Dünyada en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri olan ve halk arasında ‘sara’ olarak bilinen epilepsi, ülkemizde her 100 kişiden 1’inde gelişiyor. Beyindeki bazı hücrelerin anormal elektrik sinyali yollamasıyla ortaya çıkan ve bilinç kaybı ile istemsiz hareketler şeklinde nöbetlerle seyreden epilepsi, tedavi edilmezse hastanın hayatını zorlaştırabiliyor, dahası ciddi yaralanmalara neden olabiliyor. Günümüzde epilepsi tedavisinden ise oldukça başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Öyle ki ilaç tedavisiyle hastaların nöbetleri önlenebiliyor veya sıklığı azaltılabiliyor.
Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, ancak düzenli ilaç kullanımına rağmen epilepsi hastalarının yüzde 30-40’ında nöbetlerin devam ettiğine dikkat çekerek, “İlaca direnç gösteren nöbetlerde, uygun hastalarda cerrahi işlem gündeme gelir. Cerrahi yöntemde amaç, nöbetleri ortadan kaldırmak veya sıklığını azaltmak, nörolojik zararları önlemek ve ilaçların yan etkilerini azaltıp, yaşam kalitesini arttırmaktır. Günümüzde epilepsi cerrahisinden yaklaşık yüzde 80 oranında başarı elde edilir” diyor.
Hastaların çoğunda nedeni saptanamıyor
Doğumsal anomali, doğum travması, kafa travması, beyin enfeksiyonu, beyin – damar hastalıkları, kanama ve tümörler, nöbetlere neden olabiliyor. Ancak hastaların yüzde 70-80 gibi büyük çoğunluğunda nöbetlerin sebebi tespit edilemiyor. Doç. Dr. Yaşar Bayri, nöbetlerin tipinin kaynaklandıkları bölge ve yayılım şekline göre değişiklik gösterdiğini belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Nöbetler düşme ve bilinç bozukluğu atakları; sadece bilincin bozulduğu ve korkmuş anlamsız bakışlar; mimiklerde korku, hayret, huzursuzluk veya ifadesizlik; gülme ve ağlama; el ve parmaklarda tekrarlayan hareketler şeklinde gelişebilir. Büyük nöbetlerde bilinç kapanır, beden kasılır ve idrar kaçırma oluşabilir. Bilinç açılıncaya kadar tam bilinç kapanıklığı, kafa karışıklığı ile sersemlik hissi dönemi olur”
İlaç tedavisine direnç gösterebiliyor
Epilepsinin asıl tedavisi antiepileptik ilaçlar ile nöbetleri engellemek olsa da, düzenli ilaç kullanımına rağmen hastaların yüzde 30-40’ında nöbetler devam ediyor. Bu tip epilepsiye ‘ilaca dirençli epilepsi’ deniliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, “Böyle durumlarda nöbetleri ortadan kaldırmak veya sıklığını azaltmak, nörolojik zararları engellemek ve ilaçların yan etkilerini azaltmak için cerrahi yöntem gündeme gelir. Ancak ilaca dirençli her epilepsi hastası cerrahi yöntem için uygun bir aday olmayabilir. Bu nedenle hasta öncesinde çok ayrıntılı bir incelemeden geçer” diyor.
48 saatlik video kaydı alınıyor
Cerrahi yöntem için uygun olan hastalarda ameliyat öncesinde, epileptik aktivitenin nedenini tespit etmek için Video EEG monitörizasyonu yapıldığını belirten Doç. Dr. Yaşar Bayri, bu süreci şöyle özetliyor: “Bunun için en az 48 saat boyunca sürekli EEG’si çekilerek video kaydı alınan hasta nöbet geçirmesi yönünde uyarılır. EEG kaydı ve nöbet sırasındaki video görüntüleriyle; nöbetin tipi ve beyinde hangi bölgeyi işaret ettiği, tek odaktan mı kaynaklandığı, yoksa birden fazla odağı mı olduğu tespit edilir. Ayrıca beyin MR, fonksiyonel MR, MR spektroskopi görüntülemeleri, PET ile SPECT gibi incelemelerle beyinde bir lezyon olup olmadığı, anormal kanlanma bölgesi varlığı ya da metabolitlerin dağılımında uygunsuzluk gösteren bir bölge olup olmadığı gibi pek çok ayrıntıya bakılır. Bunların yanı sıra nöropsikolojik testler yapılarak etkilenmiş beyin fonksiyonları belirlenir”
Cerrahi yöntemin başarı oranı yüksek
Epilepsi cerrahisinde hastada nöbet kaynağı belirlenmişse, önemli merkezlere zarar gelmemesi kaydıyla o bölge çıkarılıyor. Eğer birden fazla odak varsa, o zaman ameliyat sırasında beyin üzerine intraoperatif EEG elektrodları serilerek EEG kaydı alınıyor ve tespit edilen anormal bölgeler çıkarılıyor. Saptanan odak hareket merkezi, konuşma merkezi gibi yerleri işaret ediyorsa, bu bölgelere de nöbetin yayılmasını önlemek amacıyla bağlantı yollarını bozan teknikler uygulanıyor. Ameliyat öncesi yapılan incelemelerde odak saptanamadığı takdirde, yine nöbetin yayılımını önleyen, bağlantı yollarını bozucu cerrahiler ya da vagal sinir stimülatörü takılması ameliyatı yapılabiliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, “Ameliyat öncesinde hastada nöbet odağı saptanmış ise o bölgeyi çıkarmaya yönelik uygulanan cerrahi yöntemle nöbetlerin ortadan kaldırılma şansı yüzde 60-80’i bulabilir. Bağlantı yollarını bozan cerrahilerde nöbetleri önlemenin başarı oranı daha düşük olsa da, yöntemin nöbetin şiddeti ve sayısını azaltıcı etkileri sayesinde hastanın yaşam kalitesi yükselir” diyor.