıştırıp merdivenaltı sahte üretimmiş gibi algılıyor.”
‘Ar-Ge faaliyeti yapan her firma etkilenecek’
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Mevzuat ve Hukuk İşleri Müdürü Aylin Aydoğmuş, patenti ihlal etme ihtimali olan firmaları, sokaktaki işportacılardan ayırmak gerektiğine dikkat çekti. İEİS Mevzuat ve Hukuk İşleri Müdürü Aydoğmuş, “Bunlar vergisini ödeyen firmalardır. Adli para cezası dediğiniz zaman bambaşka bir prosedür üzerinden yürür işlem. Jandarma eşliğinde gelip firmanıza baskın yapabilirler. Hiçbir ilaç firması bilerek ve isteyerek patent ihlal etmez. Hukuk mahkemesi kararı ile ceza mahkemeleri kararları çok farklı. Türkiye’de Ar-Ge faaliyeti yapan her firma bundan etkilenecek” dedi.
Marka taklidi ve sahtecilik suçlarının net olduğunu kaydeden Aydoğmuş, ancak patentte aynı şeyi söylemenin mümkün olmadığını dile getirdi. Aydoğmuş, “İlaç, Ar-Ge’ye dayalı bir sektör. Bizim hukukumuza göre şu anda patentli ürün rekabete açıldığı anda fiyatı düşüyor. Bütün savaş buradan çıkıyor. Alanın rekabete açılması fiyatının düşmesi demek. Orjinatörler de bunu uzatmak için ellerinden geleni yapıyor. Gerçekçi olmayan yenilik unsuru içermeyen ikincil patentler alınıyor” ifadelerini kullandı.
‘Savcının ifadeye çağırması ticari itibara darbe vurur’
Abdi İbrahim Patent Yöneticisi Cenk Damgacıoğlu, ilaç sektöründe faaliyet gösteren 400’e yakın küçük ve orta ölçekli firma bulunduğuna dikkat çekerek, “Anadolu’da birbirini şikayet eden firmalar yüzünden bir sürü dosya oluşacak” dedi. Savcı tarafından ifadeye çağrılmanın firmaların ticari itibarına çok ciddi darbe vuracağını belirten Damgacıoğlu, “Apple ile Samsung’un süren patent davaları var. Her iki firmanın CEO’sunun da hapse girmesi düşünülemez. Taslaktaki bu madde Ar-Ge’ye ciddi bir köstek olur. İkincil patent dediğimiz patentlerde hükümsüzlük davaları açılıyor. Sonra o davalarda patentle ilgili hatalı kararlar verildiği görülüyor” şeklinde konuştu. Cenk Damgacıoğlu, “Rekabet hukuku tekelleşmeyi kırmaya çalışıyor. Patent hukuku da tam tersini yapıyor, tekel hakkını veriyor. Patente büyük korumalar verirken rekabet hukukunu ve kurumlarını güçlendirmezsen tekelleşme ile baş edemezsin” dedi.
‘Patent ihlali gri bir alan net bir suçlama olamaz’
Sanovel İlaç Patent ve Marka Vekili Onur Mutlu da markaya tecavüz fiilinin çok net algılanabileceğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Patentte ihlal konusu çok net değil. Hırsızlık suçu nettir. Sahte bir giyim markası ya da korsan CD konularında buradaki fiillerin suç olduğu tartışılmaz. Patentin geçerli olup olmadığı bilirkişi raporlarıyla sürekli değişebiliyor. Burada suçun bilinirliği ilkesi tam belli değil. Türkiye gelişmekte olan bir ülke patente ceza uyguluyor. ABD gibi bir ülke ise uygulamıyor. Savcının ifadeye çağırması ticari itibara büyük zarar verir. 10 bin ile 1 milyon TL arasındaki adli para cezaları çok yüksek. Birçok firmayı zora sokabilir. Ödenmemesi halinde hapis cezası var.”
AİFD, tasarıda yer alan cezaları yetersiz buluyor
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Genel Sekreteri ve Yürütme Kurulu Başkanı Osman Kara ise taslak metinde patent haklarına tecavüz suçunda adli para cezası üst sınırının 2 milyon TL’den 1 milyon TL’ye düşürüldüğünü belirterek, bu durumun sistemin caydırıcılığını azalttığını savundu. Kara, bu gelişmenin patentlerin yeterince teşvik edilmediği bir ortam yarattığına dikkat çekti. Genel Sekreter Osman Kara, ayrıca taslakta biyoteknolojik buluşlara yer verilmediğini de sözlerine ekledi.