Kamu, özel sektör ve üniversitelerin sağlık profesyonellerini bir araya getiren OHSAD Kurultayı, 18 Nisan, Perşembe günü 10. kez, Antalya’da ziyaretçilerine kapılarını açtı.
Kaliteli ve sürdürülebilir bir sağlık sistemi ile sağlık sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirmek, sektörün sorunlarını masaya yatırıp ortak çözümleri konuşmak üzere onuncu kez sektör profesyonellerini ağırlayan OHSAD Kurultayı’nda sağlık finansmanında reform arayışları konuşuldu.
Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Sema Ramazanoğlu, Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Dr. Abdülvahit Sözüer, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı ve OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat’ın katılımı ile başlayan Kurultay, 20 Nisan, Cumartesi gününe kadar devam edecek.
“Eve ekmek götürmek için sağlığın finanse edilmesi gerek”
OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat
“Sektörümüz büyümüyor, şişmanlıyor”
Kurultayı’nın açılışında konuşan OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, özel sağlık hizmet sunucularının finansal sıkıntılarından bahsederek “Problemimizi çözecek ve iletecek ana unsurlar olarak Cumhurbaşkanımızın en yakın kurul üyeleri burada olduktan sonra sırtımız yere gelmez” dedi.
Eve ekmek götürmek için sağlığın finanse edilmesi gerektiğini belirten OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat, “Artık özel hastaneler açılmıyor, kapananı da duymuyorsunuz çünkü hastaneler törenle kapanmıyor. Türkiye’de sağlığa harcanan paranın GSMH oranı yüzde 6,1’den 4,1’e indi. Buna rağmen sağlıkta memnuniyeti yüzde 70’in üzerinde tuttuk. Ancak sorunlarımıza rağmen bu oranı burada tuttuğumuz için feryadımız samimi bulunmadı” şeklinde konuştu.
İlaca yüzde 26 zam geldiğini ve bu zammın bile az olduğunu ifade eden Bahat, “Ancak bizim paket fiyatlarımıza, ameliyatlarımıza hiç zam gelmedi. Belki biliyorsunuzdur biz ameliyatlarımızda ilaç da kullanıyoruz. Bunların maliyeti arttı, ancak bize bir artış gelmedi. 5 yılda 10 bin yatak artmış ama 6 bini yoğun bakımlarda artmış ve zarar etmişiz. Yani büyümemişiz şişmanlamışız. Uzman hekim sayımız yüzde 32.3’müş, bugün yüzde 29.4. Yani aslında geriye gidiş var. Sektörümüz büyümüyor, şişmanlıyor. Özel hastanelere gelen vatandaşlardan alınan payın 15 TL, devlet hastanelerin 8 TL olması ve bunun eczanelerden alınması sebebiyle oluşan asimetriden kaynaklı nedenlerden 5 yıl içinde hasta sayımızda, ameliyatlarımızda artış olmamış” diye konuştu.
Acillerden, yoğun bakımlardan ve fark alınmayan kalemlerden fark alınmadığından dolayı kuralsızlık içinde kalındığını belirten Bahat, “Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları enflasyon oranında güncellenmediği gibi modern dünyada cepten harcamayı destekleyecek olan tamamlayıcı sigorta bir türlü ayağa kalkmıyor. Çok az ödeme yapmasına rağmen çok düzenli ödeme yapan bir SGK kurumumuz var. Bu bir işletme için çok önemli. 10. defadır teşekkür ederiz” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Güçlü bir devletin varlığı ve özel sağlık hizmet sunucuları ile Cumhurbaşkanı arasında köprü olan siyasetçilerin Kongrede yer almasından dolayı memnuniyetini dile getiren Bahat, “Sağlığa yatırım yapan patronlarımız, doktorlarımız, hemşirelerimiz ve sağlık çalışanlarımız var. Biliyoruz daha iyi olabiliriz. Olduğumuz yer olmak istediğimiz yer değil. Çok daha iyisini hak ediyoruz” dedi.
“Özel sektörün yakaladığı kalite Kamunun da belli bir kaliteyi yakalamasını sağlıyor”
“Üç yıldır sektörün sorunlarını çözemedik ama umut ediyorduk. Tabii ki artık umuttan başka bir şey gerekiyor” sözleri ile konuşmasına başlayan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı, yabancı ülke yetkilileri ile görüşmelerinde onların GSS’nin başarısını Türk mucizesi olarak nitelendirdiklerini belirterek “GSS Türkiye’nin yurtdışında iftihar ettiği bir markasıdır” ifadesini kullandı.
Gerçekleşen sağlıkta dönüşüm ve onun finansman yönetiminin devrim niteliğinde olduğunu söyleyen Bağlı, “Özel sektörün yakaladığı kalite Kamunun da belli bir kaliteyi yakalamasına sebebiyet veriyor. Sorunlarımız yok mu? Var. SUT’un 2008 den bu yanan hiç değişmeyen işlem kalemleri var. Bundan sonra yapılması gereken iki şey: Kaliteyi düşürmemek ve sağlıkta dönüşümün 1. fazında yakalanan memnuniyetin atına düşmemek” diye konuştu.
