Aslında önceki yazılarda kısmen dile getirdiğimiz bir kavramı bu kez farklı biçimde irdelemeye çalışacağız. Bu kısmen aritmetik, kısmen geometrik öğeler içerse de, aslında biyolojik bir sorun. İnsan kendi de dahil gördüğü formları “bugünkü” halleri olarak algılar. Bu durumda ister istemez bunların bir de “önceki” hallerinin olması gerektiğini düşünmez.
Yavuz Dizdar
Bir varlık tanındığı şekliyle algılanıp isimlendirilir. Mesela bir beldeye “kumluca” adı verilmişse, bu oranın kum zemin okumasından kaynaklanır. “Kızıltoprak” dediğinizde de aslında asfalt ve beton altında kalmış olasılıkla bakırdan zengin topraklardır. Derken insanoğlu merak ve ihtiyaç gereği kazı yapmaya başlar. Kazı yapmak bir nevi geçmişi aramaya benzer, çünkü ne olursa olsun yerçekimi nedeniyle bir öncekinin üstüne iner.
Tarih hep yerçekimi yönünde iner
İşte paradoksun başlangıç noktası da budur. Kazdıkça bugünküne kısmen benzeyen başka formlar ortaya çıkmaya başlar ve işler karışır. Böyle bir form günümüzde olmadığına göre, tabakalanma da üstüne olduğuna göre, bu bulunan önceki form olmak zorundadır. Böylelikle evrim kavramı bir düşünce olarak belirir. Bir formun bir başkasına dönüşmesi aslında mantıksız değildir, sorun açıklama biçiminde ortaya çıkar. İki form görünüşte birbirinden farklı olduğuna göre değişmiş olduğu fikri akla gelir. Evrimi savunanlar “böyle olduğu için en iyisi oldu” dediğinde aslında açıklama sorununu da ortadan kaldırır. Dahası genetik bilgi bu açığı kapamada önce fazlasıyla esnek görünür.
Her nasıl olursa olsun, bugünkü ve geçmiş bulunan formun ne oldukları bellidir. Aritmetik ve geometri o zaman işin içine girer. Zira bütün çizimlerde açıkça belli olduğu üzere evrim tek çizgili “doğrusal” bir sistem kurar. Dolayısıyla eski ve bugünkü formlar doğrusal sistemde birbirini takip eder, ama başlangıcın ne olduğunun bilinmemesinin ötesinde, geçişin ip mi (çizgi) yoksa kurdele mi oluşturduğu da tartışmamıştır.
İp ve kurdele farkı
İkisi arasında bir fark var mıdır? Vardır, hem de çok ağır bir fark. Değişim biçimi kavram olarak bir çizgi (ip) ise tek bir noktadan başlayacaktır, dolayısıyla evrim açısından son derece makul ve çekicidir, düşünce ilksel çorbada rastlantıyla ortaya çıkan bir tek hücreli canlı biçimini alır. Oysa doğrusal formlar sadece ip olmak zorunda değildir, kurdele ile de betimlenebilir. Oysa bu durumda kurdele noktasal biçim göstermez, zaman başlangıçta tek nokta olmayacaktır, kurdele bir doğru parçasının türevidir (çizgi parçasının türevi alan oluşturur). Oysa doğru parçası ne kadar küçük olursa olsun sonsuz nokta oluşturacağından açıklamayı “nokta başlangıçlı” evrim düşüncesinden uzaklaştırır. Noktasal başlangıçlı çizgisel model geçersiz hale gelir.
Peki bunun biyolojik bir karşılığı var mıdır? Tartışacağız.