Araştırmacılar, kalp krizi ve felce yol açabilen arteriyel yağ plaklarının ilerlemesini durdurmada etkili olan bir omega-3 yağ asidi olan enjekte edilebilir bir DHA formu geliştirdiler. Yeni tedavi bir gün kalp hastalığını tedavi etmek için kullanılabilir.
Singapur Ulusal Üniversitesi’nden araştırmacılar, DHA’nın terapötik potansiyelinden daha iyi yararlanan enjekte edilebilir bir DHA formu geliştirdiler ve bunun aterosklerozu hedeflemede etkili olduğunu ve kalp hastalığı için yeni bir tedavi olabileceğini keşfettiler.
DHA’yı bozulmaya karşı korumak ve dokulardaki konsantrasyonunu artırmak için lipozomal bir formülasyona sardılar. Lipozomlar, kolesterol ve doğal, toksik olmayan fosfolipidlerden oluşturulabilen ve dokulara ilaç veya diğer maddeleri taşımak için kullanılan küçük, yapay olarak oluşturulmuş küresel keselerdir.
Aterosklerozda yeni tedavilerinin terapötik etkinliğini test etmek için araştırmacılar, fareleri dört hafta boyunca yüksek yağlı bir diyetle besleyerek arteriyel plaklar oluşturdular, ardından sekiz hafta boyunca yüksek yağlı diyete devam ederken kontrol lipozomlarının veya DHA lipozomlarının intravenöz uygulamasını izlediler.
Araştırmacılar, kan dolaşımına verildiğinde, arteriyel plaklarda DHA lipozomlarının biriktiğini gözlemlediler. Lipozomlar, plakları azaltan bir tür beyaz kan hücresi olan makrofajlar tarafından emildi. Ek olarak, plak daha kararlıydı, bu da onun yırtılma ve arteriyel tıkanmaya ve ardından kalp krizi veya felce neden olma olasılığını azalttı.
Araştırmacılar, çalışmanın sonuçlarının enjekte edilebilir DHA’nın aterosklerozun ilerlemesini durdurmanın umut verici yeni bir yolu olduğunu öne sürerek insan klinik deneylerini dört gözle bekliyorlar.
Çalışmayı yürüten Jiong-Wei Wang, “Bu, enjekte edilebilir nanoformülasyonun, DHA’nın ateroskleroza karşı terapötik etkilerini, bildirilen oral DHA kullanımından 40.000 ila 400.000 kat daha düşük bir dozda önemli ölçüde iyileştirebileceğini gösteren ilk çalışmadır. Hastalarımıza sağlayabileceği klinik faydalar konusunda iyimseriz ve yakın gelecekte hastalar üzerinde klinik denemeleri araştırıyoruz.”