Bu yıl 19-23 Ekim tarihleri arasında Almanya’nın Münih şehrinde gerçekleşen ve Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen ESMO 2018 Kongresi’nde İmmüno-onkolojide kombinasyon tedavilerine dair önemli gelişmeler paylaşıldı. ESMO 2018’e katılarak açıklanan çalışmaları yakından takip eden Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çelik, hastaların yaşam kalitesinin artmasının yanı sıra, tedavi maliyetlerinde önemli bir azalma sağlanabileceğini belirtti.
Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (ESMO), 1975 yılından bu yana başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanında yapılan kanser çalışmalarını desteklemeye ve onkoloji alanındaki profesyonelleri bir araya getirmeye devam ediyor. Bu yıl 19-23 Ekim tarihleri arasında Almanya Münih’te gerçekleşen ESMO 2018 Kongresi’nde, dünyanın saygın onkoloji uzmanları ve kanser tedavisi sürecine dahil olan diğer branşlardan doktorlar birçok kanser türünde uygulanan yenilikçi yaklaşımlar ve tedavi olanaklarını sağlık profesyonelleriyle paylaştı.
ESMO 2018 Kongresi’ne katılarak paylaşılan çalışmaları değerlendiren Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çelik, hastaların yaşam kalitesinin artmasının yanı sıra tedavi maliyetlerinde de önemli bir azalma sağlanabileceğini belirtti.
Kongrede, yeni bir terminoloji ile ‘Tedavisiz Dönem Analizi’ paylaşıldı
Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çelik, kongrede paylaşılan İmmüno-onkolojide kombinasyon tedavilerindeki verilerle ilgili detaylı açıklamasında şöyle dedi: “CM-214 Faz III çalışması ile Nivolumab artı İpilimumab kombinasyonunun daha önce tedavi almamış ileri evre veya metastatik renal hücreli karsinom hastalarında anlamlı derecede daha uzun tedavisiz sağkalım sağladığı ispatlanmıştı. Minimum genel sağkalım takibi 30 ay olmak üzere, 30’uncu ayda Nivolumab artı İpilimumab kombinasyonu kullanan hastaların yüzde 36’sının halen hayatta olduğu ve bir sonraki tedaviyi gerektirmediği ve bu alanda standart tedaviyi kullanan hastalarda ise bu oranın yüzde 16 olduğu belirlenmiştir. Yeni bir terminoloji ile ‘Tedavisiz Dönem Analizi’ paylaşıldı. Tedaviyi bırakan hastalar arasında, tedaviyi bıraktıktan iki yıl sonra, Nivolumab artı İpilimumab kombinasyonu alan hastaların yüzde 19’unun, standart tedavi alan hastaların ise yüzde 6’sının tedavisiz dönemde olduğu paylaşıldı.”
‘Şimdiye kadar görülmemiş bir başarı’
ESMO 2018 Kongresi’nde dikkat çeken bir diğer konu ise, ‘Metastatik melanomda kombinasyon tedavisine ilişkin 4 yıllık sağkalım sonuçları oldu. Nivolumab artı İpilimumab tedavisi alan hastaların yüzde 53’ünde dört yıllık sağkalım elde edilirken, bulgular bu çalışmada immün kontrol noktası inhibitörlerinin kombinasyonuyla tedavi alan hastalar için şimdiye kadar bildirilen en uzun takip süresinin elde edildiğine yer verildi.
Prof. Dr. İsmail Çelik, Metastatik melanomda kombinasyon tedavisine ilişkin 4 yıllık sağkalım sonuçlarını ise şöyle değerlendirdi: “Bildiğimiz kadarıyla melanomda diğer mevcut tedavilerin hiçbiriyle randomize koşullarda 4 yıllık takiple yüzde 53 genel sağkalım oranı elde edilmemiştir. Melanom, tümörün hücresel özelliği, kalınlık ve ülserasyonuna, kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmamasına ve kanserin lenf nodlarının ne kadar ötesine yayıldığına dayanarak evreleme kategorilerine ayrılır. İmmüno-onkoloji ajanlarının geniş çaplı kullanımı, kanser tedavisinin çehresini değiştirmektedir. 2 İmmüno-onkolojik ajanın kombine kullanıldığı bu çalışmada kanserde tam yanıt sağlanan hastaların oranının yüzde 21 olarak gerçekleşmiştir. Bu şimdiye kadar görülmemiş bir başarı diyebilirim. CheckMate-067 çalışması, immün sistemi bu agresif kanser türüyle mücadele etmek için en iyi nasıl destekleyebileceğimizi anlamamıza yardım etmekte ve hekimlerimiz ile hastalara kalıcı ve güvenli bir tedavi seçeneği sunmaktadır.”
MSI-High kolon kanseri tanılı hastalarda ilk ve tek İmmüno-Onkoloji kombinasyonu
Nivolumab artı Düşük Doz İpilimumab Kombinasyonu, daha önce tedavi almamış MSI-High kolon kanseri tanılı hastalarda kalıcı klinik yarar sergiledi. Gelecekteki kanser tedavisinde pek çok farklı kombinasyon tedavisi beklediğini dile getiren Çelik sözlerini şöyle tamamladı: “CM-142 çalışması ile Nivolumab artı düşük doz İpilimumab kombinasyonu kullanan MSI-High Kolon Kanseri tanılı hastalarda yüzde 60 oranında objektif yanıt oranı gösterilmiştir. Hastaların kombinasyon tedavisine verdikleri yanıtların tutarlı ve sürdürülebilir kalıcılıkta olduğu gözlenmiş ve yanıt veren hastaların yüzde 82’sinde yanıtların devam ettiği belirlenmiştir. Bu kombinasyon, tedavisi zor olan bu hasta popülasyonunda klinik yarar sağlayan ilk ve tek İmmüno-Onkoloji kombinasyonudur.”
İmmüno-onkolojik tedavi nedir?
Kanser, halen en ciddi halk sağlığı sorunlarından birisi olup, tüm dünyada görülen en yaygın ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 2015 yılı DSÖ verilerine göre, her yıl kanser nedeniyle yaklaşık 8,8 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. İmmüno-onkoloji, üzerinde çok büyük Ar-Ge araştırmaları yapılan kansere karşı geliştirilen yeni bir tedavi yöntemidir. Kelime anlamı olarak, “immüno” bağışıklık sistemini, “onkoloji” ise kanseri temsil etmektedir. Geleneksel tedavi yöntemlerinde süreç, doğrudan kanserli bölge üzerine odaklanmaktadır. İmmüno-onkolojide ise tedavi, vücudun doğal savunma sistemi olan bağışıklık sisteminin kanserle mücadele etmesi prensibi üzerine kuruludur. Farkındalığı artmış bağışıklık sistemi, kanser hücrelerinin yok edilmesinde daha etkili bir rol oynayarak iyileşme sürecini destekler. Gerçekleştirilen klinik araştırmaların sonuçlarına göre, kanser tedavisinde immüno-onkolojik ilaçlar kullanıldığında uzun dönem sağkalım oranları artmaktadır. Bununla birlikte bu ilaçların yan etkileri de diğer kanser ilaçlarına göre daha yönetilebilir olduğundan hastaların tedavi sürecindeki yaşam kalitesi de artmaktadır.