Türkiye bir sosyal hukuk devleti olarak devam edecekse ve Sosyal Güvenlik Kurumu, Genel Sağlık Sigortası bunun bir unsuru olacaksa özel sağlık sektörün de devamının sağlanmak zorunda olduğuna değinen Bağlı, “Sorunlar var, yapabildiklerimiz var, yapamadıklarımız var. Ancak en azından her konuda özel sektörler mutabakat sağlamaya çalışıyoruz. Bu yılın sözleşmesine ilişkin özel sektörle bir konuda mutabakat sağlayamadığımız için 4 aydır yayınlayamıyoruz. Onu da çözeceğiz. Aramızdaki diyalogda bir sorun yok, sorunlarınızı anlıyoruz. Mevcudu muhafaza edip üstüne bir şeyler koymamız lazım. Hangi rakamlara bakarsak bakalım sağlığın finansmanı için bir düzenleme yapılması ve SUT fiyatlarında artış yapılmasının zorunluluğu olduğu aşikar. Hazır Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu Üyeleri buradayken ben de sizler adına bu konudaki talebimi iletmiş olayım” şeklinde konuştu.
“Sağlık sisteminde finansal yönetimi yeniden kurgulanmalı”
Sağlık sisteminde yapılması gerekenleri belirterek Sağlık Bakanlığı teşkilatının yeni sisteme göre yeniden yapılanması ve üniversite hastanelerinin yeniden yapılandırılması konusuna değinen Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, sağlık sisteminin finansal yönetiminin de yeniden kurgulanması gerektiğini dile getirdi.
Sağlık hizmetleri ve finansmanının sürdürülebilirliği konusunda dikkatli adımlar atmak gerektiğini belirten Ünüvar, “Sağlıkla ilgili bütün kaynakların daha etkin, verimli ve ekonomik kullanımı ile ilgili çalışmalar yapılmadır” dedi.
“Sağlığa bütüncül yaklaşmak gerekiyor”
Konuşmasında sağlığa bütüncül yaklaşmak gerektiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Gıda ve Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Sema Ramazanoğlu ise 10. OHSAD Kurultayı’nın gelenekselleşen yapısı içinde Ortak Akıl Toplantıları yaptığını ve bu toplantıların sektörün tüm bileşenlerinin bir arada olduğu bir tartışma ortamı sağladığını belirterek “ Kadim kültürümüzde istişare olarak yer alan ortak akıl, ortak vizyon ve ortak geleceğe bu toplantılar vesilesi ile ulaşmak mümkün oluyor” dedi.
“Türkiye, sağlık hizmeti ihraç eden bir ülke konumunda”
Sağlık Bakanlığının Türkiye’nin üçüncü bütçeli Bakanlığı olduğunu ve bu finansal gücün pek çok yapıyı etkileyebileceğini ifade eden Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme BaşkanıDr. Abdülvahit Sözüer, “Dünya ölçeğinde sağlık önümüzdeki yıllarda artık 10 trilyon doların üzerinde hacimlere ulaşan, savunma sanayi gibi öncelikli olarak devlet ekonomilerine yön verecek bir alan… Dolayısıyla planlama anlamında mükemmele ulaşması gereken bir alan haline geliyor” dedi.
Türkiye’nin hizmet kalitesi, ileri teknoloji hastaneleri ve sağlık turizminde cazibe merkezi olması itibari ile sağlık hizmeti ihraç eden bir ülke haline geldiğini söyleyen Sözüer, sağlık finansmanının sektörün tüm paydaşlarını da içine alacak şekilde bütünsel bir yaklaşımla yönetilmesi konusunu dile getirdi.
Sağlık finansmanında reform arayışları masaya yatırıldı
Her yıl geleneksel olarak hazırlık gününde sağlıkta ana gündemi oluşturan bir tema etrafında Ortak Akıl Toplantısı ile sektörün geleceğine ışık tutan OHSAD Kurultayı, bu yıl “Sağlık Finansmanında Reform Arayışları” için kamu, özel sektör, üniversiteler ve STK temsilcilerini biraraya getirdi.
Başta Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve SGK temsilcileri olmak üzere kamu, özel sektör ve üniversitelerin yöneticilerinin katıldığı toplantının sonuçları moderatörler Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Haluk Özsarı’nın sunumu ile katılımcılarla paylaşıldı.
Sağlıkta dönüşümün ikinci fazına başlanması, GSMH içindeki “sağlık hizmetleri payı” artırılması ve sürdürülebilirlik için “sağlık turizmi”ne odaklanması gibi konuların öneri olarak paylaşıldığı toplantıda, zenginleşerek yaşlanmak için sağlıklı yaşamın finanse edilmesi gerektiği vurgulandı. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’un sadece özel sağlık hizmet sunucularının derdi olmaması gerektiğinin altı çizilerek yerlileşme konusunda dışa bağımlılık azaltıldığı zaman bazı avantajlar ve hedefler konması gerektiği ifade edildi.