Eğitimden korunmaya tüm aşamalarda kadınlar daha fazla inisiyatif almalı
Gilead Sciences Türkiye, Pozitif-iz Derneği ve MAC Kozmetik tarafından 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle farkındalık etkinliği gerçekleştirildi. Bu kapsamda düzenlenen basın toplantısında HIV ve AIDS’e ilişkin bilgi verilirken, sosyal medya üzerinden de HIV’in bulaşma yolları ve korunma yöntemlerine dikkat çekildi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde HIV’e karşı farkındalık yaratmak amacıyla Gilead Sciences Türkiye, Pozitif-iz Derneği ve MAC Kozmetik tarafından bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında yapılan basın toplantısında HIV ve AIDS’e ilişkin kamuoyuna detaylı bilgi verilirken, sosyal medya üzerinden de HIV’in bulaşma yolları ve korunma yöntemleri konularında paylaşımlar yapıldı.
Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısı, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden HIV End derneği üyeleri Doç. Dr. Özlem Altuntaş Aydın ve Doç. Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Doç. Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu ise dünyada 2017 Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) verilerine göre 36.9 milyon HIV ile yaşayan birey olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“2017 yılı içerisinde yeni tanı almış 1.8 milyon vaka bildirildi. 2010 yılından bu yana HIV’e bağlı ölümler %34 oranında azaldı. Bu da, HIV ile ilgili farkındalığın az olması, korunma yöntemlerinin bilinmemesi, tabular ve önyargılar nedeniyle yeterince konuşulamaması ve önleme stratejilerinin geliştirilememesi ile ilişkilendirilebilir. Toplumda bilinç düzeyini yükseltecek eğitim faaliyetleri ile daha fazla sayıda bireyi test yaptırmaya teşvik ederek tanı alması sağlanabilir ve ancak bu şekilde yeni tanı sayılarımızdaki artışın önüne geçilebilir.”
Doç. Dr. Kumbasar Karaosmanoğlu, Türkiye’de ilk kez 1985 yılında ortaya çıkan ve o yıl 3 olan HIV/AIDS vaka sayısının her yıl arttığını, 2018 yılında bu sayının 17 bini aştığına dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“HIV ve AIDS’in topluma anlatılabilmesi ve yayılımının önüne geçmek için; erken yaşlarda okullarda ve üniversitelerde eğitim verilmesi, anonim yani kimlik verilmeden test yapılabilen merkezlerin ve danışmanlık hizmetlerinin sayılarının arttırılması, ücretsiz korunma olanakları yaratmak önemli. HIV pozitif olduğunun farkında olmadığı için tedavi almayan bireyler için farkındalığın arttırılması ve erken teşhis çok önemli. Yapılan ekonomik analizlere göre hastalık ne kadar çok ilerlerse sağlık üzerindeki negatif etkileri ile birlikte kişiye ve devlete maliyeti de o kadar artıyor.”
İstatistiklerin, HIV’in ortaya çıkışından günümüze en çok etkikenenlerin kadınlar olduğunu gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Karaosmanoğlu, “1985’de HIV epidemisinin ortaya çıkmasından bu yana HIV pozitif kadın oranı yaklaşık 4 kat arttı ve kadınlar günümüzde tüm dünyada HIV ile yaşayan bireylerin yarısından çoğunu oluşturuyor” dedi. Kadınların eğitimden korunmaya birçok aşamada artık daha fazla insiyatif almaları gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Karaosmanoğlu, şöyle konuştu:
“HIV’in yayılımı ancak eğitim ve korunma ile durdurulabilir. Kadınlar gereken her noktada olduğu gibi bu konuda da ön plana çıkabilirlerse toplumumuzda çok daha etkin ve sürdürülebilir bir farkındalık yaratılabilir. Örneğin anneler için çocuklarının ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz, bu sebeple çocuklarının erken yaşlarda HIV riskinin farkına varmalarını ve bu riskten kaçınmak için neler yapmaları gerektiğini öğretmeleri, onların doğru bilgiye ulaşmaları için doğru bilimsel kaynaklara yönlendirmeleri çok önemli.”
Toplantıda konuşan Doç. Dr. Özlem Altuntaş Aydın ise HIV, insan bağışıklık sisteminde önemli bir role sahip olan CD4 hücrelerini hedef almakta, enfeksiyona yönelik tedavi alınmadığı durumlarda, yıllar içerisinde bağışıklık sisteminin giderek zayıflaması ile AIDS evresine ilerleyebilmektedir” dedi. Tanı alan her hastaya özel durumlar dışında beklemeden tedavi başlanması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Altuntaş Aydın, şöyle konuştu:
“Bugün enfeksiyonun tedavisi mümkündür ve tedaviye uyum gösteren bireylerde tedavi yanıtı son derece yüksek, tedaviye direnç gelişme olasılığı yok denecek kadar azdır. Erken dönemde tanı ve tedaviye erişimin önündeki en büyük engel ayrımcılık ve damgalamadır. Toplum tarafından damgalanma, işini, eşini, ailesini kaybetme korkusu nedeni ile kişiler test yaptırmaktan kaçınmakta ve erken tanı şansını kaybetmektedirler. Tanı aldıklarında ise aynı endişeler nedeniyle tedavilerini gizli tutmakta veya tedaviye başlayamamaktadırlar. Bu nedenle HIV tanısı sonrası tedavinin hemen başlanması hem kişinin sağlığı için hem de toplum sağlığı için çok önemli”
Pozitif-İz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Çiğdem Şimşek ise “Toplumumuzun %77 gibi büyük bir kısmı HIV ve AIDS konusunda doğru bilgiye sahip değil. Yine toplumumuzun %75’inin HIV pozitif bireylerin normal bir yaşam yaşayabileceği bilmiyor. Bu durum da toplum açısından ciddi bir risk oluşturuyor. HIV konusundaki bilgisizliği ve HIV ile yaşayanlara yönelik önyargıları önlemezsek, yayılımı da önleyemeyiz.”
M.A.C Kozmetik marka müdürü Nazlı Altıpat “Dünya çapında HIV ve AIDS’ten etkilenen insanları desteklemek amacıyla 1994 yılında kurulan ‘M.A.C AIDS Fonu, M.A.C’in kalbini ve ruhunu oluşturmaktadır. Viva Glam rujlarımızın getiririnin %100’ü M.A.C. AIDS Fon’a aktarılarak HIV ile yaşayanlara ulaştırılır.” dedi.
Etkinliğe koşulsuz destek veren Gilead Sciences Türkiye’den Medikal Direktör Dr. Tahsin Gökçem Özçağlı ise “HIV enfeksiyonunu diğer tıbbi durumlardan farklı kılan yönü, hastalığın psikososyal boyutudur. Yanlış bilgiler, bilinmeyenler, tabular ve önyargılar çoğunlukla hastalığın önüne geçmektedir. Bu nedenle toplumu bilinçlendirmeye ve farkındalığı artırmaya yönelik faaliyetleri son derece önemli buluyoruz.” diye konuştu.
Basın toplantısı sonrasında etkinlik alanında M.A.C tarafından kurulan makyaj istasyonlarında Makyaj Artistleri tarafından katılımcılara makyaj yapıldı. Ayrıca tüm gelirleri HIV ve AIDS ile farkındalığın arttırılmasını desteklemek için kullanılan MAC AIDS Fonu’na destek yaratıldı.