Sessiz seyirli ve şikayetleri yıllar sonra ortaya çıkabilen ağır bir rahatsızlık olan mide kanseri, çeşitli hastalıklar, bazı çevresel faktörler ve yaşam tarzı alışkanlıkları ile ilişkilidir. Mide kanserinin tespit edilmesi halinde cerrahi tedavi, kemoterapi veya radyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulanabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Mide kanseri olguları daha ağırlıklı olarak 60 yaş ve üzeri bireylerde, erkek cinsiyette, tütün kullananlarda, aşırı kilolu veya obez bireylerde ve ailede mide kanseri öyküsü bulunanlarda görülüyor” dedi.
Kişisel tıbbi öykü dışında mide kanseri gelişiminde risk faktörü olarak kabul edilen farklı durumların da olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Aşırı tuzlu veya işlenmiş gıda ürünü tüketimi, taze ve mevsiminde sebze-meyve tüketmemek, yeterli düzeyde egzersiz yapmamak ve doğru şartlarda saklanmamış veya doğru pişirme yöntemleri kullanılmamış gıda tüketimi mide kanseri riskini arttırabiliyor” diye konuştu.
Erken evre mide kanseri ülser ile benzer belirtiler gösterebilir
Tarama uygulamalarının riskli bireylerde hastalık henüz herhangi bir belirti oluşturmadan erken dönemde tespit edilebilmesini sağladığının altını çizen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Mide kanseri belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı bireylerde mide kanseri gelişimi çok yavaş bir süreç olduğu için yıllar boyunca herhangi bir şikâyet meydana gelmeyebilir. Erken evre mide kanserlerinde, mide ülseri varlığında oluşan şikayetlere benzer belirti ve bulgular gelişebilir. Bu belirtiler genel olarak öğünler sırasında erken doyma, yutma problemleri, öğün sonrası aşırı şişkinlik, sürekli geğirme ihtiyacı olması, mide yanması, geçmeyen hazımsızlık, mide ağrısı, göğüs kemiği üzerinde ağrı hissedilmesi ve kanlı kusma şikayetleri ile görülebilir” hatırlatmasında bulundu.
Bu şikayetlerin genel itibari ile ortaya çıktığında daha farklı ve basit problemlerin belirtileri ile karıştırılabildiğini ancak mide kanseri açısından riskli bireylerde özellikle yutma ve yutkunma ile ilgili problemler varlığında ileri tetkik ve araştırmanın gerekli olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Mide kanserinin ilerlediği vakalarda kansızlık, midede sıvı birikimi, gaita renginde koyulaşma, halsizlik, iştah kaybı ve istemsiz kilo verme belirtileri görülebilir” dedi.
Riski azaltmak için sağlıklı bir yaşam benimsenmeli, sigaradan uzak durulmalı
Mide kanserine karşı koruyucu kabul edilen herhangi bir spesifik yöntemin olmadığını ancak kanser gelişimine karşı riskin bir miktar azaltılmasına katkı sağlanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Sağlıklı bir kiloda olmak, düzenli ve dengeli beslenmek, tütün kullanımından kaçınmak ve düzenli egzersiz yapmak mide kanseri ve tüm kanser risklerinin azaltılması açısından önemli. Risk faktörlerinin fazla sayıda bulunduğu kişilerde erken tarama çalışmalarının yapılması da mide kanserinin önlenmesi ve erken evrede tespit edilmesi açısından faydalı olabilir. Fizik muayene, laboratuvar testleri, radyolojik görüntüleme yöntemleri, endoskopi ve genetik araştırmalar, bu kapsamda yapılabilecek tetkikler arasında yer alır” diye konuştu.
Tedavi kişiye özel planlanıyor
Mide kanserinin tanısında endoskopinin oldukça faydalı bir tetkik olduğunu dile getiren Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Gerekli durumlarda şüpheli bölgelerden biyopsi alınarak patolojik inceleme amacıyla laboratuvara da gönderilebilir. Endoskopi, biyopsi ve moleküler genetik analiz işlemleri dışında bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme gibi radyolojik tetkikler de mide kanseri tanısında faydalı olabilecek uygulamalar arasında” dedi.
Mide kanseri tespiti sonrasında tedavi planlamasına geçildiğini paylaşan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu tedavi planlaması, kişiye ait çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak ayarlanır. Bu kapsamda gerçekleştirilebilecek çeşitli tedavi girişimleri mide kanserinin tespit edildiği bölgenin cerrahi olarak temizlenmesi, kanser hücrelerinin ortadan kaldırılması amacıyla radyoterapi uygulamalarından faydalanılması, kanser hücrelerini hedef alan ağır kimyasal ilaçlarla kemoterapi uygulanması ve hedefe yönelik tedavilerle sadece kanser hücrelerinin temizlenmesi olabilir” açıklamasında bulundu.